Dünyadan 600 kilometre uzaktaki bir uydu sayesinde kaydedilen görüntüler sayesinde bulutsuz tek bir günde 5 bin kilometrekarelik bir alandaki filleri saymak mümkün.

Filleri tek tek saymak zor bir görev olsa da bunu mevcut görüntüler üzerinden filleri ayırt etmeyi öğrenen bir alogritma yapıyor.

Bath Üniversitesi'nden Dr. Olga Isupova, "Algoritmaya görünler tanıtıp 'Bunlar fil, şunlar değil' diye öğretiyoruz. Algoritma böylece bizim çıplak gözle göremeyeceğimiz detayları da ayırt etmeyi öğreniyor." dedi.

Afrika filleri, soyu tehlike altındaki türler arasında yer alıyor. Bu kategoride durumun ciddiyetine göre üç seviye var: "Kritik tehlikedeki türler, tehlikedeki türler ve savunmasız türler." 

Afrika filleri bu üçü içinde durumları görece iyi olan savunmasız türler seviyesinde.

Bilim insanları ilk olarak Güney Afrika'nın Addo Ulusal Fil Parkı'nda ölçüm yaptı.

Oxford Üniversitesi'nden koruma bilimi uzmanı Dr. Isla Duporge, "Bu bölgede fil sayısı yüksek. Parkta hem sık çalılık hem de açık bozkır var. Bu yüzden yaklaşımımızı test etmek için iyi bir yerdi." ifadelerini kullandı.

Duporge şöyle devam etti: "Bugüne kadar geliştirme aşamasında olarak gördüğümüz bu yöntemi artık tam anlamıyla kullanabiliriz. Şimdiden pek çok koruma örgütü uçaklarla sayım yapmak yerine bu teknolojiyi kullanmak istiyor."

Yaban hayatı koruma örgütlerinin ticari uydulara erişmek ve onlardan görüntü satın almak için ödeme yapması gerekecek.

Fakat bu yöntem yaşam alanları ülkelerin sınırlarını aşan ve bu yüzden uçakla gözlem yapmak için birden fazla ülkeden izin almanın zor olduğu fil topluluklarının takibini kat kat iyileştirebilir.

Bilim insanları bu yöntemlerin kaçak avcılıkla mücadelede de işe yarayabileceğini belirtiyor. Dr. Duporge, "Bu görüntüler uzaydan alındığı için sahada kimseyi kullanmamıza gerek olmuyor. Bu özellikle Koronavirüs döneminde büyük avantaj." dedi.

Duporge, "Zoolojide teknoloji kullanımı epey yavaş ilerleyen bir alan olabiliyor. En son teknolojileri hayvanların korunmasında da kullanabilmek gerçekten çok güzel."