ESRA BÜYÜKCOMBAK
Akademisyen (Genetik ve Biyoloji Mühendisliği)
Attığımız her adımda dizlerimiz vücut ağırlığımızın yaklaşık bir buçuk katını taşıyor. Bu yükün ömür boyunca taşınması büyük bir baskı oluşturuyor. Bu da yıllar içerisinde dizlerde birtakım problemlerin yaşanmasına zemin hazırlıyor. Ve maalesef diz ağrıları sadece yaşlılarda değil gençlerde de oldukça sık görülebiliyor.
Otuz yaşından itibaren kemik yoğunluğunu ve kas kütlesini kaybetmeye başlıyoruz; bunların her ikisi de eklemlerimizde gerginlik ve ağrıya neden olabiliyor. Yıllar geçtikçe, günlük hareketler bile kıkırdağımıza zarar verebiliyor. Kadınlarda daha fazla görülen diz ağrıları yaşam kalitesini oldukça fazla etkiliyor ve yaşlılığın ilk belirtileri olarak tanımlanıyor.
En Yaygın Diz Ağrısı Türleri Nelerdir?
Bazen dizinizin şiştiğini, sertleştiğini ve hareket kabiliyetinin sınırlandığını fark edebilirsiniz. Özellikle uzun süre yürüdüğünüzde veya ayakta durduktan sonra güçsüzlük ve dengesizlik görülebilir. Dizinizi hareket ettirmeye çalışırken çıkan çıtırtı sesleri de diz problemlerinin arasında sayılabilir. Çocukluk veya gençlik döneminde dizinizde meydana gelen yaralanmalar da daha ileri yaşlarda kronik diz ağrısı yaşamanıza neden olabilir.
Yaş ilerlemesiyle görülen diz ağrısının en sık nedeni osteoartrittir. Osteoartrit, eklemler arasındaki kıkırdakların zamanla aşınması ve yıpranmasıdır. Kıkırdak aşındıkça eklem daha fazla sürtünmeye maruz kalır ve bu da ağrıya neden olur. Ayrıca sıklıkla tendonların, bağların ve kasların zayıflaması, romatoid artrit, menisküs yaralanmaları ve yırtılmaları, bağ doku yaralanmaları diz ağrıları nedenleridir. Her durum farklıdır ve diz ağrılarının nedeni birden çok faktöre bağlı olabilir. Diz ağrısı yaşayan kişiler, uzman bir sağlık profesyoneli tarafından değerlendirilmelidir.
Diz sağlığı nasıl korunur?
Yaşlanmayı engelleyemeyiz ama yaşa bağlı diz problemlerinden korunabiliriz. Bilindiği gibi, önlemek tedavi etmekten daha kolaydır. Diz eklemi bozulmasıyla mücadele etmenin en etkili yollarından bazıları şunlardır:
• Fazla kilolardan kurtulun: Taşıdığınız her kilo ekstra ağırlık, diz eklemleriniz üzerinde dört kiloluk bir baskı anlamına gelir. Kilo verdiğinizde bu baskının hafifletilmesine ve ağrının azalmasına yardımcı olur. Doğru beslenmeyle dizlerinize binen yükü hafifletmek ağrılarınıza iyi gelecektir.
• Kas güçlendirme egzersizleri – Yaşlandıkça kas erimesi başlar. Gençken tüm destek kaslarımız aynı anda harekete geçmese de aktiviteleri tamamlayabiliriz. Ancak yaş ilerledikçe bu durum değişir, gücümüz azalır. Bu yüzden bacak, kalça ve göbek kaslarının güçlendirilmesi ve esnetilmesi dizdeki ağırlığın dengelemesini destekler.
• Hareket etmeye devam edin – Fiziksel aktivite yetersizliği kasların zayıflamasını önlemeye yardımcı olduğundan aktif kalmak önemlidir. Keyif aldığınız bir aktiviteyle dizlerinize çok fazla baskı uygulamadan aktif kalın.
• Su içmeyi ihmal etmeyin – Vücudunuzun büyük bir çoğunluğunun su olduğu düşünülünce susuz kalmanız halinde kıkırdak da dahil olmak üzere diğer kaynaklardan su kaybı başlayacaktır. Ancak kıkırdaktan su azalması yağlanmayı ve kayganlığı azaltır ve bu da eklem ağrısının artmasına neden olabilir.
• Antiinflamatuar (vücuttaki iltihabı azaltmaya yardımcı olan besinleri içeren beslenme) bir diyet, eklemlerinizde diz ağrısına neden olabilecek iltihabın oluşmasını önlemenin iyi bir yoludur. Rafine şeker ve karbonhidrat içeriği yüksek, aşırı işlenmiş gıdalardan kaçınmak iyi bir başlangıçtır. Antiinflamatuar bir diyet bol miktarda sebze, meyve, balık ve tam tahıl içerir.
Diz Ağrısı İçin Doğal Metotlar?
1. Esansiyel yağlar diz ağrılarını azaltabilir. Yayınlanan bir araştırma, dizlere zencefil ve portakal içeren bir yağla masaj yapmanın ağrıyı iyileştirdiğini destekledi. Ayrıca bazı çalışmalar tarçın, zencefil ve susam yağı içeren bir karışımın uygulanmasının ağrı ve sertlik üzerinde salisilat merhem kullanımına benzer bir etkiye sahip olduğunu gösterdi.
2. Kemik suyu, yüzyıllardır eklem ağrılarını azaltmak ve iltihabı kontrol altına almak için kullanılan geleneksel bir ilaçtır. Kemik suyu kollajen, glutamin ve glisin gibi eklem ağrısını ve iltihabı azaltan şifalı bileşiklerle doludur. Düzenli kemik suyu tüketmek, dizlerdeki eklem sıvısını arttırmaya ve bu bileşikler tarafından desteklenmeye katkı sağlar.
3. Ayurveda'da, lahana sargısı, eklem ağrısını ve şişliği azaltmak amacıyla yaygın bir şekilde kullanılır. Lahananın ısıtılması ve damarının alınmasıyla hazırlanan bu sargı, diz etrafına sarılır ve soğuyana kadar tutulur. Bu uygulamanın temelinde, lahananın içinde bulunan güçlü bir kimyasal olan sülforafan önemlidir. Özellikle dizlerde, kıkırdak sağlığını koruma ve güçlendirmeye yönelik olumlu etkilerinden dolayı kullanılır. Bu geleneksel yöntem, doğal ve etkili bir yol olarak kabul edilir ve eklem sağlığını desteklemek isteyenler arasında popülerdir.
4. Ghee yağı olarak bilinen sade yağ ve zerdeçal karışımı, içeriğindeki yağ asitleri, antioksidanlar ve diğer bileşenlerle cilt üzerinden emilerek dizlerde bölgesel rahatlama sağlayabilir. İnsanlar genellikle bu tür doğal ürünleri, özellikle geleneksel tıp uygulamalarının bir parçası olarak kullanırlar.
Herhangi bir sağlık sorununda olduğu gibi, doktor kontrolünün doğru tedavi için önemli olduğunu hatırlatarak sağlıklı günler dilerim.
[email protected] X:@esrabc