74 yaşındaki Murtaza Sucu, kendi bahçesinden ürettiği zeytinyağını sosyal medya hesabından satmak istedi. Sosyal medya hesabına 17 Ocak'ta “Satılık zeytinyağı” ilanı koyan Sucu ile 2 Şubat günü iletişime geçen dolandırıcılar, zeytinyağından numune istedi.
Zeytinyağını satma ümidiyle dolandırıcıların ofisine giden Sucu'yu, ağlarına düşürmeye çalışan dolandırıcılar kendilerini iş adamı olarak tanıttı. Dolandırıcıların iş adamı olduğuna inanan Sucu, önce 30 teneke zeytinyağını parasını almadan dolandırıcılara verdi. Dolandırıcılara güvenen Sucu, 2021 model sıfır aracını da satmak istediğini söyledi. Sucu'nun teklifini hemen kabul eden dolandırıcılardan biri 500 bin liralık aracı oğlunun üzerine devrettirerek satın aldı.
Bir kuruş almadan 5 milyon liralık malını devretti
Zeytinyağı ile otomobil için Sucu'ya bir kuruş bile ödemeyen dolandırıcılar, Sucu'nun kendilerine olan güveninin artması için işin içine kendisini bir bankanın şube müdürü ve polis olarak tanıtan 2 kişiyi dahil etti. Zeytinyağı ve arabayla yetinmeyen dolandırıcılar, Sucu'nun arazilerinin yerini göstermek için açtığı E-Devlet hesabının giriş ve iletişim bilgilerini değiştirerek onun haberi olmadan 13 dönümlük arazisini satış işlemine koydu. Kendisini banka müdürü olarak tanıtan şahsın dolandırıcıların bankada 10 milyon liralık hazır kredileri olduğu sözüne kanan Sucu, 8 Şubat günü de 13 dönümlük arazisini de bir kuruş almadan devretti.
45 yılda kazandı bir haftada kaybetti
Dolandırıcılar satış işlemlerinin ardından parasını isteyen yaşlı adama silah zoruyla “Paramı aldım” yazılı evrak imzalattı. Yaşlı adamı bir süre farklı bahanelerle oyalayan dolandırıcıların Sucu'ya verdiği 2 banka çeki sahte çıktı. İşin peşini bırakmayan Sucu'ya bu kez 4 milyon 900 bin lira değerinde senet verdi. Senedinde karşılıksız çıkması üzerine Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yolunu tutarak şahıslar suç duyurusunda bulunan Sucu, 45 yıl Avrupa'da çalışarak elde ettiği mal varlığını geri alabilmek için hukuk mücadelesi başlattı.
Bir haftada 5 milyon liralık mal varlığını nasıl kaybettiğini İHA'ya anlatan 6 çocuk babası Murtaza Sucu, dolandırıcıların fabrikatör havasına kanarak onlara güvendiğini söyledi. İşin bu boyuta gideceğini tahmin etmediğini aktaran Sucu, “Ben şimdi uykularımı kaybettim. Geceleri uyuyamıyorum” dedi.
“Kredi çıktığı gibi parayı vereceklerini söylediler”
Dolandırıcıların Facebook hesabı üzerinden paylaştığı satılık zeytinyağı ilanı üzerinden kendisiyle iletişime geçtiğini paylaşan Sucu, dolandırıcıların kendisinden ilk olarak zeytinyağı almak istediğini söyledi. Bir iş merkezindeki ofise numune zeytinyağı götürdüğünü anlatan Sucu, “Bende 30 teneke yağ olduğunu söyledim. Yağın hepsini satın aldılar. Bende parasını istedim. Onlarda paranın sorun olmadığını ödeyeceklerini söyledi Aramızda bir samimiyet oluştu. Bana fabrikatör iş adamı havası verdiler. Bende onlara güvenerek 2021 model sıfır bir aracımın olduğunu ve satmak istediğimi söyledim. O esnada Alper Güler denen kişi oğluna alabileceğini söyledi. 475 bin lira fiyatta anlaştık. Gelip arabayı aldılar. Ertesi gün devri onun oğluna verdim. Ardından yağ ve arabanın parasını istedim. Bana kredi başvurusunda bulunduklarını, kredi çıktığı gibi parayı vereceklerini söylediler” ifadelerine yer verdi.
