Fatih Balat'ta 20 metrekarelik dükkanda ömrünü tamamlayan tahta ve ahşap parçalar, Memet Usta'nın elinde hayat buluyor. Ahşap kokusunun karşıladığı dükkanda eserler kimi zaman çöpe atılmış kırık bir sandalye, kimi zaman da çeyiz sandığı oluyor. Memet Usta, adeta yorgun ahşapların hikayesini yeniden yazıyor.
Değer vermeyerek çöpe attığımız ya da bir hurdacıya verdiğimiz kırık bir sandalye, eski bir dolap parçası Balat'ta bulunan küçük bir dükkanda tekrar hayat buluyor. Memet Sönmez, sokakta topladığı ahşapları ve eski tahta parçalarını birer sanat eserine dönüştürüyor. Eskiye dair her şeye değer verilen bu dükkanda ahşapların hikayesi adeta yeniden yazılıyor. Dönüşüm atölyesinde objeler birer antikaya dönüşüyor ustanın ellerinde.
Temel prensibinin atık malzemelerden tasarım yapmak olduğunu söyleyen Sönmez, "Önce evimi çevremi süslemeyle başladım. Ama orada ihtiyaca göre harekete geçtim. İlk tasarımım gazete kağıdından masa ve sandalye ile olmuştur. Bu nesneler kimisi için yakılması ve atılması gereken bir çöptür. Şu dolap ayakların kurtaramadığım bir sandalyenin sırtıdır. Bundan bazen banyo aynası yapıyorum. Zaman zaman da diğer eşyalarla birlikte bir dolap oluyor. Eğer bu sandalye bu şekle gelmeseydi belki doğada varlığını duman olarak gösterecekti. Aslında atölyemizin temel prensibi atık malzemelerden tasarım yapmak. Dolayısıyla burada gördüğünüz objelerin yüzde 80'i atık malzemelerdir. Burada bir gecekondunun yer döşeme tahtası vardır. Bunları belki biri alıp yakacaktır. Ama bizim sorumluluğumuz burada başlıyor. Onları almak ve tekrar onlara hayat vermek." ifadesini kullanıyor.
İşini organik tarıma benzeten Sönmez, "Böyle bir şey yapıyoruz, para da kazanmıyoruz. Bir yerden de bir şey almıyorum. Dolayısıyla sokakta bulduğum için vergisi olmaması gerekiyor. Dolayısıyla biz de bu işe devam edelim. Burada hep eski var. Çünkü yeni bir şeyi sevmiyorum. Benim yaptığım tasarım eski üzerini kurulu. Benim tasarımım eski, yorgun ve kurtlu ahşaplar üzerine. Onları nasıl hayata kazandırırım, nasıl günlük yaşamımıza girer bu daha keyif alıcı bir şey. Öbür türlü hazıra konmuş oluyorsun." açıklamasını yapıyor
'DÜKKANIM DÖNÜŞÜM ATÖLYESİ GİBİ'
Yaptığı objeler sayesinde ağaçları yakmaktan kurtardığını ifade eden Sönmez, söyle devam ediyor: "Biz yeni ahşap aldıkça ağaç kesme sirkülasyonu artıyor. Geri dönüşüme katkı oluyor. Bunların beğenilmesi bile insanların ağaç kesme fikrinden uzaklaşması oluyor. Dolayısıyla yeni çok güzel ahşaplar var. Onların üzerine daha güzel çizimler yapabilirim ama yeni. Sonra ormanda daha fazla ağaçlar katlediliyor. Kokusuyla, yapısıyla ahşap çok güzel bir obje. Bunu olduğu kadarıyla hayatımızda eskileri kullanarak yeni hale getirerek, kültür ve sanata kazandırabiliyorsak insanları ağaç kesmekten uzaklaştırmış oluruz. Bu anlamda bir dönüşüm yeridir. Ahşaplara yeniden hayat vermektir. Atölyemizin adı da zaten dönüşüm atölyesidir. Ortaköy'de bir sergimiz var ve buradaki eserleri orada sergiliyoruz. Bunları talep halinde satıyoruz. Sadece şunu söyleyeyim sadece çorbayı kaynatıyoruz. Yani biz buradan para kazanacağız ve bundan ev alacağız oh çok güzel bir hayat olacak öyle bir şey yok. Zaten böyle bir hedefin varsa böyle bir işi de yapamazsınız."
CİHAN