Bank Asya'nın eski genel müdürlerinden Abdullah Çelik, katılım bankasına el konulmasına imza atan bürokratların işinin zor olduğunu söyledi. Türkiye'de finansal krizlerin genelde siyasilerin bankalara müdahalesi dolayısıyla çıktığını, bu yüzden sektör otoritesi BDKK'nın kurulduğunu anlatan Çelik, "Şimdi burada siyasilerin hiç bir imzası yok. Dolayısıyla bu bürokratların işi çok zor. İleride mahkemede soracaklar. BDDK'nın kendilerini savunacak hiç bir şey yok." dedi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, katıldığı bir televizyon programında Bank Asya'nın TMSF'ye devredilmesiyle ilgili olarak, "Siyasi bir şey olsa 1,5 sene niye beklensin de bugün yapılsın?" demişti. Bank Asya'nın genel müdür yardımcılarından Abdullah Çelik de yönetimi TMSF tarafından devralınan katılım bankasına tamamen el konulması ile ilgili olarak Samanyolu Haber TV'ye yaptığı açıklamada, verilen kararda siyasilerin imzası olmadığına dikkat çekti. Çelik, "Şimdi burada siyasilerin hiç bir imzası yok. Dolayısıyla bu bürokratların işi çok zor. İleride mahkemede soracaklar. Bu banka kar etti. Sermaye yeterliliği yüzde 18. Ödemelerini yerine getirdi, diyecek mahkeme ve BDDK'nın kendilerini savunacakları hiç bir şey yok." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de finansal krizlerin genelde siyasilerin bankacılık sektörüne müdahaleleri yüzünden çıktığına dikkat çeken Abdullah Çelik, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ile yönetil organı Kurul'un da 2001 krizi sonrası bu yüzden Uluslararası Para Fonu IMF'nin baskısıyla yapılan reformlar çerçevesinde kurulduğunu vurguladı. Çelik, şöyle şöyle devam etti:
"2001'deki krizin sebebi buydu; siyasilerin bankacılık sektörüne müdahil olmasıydı. BDDK yoktu o zaman. Biz bütün bunlar yaşanmasın diye, IMF'nin de zorlamasıyla BDDK'yı kurduk. Temel özelliği BDDK'nın bağımsız olmasıdır. Ne hikmetse bizde reformlar hep parasal kriz sonrasında gerçekleşiyor. Gelinen noktada bütün bunlar (2001 bankacılık krizi) hiç yaşanmamış gibi tekrar yıllar önceki hatalara geri dönülüyor. Bank Asya'yla ilgili bine yakın yalan habere rağmen banka ödemelerini yerine getirdi. Siz olamayacak eziyeti yapacaksınız buna rağmen bu banka ödemelerini yerine getirecek ama siz hala el koymaya kalkacaksınız. BDDK'daki kişiler banka haricinde şahısların da davalarıyla karşı karşıya kalacaklar. Bankanın ortakları sermaye artırmak istiyor siz sermaye artışına izin vermiyorsunuz. Bunların hepsi kayıtlı. ABD, global bankacılık krizinde batan bankalara sermaye yatırarak yardımda bulunuyor ama Bank Asya'nın ortaklarının bankanın ihtiyacı olmamasına rağmen sermaye artırımına müsaade bile edilmedi."
"ERDOĞAN'IN AKRABASI BİLE BELİRSİZLİKTEN DOLAYI YATIRIMINI YURT DIŞINA YAPTI"
Söz konusu durumun 'belirsizlik' ortaya çıkardığına işaret eden Çelik, ilgi çekici şu ayrıntıyı paylaştı:
"Belirsizlik ekonomideki en kötü şeydir. Yatırımcı belirsiz bir ortamda yatırım yapmaz. Türkiye 2014'te yurt dışına yatırım rekoru yaşadı. Tayyip Erdoğan'ın akrabası bile ekonomik belirsizlikten dolayı yatırımını yurt dışına yaptı."
Türkiye'nin yurt dışından finanse edilen bir ekonomik yapıya sahip olduğunu, kredileri çevirmek için bile yurt dışından para bulması gerektiğinin altını çizen Çelik, belirsizlik yüzünden bu anlamda da sıkıntı yaşanacağını belirtti. Çelik, "Yıllık 40-50 milyar para bulunması lazım. Bu yaklaşım tamamen memleketi yakarım anlayışı. Bunun hiç bir rasyonalitesi yok." diye konuştu.
CİHAN