“Banka müdürü 10 milyon lira hazır kredileri olduğunu söyledi”
Dolandırıcıların arazilerinin yerine bakma yalanıyla E-Devlet giriş ve iletişim bilgilerini değiştirdiğini sözlerine ekleyen Sucu, “O arada E-Devlet hesabım açıkken araziyi tapu üzerinden işleme koymuş. Ertesi gün beni arayıp ‘Amca tapuya gidelim' dedi. Bende ona ‘Ne tapusu niye tapuya gidiyoruz' dedim. O da E-Devlet üzerinden araziyi satış işlemine koyduğunu söyledi. Bende ona tepki göstererek satmadığımı söyledim. Bana fiyatın ne kadar olduğunu sordu. Ben de arazinin dönümünün 450-500 bin lira ettiğini söyledim. Bana 350 bin liraya alabileceğini söyledi. O arada içeri iki kişi girdiler. Biri kendisini bir bankanın şube müdürü olarak, diğeri KOM Şubede görevli polis olarak tanıttı. Gelen müdürde bana bu kişilerin içeride 10 milyon lira kredilerinin olduğunu, tapuyu devrettiğim gibi parayı alabileceğimi söyledi. Beni ikna ettiler. Alper Güler ve Mert Çetin isimli kişilerle tapuya gittik. Orada şekerim yükseldi. O arada bana şekerli su getirdiler. Daha kötü oldum. Ben kötüyken devir için imza atmamı istediler. Bende imzayı attım. Ancak nasıl imzaladım, bilmiyorum” diye ekledi.
“Silah zoruyla evrak imzalattılar”
Ofise döndüklerinde kendisine silah zoruyla okumadan evrak imzalattıklarını aktaran Sucu, “O sırada kendini polis diye tanıtan ‘O belgeyi imzala yoksa hakkında dolandırıcılıktan işlem yapacağım' dedi. Bana silahını gösterip tehdit etti. Ben de o an okuyamadım. Bana silah zoruyla imza attırdılar. Belgenin fotoğrafını istedim. Onlar da attılar. Belgeye ‘Paramı aldım' şeklinde yazmışlar. Ben öyle olduğunu bilseydim. Öleceğimi bilsem de imza atmazdım. Beni bankanın yanına çağırdılar. Oraya da gelen giden kimse olmadı. Nizip'te bana 2 çek verdiler. Çekler asılsız çıktı. Sonrasında tepki gösterince bana 4 milyon 900 bin liralık senet verdiler. Senette karşılıksız çıktı. Adamın üzerinde bir şey yokmuş. Arabayı başkasına satmışlar. Tarlamı da satmışlar, 3 el değiştirmiş. Benim 4.5 milyon liralık arazimi 400 bin liraya satmışlar. Ben malımı onlara bırakmayacağım. Sonuna kadar takip edeceğim. Bugün bir ay oldu ama adamlar hala ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Bunlar başkalarını da dolandırmışlar. Bunlar nasıl serbest geziyor. Yetkililer bunlara ‘dur' desin” diye konuştu.
“45 yılda çalışarak kazandığını 3-5 günde kaybetmemeli”
Dolandırılan Sucu'nun avukatı Cihan Mercimek ise kendilerini kamu görevlisi olarak tanıtan dolandırıcılar hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Soruşturmanın şuanda savcılık tarafından yürütüldüğünü ifade eden Mercimek, “Şüphelilerin kimlikleri tespit edilip ifadeleri alınıyor. Aynı zamanda da Asliye Hukuk Mahkemesinde hileye dayalı tapu iptali tescil davası açtık. Şuanda söz konusu arazide tedbir kararı var. Biz şüphelilerin tespit edilerek cezalandırılmasını bekliyoruz. Murtaza bey kaybettiği malların tekrardan kavuşmalıdır. Yaklaşık 45 yıl Avrupa'da işçilik yaparak elde ettiği mal varlığını burada 3-5 gün içinde kaybetmemelidir” dedi.