Bakanlığa göre Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen illerde 24 okul binası yıkılırken, 83 okulun ağır hasarlı olduğu tespit edildi. Peki, bu okullar için önceden önlem alınamaz mıydı?
6 Şubat'ta gerçekleşen depremlerin ardından İstanbul Valiliği'nin kentte riskli bulunan 93 okulu tahliye ettiğine dikkat çeken uzmanlar, Türkiye genelinde bu rakamın çok daha yüksek olduğuna, ancak yetkililerin felaketle yüzleşmeden önlem almadığına işaret ediyor.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası'nın (JMO) bugün yayınladığı raporagöre Türkiye genelinde 4 bin159 okulun fay hatları üzerinde bulunuyor.
"Uyarılarımız dikkate alınmadı"
Özellikle ivme değeri 0,5g'den yüksek yani görece çok yüksek riskli alanlar olarak tanımlanan bölgelerdeki okul durumunu analiz ettiklerini ifade eden Alan, "4 binden fazla okul yüksek ivme değerleri ile karşılaşma olasılığı bulunan alanlar üzerine inşa edilmiş durumda. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da 93 okulun yıkılarak yeniden yapılması konusunda çalışmalar başlatıldı. Ama biz biliyoruz ki bu riskli alanlardaki okul sayımız çok daha yüksek" diyor.
Tüm okulların yüzde 8,5'i
Jeoloji Mühendisleri Odası'nın tespitlerine göre jeolojik sakıncalı alan üzerine inşa edilmiş 4 bin 159 okul, Türkiye'deki okul sayısının yüzde 8,5'ini oluşturuyor. Oda, 50 metrelik korunma bandı içinde olan okul sayısını ise 191 olarak belirledi.
Raporda, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından söz konusu okulların gözden geçirilmesi gerektiğine işaret ediliyor. Fay sakınım bandı içinde olanlar ile zayıf mühendislik özellikleri sahip, jeolojik sakıncalı alanlar üzerine inşa edilmiş okul binalarının yıkılarak daha güvenli alanlara taşınması, diğer alanlarda kalan okul binaları için ise kapsamlı deprem performans analizlerinin yapılarak yeterliliklerin gözden geçirilmesi gerektiği uyarısı yapılıyor.
Hüseyin Alan, "Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı da söz konusu okullar hakkında yapılan çalışları kamuoyu ile periyodik olarak paylaşmalı" diyor.
"Önlemler yüzde 50 daha fazla olmalı"
Suna, tüm kamu binalarıyla birlikte okul binalarının deprem güvenliklerinin incelenmesi gerektiğini belirterek "Kamu binaları, kamunun malı olduğundan ilgili kurum ve Bakanlık okulları belli bir program çerçevesinde deprem güvenlikli hale getirmek zorundadır" diye konuşuyor.
İstanbul Valiliği'ne bağlı İstanbul Proje Koordinasyon Birimi tarafından 2006'dan itibaren okulların deprem güvenliklerinin incelenmeye başlandığını hatırlatan Suna, "Biz o zamanlar İstanbul'daki toplam okul sayısına baktığımızda daha yapılmayanların da olduğunu görüyorduk. Nitekim haklı çıktık. 93 okul 6 Şubat depremlerinden sonra birdenbire kapatıldı. Demek ki deprem güvenlikleri yokmuş, riskli binalarmış ki böyle bir endişeyle kapatıldılar" diyor.
Eğitim uzmanları da Türkiye'nin çok riskli bir deprem bölgesi içerisinde yer aldığını belirterek, tüm bu süreçlerin bir deprem felaketi yaşanmadan öncesinde değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
"Ağır hasarlı okul sayısı daha fazla"
"Plansızlık ve denetimsizlik var"
İstanbul'da son dönemde deprem riskinden dolayı tahliye edilen okullarda daha yakın bir zamana dek 50 binden fazla öğrencinin bulunduğunu ifade eden Özbay, "Bu da neyi gösterebilir? Demek ki şu anda Türkiye'de yüzlerce okulla ilgili böyle riskler var. Ama denetimlerin olması gerektiği gibi yapılmadığını, tedbirlerin alınmadığını ve maalesef ki çocuklarımızın, gençlerimizin eğitim göreceği okullarda bile bu risklerin yaşamımızın içerisinde olduğunu görüyoruz. Sorumluların burada sorumsuzca davrandığını görüyoruz" diyor.
Bu alanda plansızlık ve denetimsizliğe işaret eden Özbay, bilimi önceleyen eğitim kurumlarında bilimden bu kadar uzak bir anlayışın varlığının izah edilemez olduğunu vurguluyor.
"Hasar tespit raporları güvenilir değil"
Özbay, "Yaşadığımız felaketin yalnızca doğal bir afet olmadığını, rant odaklı yanlış politikalar, tedbirsizlik ve plansızlık sebebiyle daha büyük bir felakete, bir cinayete dönüştüğünü görüyoruz. Yetkililer bir an önce açık ve şeffaf bir şekilde durumu izah etmeliler ve bu zamana kadar almadıkları tedbirlerin sorumluluğunu üstlenip gereğini yapmalılar. Bundan sonra çok da geç kalmadan ivedilikle tedbirler alınmalı" ifadelerini kullanıyor.