(...)

 

Saraya çeşitli konularda “fetvalar” üretmekle itham edilen fıkıh profesörü Hayrettin Karaman, her seferinde bu iddiaları reddediyor. Ama daha yeni yayınlanan bir yazısında şöyle diyor: “Partiler, Batılı demokrasi uygulamasının başımıza bela ettiği kuruluşlardır.”

Yani ne diyor Hayrettin Karaman? Dediği gayet açık: Şu muhalefet partileri olmasa ülkeyi tek başımıza ne güzel idare ederdik.

Dikta rejimi kurmak isteyenlerin heveslerinin sonu olmaz. Yaptıkları onca hukuksuzluğa rağmen asla tatmin olmazlar. Çünkü bir türlü içlerinden atamadıkları bir endişe ile yaşarlar. “Günün birinde bu devran tersine dönünce ne yapacağız” korkusudur bu...

O halde sistemi tamamen tahrip etmeleri gerekir ki, günün birinde sanık sandalyesinde hesap vermek mecburiyetinde kalmasınlar. Ama korkunun ecele faydası yok... Bir hesap günü eninde sonunda gelip çatacak. Ve bugün adeta tiyatroya çevrilen mahkeme salonlarında gerçek yargılamanın ne demek olduğuna işte o gün şahit olacağız.

1984 yılından beri yaşadığımız terör olayları, 32 yıl sonra yeniden zirve yapmış durumda. Gün geçmiyor ki birkaç şehit haberi gelmesin. Ve bu ortamda çıkıp, “Anketlerde oylarımız yükseliyor” 

diyebiliyorlar. Ülkenin birlik ve bütünlüğü tehlikedeymiş, her gün kaç ocağa ateş düşüyormuş, toplum hızla kutuplaşıyormuş, umurlarında değil...

Varsa yoksa iktidar ve oy... Böyle bir zihniyetin bu ülkede kalıcı olma şansı yok. Bertaraf olmaları yakın...