Kronosnews adlı haber sitesinin haberine göre Avusturya Dışişleri Bakanı Kneissl: Erdoğan darbeyi Putin’den öğrendi. İşte o haber:

Avusturya’da 15 Ekim genel seçimlerinde ilk sırada yer alan Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ile sağcı popülist Avusturya Özgürlük Partisi’nin (FPÖ) kurduğu yeni kabine pazartesi günü iş başı yapacak. Yeni kabinede yer alacak önemli bakanları sizin için analiz ettik:

Parti üyesi olmamasına rağmen FPÖ’nün isteği üzerine bakanlık görevine getirilen Karin Kneissl, Arapça ve İbranice dahil yedi dil konuşuyor. 1990-1998 arasında dışişlerinde çeşitli görevler yapan Kneissl, bugüne kadar  gazeteci ve uzman olarak çalıştı. Kneissl, Viyana’da diplomat adaylarının eğitim gördüğü lisansüstü eğitim kurumu ‘Diplomatische Akademie’de öğretim üyesi.

Yeni Dışişleri Bakanı Kneissl, Mart 2017’de katıldğı Türkiye ile ilgili bir konferansta Türkiye’yi yakından izlediğini ortaya koyan açıklamalar yaptı. Kneissl Rusya ve Türkiye arasında esen soğuk rüzgarlardan sonra gelen özrü 15 Temmuz ile ilişkilendirdi ve şu ifadeleri kullandı: “Bu özre nasıl gelindiği konusunda çeşitli teoriler var. Benim çok inandırıcı bir bulduğum bir duyum var. Biraz da komplo teorisine giriyor sanırım. Normalde komplo teorilerine kapalıyım ama Erdoğan, 15 Temmuz’da Marmaris’te otelde iken, darbe girişimi olacağına dair bilgiyi Moskova’dan almış.”

Kneissl ayrıca konuşmasında Büyükada’yı çok sevdiğini ve ailesiyle beraber 60’lı yıllardan beri Türkiye’yi ziyaret ettiğini söyledi. Müstakbel bakan, “Şu anda Türkiye’de işsiz kalmaktan korkan akademisyen ve gazeteci arkadaşlarım var ve bu beni üzüyor,” ifadelerini kullandı.

Kneissl, 2016 Haziran’ında Die Presse gazetesinde yazdığı bir yazıda ise Avrupa Birliği ile Türkiye arasında imzalanan mülteci anlaşmasının bir “saçmalık” olduğunu ve sadece “otokrat Erdoğan’ın paranoyasını rahatça yaşaması için elini güçlendirdiğini” iddia etmişti.

Ayrıca Kneissl, ‘Benim Ortadoğum’ isimli kitabında, Avusturyalı Theodor Herzl’in kurduğu siyonizmi ‘Blut-und-Boden’ (Kan ve Toprak) ideolojisi olarak tanımlayarak şimşekleri üzerine çekmişti. Kan ve toprak ideolojisi insanların yaşadıkları topraklara bağlılık duyması fikrine dayalı, köylülüğe vurgu yapan bir nasyonal sosyalizm öğretisi.

İddialara göre Kneissl, Avusturya Entegrasyon Fonu’nun düzenlediği bir programda Arapçada gelecek zaman kipinin olmadığını öne sürdü ve bu nedenle Arapların “gelecek planlamalarının az olduğunu ve kadere dayalı bir anlayışta” olduklarını savundu.

Yeni kabinede aşırı sağın beyni olarak nitelendirilen, partinin genel sekreteri Herbert Kickl İçişleri Bakanı, Mario Kunasek ise Savunma Bakanı oldu. Böylece üniformalı devlet memurlarının tamamı bir partinin eline geçmiş oluyor. Cumhurbaşkanı Van der Bellen’in bu durumu göz önünde bulundurarak ÖVP’li Karoline Edtstadler’in İçişlerine ‘devlet sekreteri’ olarak gönderilmesini istediği ileri sürülüyor. Devlet Sekreterleri Avusturya’da bir nevi gölge bakan olarak çalışıyor ve yetkilerin bir bölümünü kullanarak bakanlara yardımcı oluyorlar.

Bakanlar arasında en dikkatİ çeken isimlerden biri Josef Moser. Adalet ve Reform Bakanı olan Moser, Sayıştay başkanlığı döneminde “devlet mekanizmalarında reform” talebiyle gündeme gelmişti. Genç lider Kurz  kökeni aşırı sağda olan Moser’i önce milletvekili sonra da bakan yaparak “değişiklik zamanı” sloganının altını doldurmaya çalışıyor. Moser aslında aşırı sağın efsanevi liderİ Jörg Haider’in yol arkadaşlarından biri.

Moser’in FPÖ lideri Heinz-Christian Strache ile yıldızının barışık olmadığı biliniyor. Federal yönetime sahip Avusturya’da merkezci bir politika izleyeceğini her platformda söyleyen Moser, ÖVP’nin asıl güçlü olduğu bölge yönetimlerinde de pek istenmeyen bir isimdi.

İsmi son güne kadar gündeme gelmeyen Eğitim Bakanı Heinz Fassmann ise genç lider Sebastian Kurz’un uzun süreden beri entegrasyon politikalarını şekillendiren isim. 2 metre 7 santim boyundaki dev profesörün bakanlığı anaokullarının da eklenmesiyle bütün eğitim alanlarını kapsayacak.

Kurz’un yakın çalışma arkadaşı Gernot Blümel başbakanlıkta devlet sekreteri, kısa zamana kadar Avrupa Parlamentosu üyesi Elisabeth Köstinger ise Tarım ve Çevre Bakanı oldu. Kurz en önemli bakanlıklardan olan Maliye Bakanlığı’na ise koalisyonun müzakere ekibinde olan Bettina Glatz-Kremser’i atamak istemediği için pek tanınmayan bir isim olan Hartwig Löger’i atadı. Aile bakanı Juliane Bogner-Strauß, ekonomi bakanı ise Margarete Schramböck oldu. FPÖ’den ise geçen yıl cumhurbaşkanlığını az bir farkla Van der Bellen’e kaptıran Norbert Hofer, Altyapı Bakanı olarak devlet demir ve karayollarının idaresini eline aldı.