Finlandiya Göçmenlik Servisi’nin yeni yayınladığı kapsamlı rapora göre, Hizmet Hareketi ile bir şekilde ilişkisi olduğu ileri sürülen bu kişilere yönelik güvenlik operasyonları sürüyor. AKP iktidarının devlet eliyle ortaya koyduğu hukuksuzlukların yanı sıra bu kişiler toplum genelinde ciddi bir damgalama ile karşı karşıyalar.
Rapor, Finlandiya Göçmenlik Servisi'nin Ekim 2023'te Ankara ve İstanbul'da gerçekleştirdiği bir bilgi toplama misyonunun bulgularını içeriyor. Finlandiyalı yetkililer, Hizmet Hareketi ile bağlantılı olduğu iddia edilen kişilerin durumu hakkında 18 farklı kaynakla görüştü. Bu kaynaklar arasında insan hakları örgütleri, hukuk uzmanları ve Türk hükümetinin baskıcı politikalarının doğrudan hedefi olmuş kişiler yer alıyor.
15 Temmuz’un ardından ilan edilen olağanüstü halden bu yana, AKP hükümeti Hizmet Hareketi'ni sert bir şekilde bastırmaya devam ediyor. Rapor, bu operasyonların rastgele bir şekilde yürütüldüğünü ve hedef alınan kişilerin belirlenmesinde şeffaf bir kriter olmadığını ortaya koyuyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre, operasyonlar genellikle yerel güvenlik güçlerinin inisiyatifine bırakılıyor ve bu durum, bazı bölgelerde daha yoğun bir baskıya neden oluyor.
Her hafta bir ya da iki yeni operasyonun düzenlendiği ve bu operasyonların genellikle hükümetin resmi kanallarında duyurulduğu belirtiliyor. Raporda, bu operasyonların artık yalnızca Hizmet Hareketi‘nin önde gelen üyelerini değil, aynı zamanda Hizmet Hareketi ile dolaylı olarak bağlantılı olabilecek sıradan vatandaşları da hedef aldığı vurgulanıyor.
Rapor; devlet memurları, askeri personel, daha önce beraat etmiş veya cezasını çekmiş kişiler ve bu dosyalar kapsamında hapiste bulunan kişilerin aileleri için insani yardım faaliyetlerinde bulunanlar da dahil olmak üzere hedef alınan çeşitli kişi kategorilerini tanımlamaktadır. Ayrıca rapora göre “ankesörlü telefon soruşturmaları” ordu mensuplarına odaklanmakta ve cezai sorumluluk yaşına yeni ulaşmış bireyler de risk altında bulunmaktadır.
AKP iktidarının Hizmet Hareketi ile bağlantılı olduğu iddia edilen kişileri tespit etmek için kullandığı kriterler oldukça geniş ve zaman zaman keyfi olabiliyor. Rapor, ByLock isimli mesajlaşma uygulamasını kullanmak, Bank Asya'da hesap sahibi olmak veya hareketle ilişkili olduğu bilinen bir kişiyle sosyal medya üzerinden iletişim kurmak gibi eylemlerin, bu kişilerin "terör örgütü üyeliği" ile suçlanmasına yol açabileceğini belirtiyor.
Bu suçlamaların ardından tutuklanan kişiler, ciddi insan hakları ihlalleriyle karşı karşıya kalıyor. Finlandiya Göçmenlik Servisi’nin raporuna göre, bu kişiler gözaltında işkenceye maruz kalma, zorla kaybedilme veya kötü muamele görme riski taşıyor. Özellikle Ankara, Şanlıurfa ve Mersin gibi bazı illerde işkence iddialarının yaygın olduğu ifade ediliyor.
Hizmet Hareketi ile bağlantılı olduğu iddia edilen kişiler, sadece devletin baskısıyla değil, aynı zamanda toplumun büyük kesimlerinin önyargı ve düşmanlığıyla da karşı karşıya kalıyor. Raporda, bu kişilerin iş bulma konusunda ciddi zorluklar yaşadığı, kamu sektöründe çalışmanın neredeyse imkansız hale geldiği belirtiliyor. Ayrıca, özel sektörde bile bu kişiler "kara listeye" alınmış durumda ve işe alım süreçlerinde ayrımcılığa uğruyorlar.
Toplumun bu kişilere yönelik tavrı ise genellikle dışlayıcı ve damgalayıcı oluyor. Aile üyeleri, arkadaşları ve komşuları tarafından yalnız bırakılan bu insanlar, "sivil ölüm" olarak tanımlanan bir durumla karşı karşıya kalıyorlar. Rapor, bu kişilerin ailelerinden uzaklaştırıldığını, işlerini kaybettiklerini ve normal sosyal hayatlarına devam edemediklerini ortaya koyuyor.
Hizmet Hareketi ile bağlantılı olduğu ileri sürülen kadınlara da raporda özel bir yer veriliyor. Bu kadınların gözaltına alındıklarında cinsiyet temelli şiddet ve kötü muameleye maruz kaldıkları belirtiliyor. Hamile kadınların tutuklanması ve zorlu koşullarda doğum yapmaya zorlanması da dikkat çeken bir diğer nokta.
Çocuklar da bu baskılardan nasibini alıyor. Hizmet Hareketi’yle bağlantılı olduğu iddia edilen kişilerin çocukları, okullarda zorbalık ve ayrımcılığa maruz kalıyor. Bu çocuklar, ailelerinin maruz kaldığı sosyal damgalama nedeniyle ciddi psikolojik sorunlar yaşayabiliyor.
Finlandiya Göçmenlik Servisi’nin bu raporu, Türkiye’de Hizmet Hareketi’yle bağlantılı olduğu iddia edilen kişilerin maruz kaldığı baskıların boyutlarını gözler önüne seriyor.
Bu rapor, Finlandiya’nın iltica politikaları için kritik bir rehber niteliğinde. AKP iktidarının baskıcı politikaları karşısında Hizmet Hareketi ile bağlantılı olan veya olduğu iddia edilen kişilerin korunması gerektiğini savunan rapor, bu kişilerin güvenli bir şekilde sığınma talep etmeleri için uluslararası toplumun dikkatini çekiyor.