Türk Eğitim Sen Antalya 2 Nolu Şube Başkanı Fethi Kurt, iktidarın işbaşına geldiği günden beri mesnetsiz gerekçeler üreterek kamu görevlilerinin kazanılmış en önemli hakkı olan iş güvencesini kaldırmak istediğini söyledi.
Türkiye Kamu-Sen Başkanlar Kurulu İstişare Toplantısı'nda alınan kararla ilgili Manavgat'ta açıklama yapan Başkan Kurt, "Memurların iş güvencelerinin ellerinden alınması demek, o devletin hâkim olduğu topraklardaki temsil kabiliyetini kaybetmesi ve kamu hizmetlerini özel sektöre, dolayısıyla küresel sermayeye devretmesi anlamına gelmektedir. Memur; salt bir mesleki tanım olmaktan öteye, taşıdığı anlam itibarı ile devletin varlığının ve egemenliğinin temsilcisidir." dedi.
1965 yılında kabul edilen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun, günümüz ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldiğine dikkat çeken Kurt, bu bakımdan Türkiye Kamu-Sen Başkanlar Kurulu olarak sorunların çözülmesine evet, iş güvencesinin kaldırılmasına ya da zayıflatılmasına hayır dediklerini kaydetti.
Kamu görevlilerinin iş güvencelerine yönelik her hangi bir girişim, karşısında kamu görevlilerinin çelikleşmiş iradesini ve Türkiye Kamu-Sen önderliğinde Türk tarihinin en büyük memur direnişini bulacağının altını çizen Kurt, "2015 yılı Ağustos ayında gerçekleştirilen toplu sözleşme görüşmelerinde 4-C'li personelin mahkeme kararı ile almaya hak kazandığı 560 lira tutarındaki ek ödemeler, brüt 158,25 liraya düşürülmüş, böylece belki de sendikacılık tarihinde ilk defa bir toplu sözleşme hükmü ile kazanılmış bir hak kaybedilmiştir. Son olarak 2013 yılında karar altına alınan 2015 yılına ilişkin enflasyon farkı hesaplaması değiştirilmiş ve memur ve emeklilerimizin maaşlarından yüzde 1,8'inin çalınmasına göz yumulmuştur. Buna göre daha önce enflasyonun yüzde 6,1'i aşması halinde enflasyon farkı ödenmesi hükme bağlanmışken 2015 toplu sözleşmesi ile enflasyonun yüzde 7,9'u aşması durumunda enflasyon farkı ödenmesi kararlaştırılmış ve memur ve emeklilerimizin cebinden maaşlarının yüzde 1,8'i çalınmıştır. Memur ve emeklilerimizin ortalama kaybı aylık 50 lira, yıllık 600 lira olmuştur." diye konuştu.
Atatürk ve silah arkadaşlarının yok olmaktan kurtarıp armağan ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bölüp, parçalayarak tarih sahnesinden silme amacındaki şer odaklarının her türlü ihanete başvurarak faaliyetlerini ara vermeksizin sürdürdüğüne dikkat çeken Kurt, bu çerçevede son dönemde daha da artan terör olaylarından, can ve mal kayıplarından son derece rahatsızlık duyduklarının altını çizdi.
Terör olaylarında hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, şehit ailelerine ve Türk milletine başsağlığı dilediklerini vurgulayan Kurt, Türkiye Kamu-Sen Başkanlar Kurulu olarak en son terörist de yok edilinceye kadar sürdürülecek uzun ve kararlı mücadele ile Türkiye'nin yeniden huzur ve güvenlik ortamına kavuşturulması noktasında gerçekleştirilecek her türlü operasyonda güvenlik güçlerinin arkasında olduklarını vurguladı.
Kurt, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Ancak ülkemizin içinde bulunduğu bugünkü açmazların temel sebeplerinden bir tanesinin, iktidar sahiplerinin çözüm süreci adı altında teröristlerle yürüttüğü akıl ve izanla bağdaşmayan müzakere süreci olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını önemle çiziyor, siyasi iktidarı yeniden teröristle müzakere etmeye tevessül etmemesi yönünde uyarıyoruz. Milletimize düşmanlık besleyen terör örgütü ve mensuplarını destekler nitelikte bir bildiri yayınlayan akademisyenleri kınıyor, gerçekle yakından uzaktan ilgisi olmayan bu talihsiz bildiriyi reddediyor, bildiriyi hazırlayan ve imzalayan bu sözde aydınları izana davet ediyoruz. Bu çerçevede bunların bildirisine karşı vatansever Türk aydınları bildirisini destekliyoruz." CİHAN