Yargıtay 16. Daire'de görülen Ergenekon davası temyiz inceleme duruşması devam ediliyor. Temyiz aşamasındaki dosyanın bugünkü oturumunda İnönü Üniversitesi eski Rektörü Fatih Hilmioğlu savunma yaptı. Hilmioğlu savunmasında, "Yani bir taraftan bizleri her türlü sahte delil, yalancı tanık ve iftiralarla yıllarca tutuklu kalmamıza neden olan sözde emniyet mensupları, sözde savcılar ve sözde hakimler yargılanıyor, bir taraftan da bizler yargılanmaya devam ediyoruz hala. Normal koşullarda birbiri ile bağdaşması mümkün olmayan bu 2 olay bizim hukuk sistemimizde yaşanabiliyor. Bu nasıl bir hukuk sistemidir anlayamıyorum." ifadelerini kullandı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde görülün temyiz incelmesinin beşinci duruşmasına Şener Eruygur, Kemal Kerinçsiz, Fatih Hilmioğlu ve çok sayıda sanık katıldı. Duruşma başlamadan önce Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Arslan'ın babası İdris Alparslan söz istedi. Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanı Eyüp Yeşil, böyle bir usul olmadığı gerekçesi ile İdris Alparslan'a söz verilmedi.
Duruşmaya ardından İnönü Üniversitesi eski rektörü Fatih Hilmioğlu'nun savunmasının alınması ile devam edildi. Yedi yıl kadar yakın süren Ergenekon davasının Yargıtay aşamasında olduğunu hatırlatan Hilmioğlu, "Bu aşamada davanın görünümü şöyle. Bu davanın fezlekesini hazırlayan emniyet mensuplarının, savcı ve hakimlerinin bir kısmı tutuklu ya da tutuksuz yargılanmakta, bazıları yurt dışına kaçmış ve kırmızı bültenle aranmakta." dedi.
Hilmioğlu sözlerine şöyle devam etti: "Benim bu durumda anladığım şudur. Yargılanma aşaması süren polislerin hazırladığı fezlekeler, bu fezlekeleri esas alarak yargılanmakta olan savcıların hazırladığı iddianameler ve bu iddianameleri mahkeme kararına dönüştüren yargılanmakta olan hakimlerin mahkeme kararını yüksek mahkemeniz muhakeme ederek karara bağlayacak. Yani bir taraftan bizleri her türlü sahte delil, yalancı tanık ve iftiralarla yıllarca tutuklu kalmamıza neden olan sözde emniyet mensupları, sözde savcılar ve sözde hakimler yargılanıyor, bir taraftan da bizler yargılanmaya devam ediyoruz hala. Normal koşullarda birbiri ile bağdaşması mümkün olmayan bu 2 olay bizim hukuk sistemimizde yaşanabiliyor. Bu nasıl bir hukuk sistemidir anlayamıyorum." CİHAN