İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun manşetlerini göstererek hedef aldığı Cumhuriyet gazetesi, bugün Bakan’a yanıt yazısı yayımladı. Gazete, söz konusu manşetlerin Can Dündar’ın Genel Yayın Yönetmeni olduğu dönemde atıldığını belirtirken Can Dündar da Cumhuriyet’in açıklamasına yanıt verdi.
Suç örgütü lideri Sedat Peker’in çektiği videolarda bir dizi iddiada bulunarak suçladığı Soylu, TRT Haber’de çıktığı özel yayında bazı manşetlerini ‘terör manşetleri’ ifadelerinin yer aldığı bir dosya ile göstererek Cumhuriyet gazetesini hedef almıştı.
Gazete, bugün yayımladığı editoryal yazı ile Soylu’ya yanıt verdi. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, geçen gece TRT Haber kanalında yapılan bir programda gazetemiz Cumhuriyet’i yeniden hedef almıştır.
Bilindiği üzere, Türkiye’de, aralarında iktidar ortakları tarafından da kimi açıklamalarla doğrudan desteklenen mafya liderlerinin de bulunduğu kimi suç örgütü elebaşıları; hem birbirleri, hem kirli ilişkiler içinde oldukları siyasetçiler, hem de kimi devlet bürokratları ile çatışma halindedirler.
Bu çatışmada adı en çok anılanların başında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu gelmektedir.
Mafya örgütleri ile bağlantıları olan gazetecilerle yakın dostluklar kurduğu, yeraltı dünyasının liderlerine sözler verdiği, onlara devlet memuru koruma ve dinlenmemeleri için ses bozucu araç tahsis ettiği vb. savlarla suçlanan Süleyman Soylu, bu savlara açıklık ve içtenlikle yanıt vermek yerine, siyasi konumunu korumak amacıyla kendisini eleştiren muhalefetin yanı sıra, görevi gelişmeleri kamuoyuna duyurmak olan Cumhuriyet gazetesini hedef almaktadır.
Süleyman Soylu, bir yandan olayları karıştırıyor, bir yandan da kurgu yapıyor.
Soylu, TRT Haber’deki programda, Cumhuriyet gazetesini suçlarken verdiği örneklerin çoğunluğu, Can Dündar’ın başında bulunduğu İkinci Cumhuriyetçi bir ekibin Cumhuriyet gazetesini yönettiği döneme denk gelmektedir. Oysa, bugün Cumhuriyet gazetesi, bu ekibin yayın çizgisi ve tutumlarına karşı Cumhuriyet okur ve emekçileri ile birlikte dört yıl yürüttüğü hukuksal mücadele ve Yargıtay’ın da onadığı bir mahkeme kararı sonucu yönetime gelen Cumhuriyetçi kadro tarafından yayımlanmaktadır.
Cumhuriyet gazetesi, 2018 Eylül ayı başında, Atatürk’ün adını verdiği ve Yunus Nadi’nin kurduğu Cumhuriyetçi çizgisine oturduğunu kamuoyuna duyurmuştur.
Bu çizginin herhangi bir suç ya da terör örgütü ile ilişkilendirilmesi bir kasıtlı çarpıtmadan öteye gidemez.
Cumhuriyet’in çizgisi, apaçık bellidir; demokrasiden, laiklikten, özgürlüklerden, bağımsızlıktan ve ulusal bütünlükten yanadır.
Okurlarının desteğiyle dimdik ayakta duran Cumhuriyet gazetesi, demokrasinin ve özgürlüklerin düşmanı olan her türlü karanlık güce, mafyaya, suç örgütüne ve onlarla işbirliği yapan siyasete ve siyasetçiye karşı, haberleri, yazarları ve kalemiyle mücadeleyi görev bilir.
Eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenleri Orhan Erinç, Can Dündar, Murat Sabuncu, gazetenin eski İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay ve eski Ankara muhabiri Alican Uludağ’dan, “Soylu, TRT Haber’deki programda, Cumhuriyet gazetesini suçlarken verdiği örneklerin çoğunluğu, Can Dündar’ın başında bulunduğu İkinci Cumhuriyetçi bir ekibin Cumhuriyet gazetesini yönettiği döneme denk gelmektedir” açıklamasını yapan Cumhuriyet yönetimine tepki geldi.
ORHAN ERİNÇ: SUSUYORSAK…
Eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı’nın bir önceki Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç, “Susuyorsak Cumhuriyet çalışanlarına olan saygı ve sevgimizdendir” dedi.
Yaklaşık 50 yıl boyunca muhabirlik, yazı işleri müdürlüğü, yazarlık ve genel yayın yönetmenliği dahil Cumhuriyet gazetesinin her kademesinde çalışan ve “Ömrümün yarıdan ve eylemli yaşamımın üçte ikiden fazlasını Cumhuriyet gazetesinde geçirdim” diyen 85 yaşındaki Orhan Erinç, Facebook’taki hesabından “İkinci Cumhuriyetçilerin 10 Kasım 2015’te okurlarına sunduğu kitapçığı anımsatmak zorunda kaldığım için üzgünüm” diyerek, yazarı olduğu “Atatürk’ün ardından ne yazdılar?” kitabının 2015’te 95 bin adet basılarak okuyucuya ücretsiz dağıtıldığını hatırlattı.
CAN DÜNDAR: DOĞRUDUR, BÜTÜN SORUMLULUK BENİM
Gazete yönetiminin suçladığı dönemin Genel Yayın Yönetmeni olan Can Dündar da, Twitter hesabından, “Doğrudur, bütün sorumluluk benim ve bunu gururla söylüyorum” dedi. Dündar, “Kimseyi suçlayıp ihbarcılık yapmadan… Soylu’nun gözüne girmeye çalışmadan, utanmadan…” diye devam etti.
AKIN ATALAY: NE FARKINIZ KALDI İKTİDAR YANAŞMALARINDAN
Eski Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay da Cumhuriyet yönetimine tepki gösteren isimlerden biri oldu. Atalay, 2015’te, gazete çalışanları ve yazarlarının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MİT TIR’ları haberi üzerinden Can Dündar’a yönelik söylediği “Bu casusluk faaliyetinin içine o gazete de girmiştir. Haberi yapan bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu” ifadelerine karşı yayımlanan “Sorumlu benim” bildirisini hatırlattı.
Atalay, Twitter hesabından, “Dün ve bugün… Ne farkınız kaldı Soylu’dan, iktidar yanaşmalarından… Gazetecilik, jurnalciliği ağır bir yük gibi sırtında taşıyanların yapabileceği bir iş değildir” dedi.