İYİ Parti lideri Meral Akşener'in "Kazanacak aday değil" iddiasıyla CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığına itiraz ederek seçimlere iki ay kala Altılı Masa'dan kalkmasının sebepleri tartışılıyor. Akşener'in anketlerin daha yüksek gösterdiğini savunarak CHP'li belediye başkanları Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş'a işaret etmesine rağmen, asıl sebebin "beşli çete" olarak adlandırılan, hükümete yakın şirketler olabileceği belirtiliyor.

Artıgerçek'in haberine göre son dönemde, Kılıçdaroğlu'nun geçtiğimiz yıllar içinde "beş ayrı sermaye grubunda yer alan ve iktidara yakın olan şirketlere Hazine'den 418 milyar dolar aktarıldığını" vurgulaması, iktidara geldiğinde de bu parayı halka geri vereceğini söylemesi dikkat çekiyordu. Kılıçdaroğlu öte yandan, 'beşli çete'nin kendisinden randevu istediğini ve bunu reddettiğini söylemiş, 418 milyar doları gündeme getirdikten sonra da suikast tehditleri aldığını açıklamıştı.

CHP lideri, depremlerin Türkiye gündemini değiştirmesinden önceki hafta, 31 Ocak günü yaptığı grup toplantısı konuşmasında, partisinin uzman ekiplerinin Hazine'den çalındığı iddia edilen paraların peşine düştüğünü söylemişti. "O raporlar geldiğinde paniğe kapıldılar. Devletin hazinesinden çalınan paranın toplamının 418 milyar dolar olduğunu saptayınca karalama kampanyaları ve suikast tehditleri gelmeye başladı. Vız gelir, tırıs gider" demişti.

Sayıştay denetçilerine de "İktidara geldiğimizde o raporlarınızda 418 milyar doları görmezsem, görevinizi yerine getirmemişsiniz demektir. Milletimin önünde açıkça ifade ediyorum, raporda görmezsem yakarım sizleri" diye seslenen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etmişti.

"Halkıma bir taahhütte bulunmak istiyorum. Çeteleri temizleme, devlet hazinesinden sülükleri temizleme operasyonum başlamadan önce Ankara'ya dev bir dijital pano kurduracağım. Adı "çetemetre" olacak. Halktan çalınan ve geri alınan her doları görecekler bu panoda. 418 milyar doları burada görünceye kadar asla durmayacağım. Onların Türkiye'deki mal varlıkları, yurtdışına kaçırdıkları, ailelerine transfer ettirdikleri her kuruşun peşine düşeceğim."

Kılıçdaroğlu'nun 418 milyar dolar vurgusunun dozunu artırdığı dönemde, İYİ Parti'de başta Cihan Paçacı ve Ümit Özlale olmak üzere, kendisinin adaylığına yönelik açık itirazların dile getirilmeye başlanması dikkat çekmişti.

Sözcü yazarı Serpil Yılmaz, zamanlama olarak bu çakışmanın tesadüfi olmadığını, gelinen noktada Akşener'in masadan kalkmasının ardında "beşli çete" ile İYİ Parti arasında seçim sonrası için yapılan pazarlıkların olabileceğini öne sürdü. Söz konusu şirketlerin İYİ Parti ile masaya oturduğuna dair eylül ayında bir kulis yazısı yazdığın hatırlatan Yılmaz, Akşener'in masadan kalkması hakkında, "Kalıp cümleler var ve herkes aynı cümleleri söylüyor" dedi. Halk TV yayınında konuşan Yılmaz, "Burada bir siyasi tasarım var... Bunun böyle bir ana çıkmış mesele olduğunu düşünmüyorum" diyerek depremlerden önce yapılan bazı açıklamaları hatırlattı.

Yılmaz, İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale'nin 4 Şubat'ta "Kılıçdaroğlu'nun adaylığına değil yönteme itiraz ettiğini" söylediği ancak CHP liderinin adaylığını dışladığı görülen Halk TV yayınını hatırlatarak "Bu bir sinyaldi" deyip şöyle devam etti:

"Orada çok net bir şey var. Herkes aynı cümleleri kuruyor, herkes aynı yerden vuruyor. Neresi o vurdukları yer? Kemal Kılıçdaroğlu söz konusu olduğu zaman, 'seçilebilir aday'. Burada bir siyasi tasarım var, İYİ Parti bir siyasi tasarım içerisindeydi. Bunun bir anda çıkmış bir mesele olduğunu düşünmüyorum."

Yılmaz, Altılı Masa'nın çalışmaları sürerken, ülke açısından en önemli konunun ekonomi olduğunu vurguladı ve gelinen noktayı, 419 milyar dolarla ilişkilendirdi:

"Orada çok kritik bir şey vardı. Türkiye'nin temel meselesi ekonomiydi. Kılıçdaroğlu hem yoksulluk meselesinin altını çiziyordu, hem de yolsuzluk meselesinin altını çiziyordu. Ve bunu dozu yükselerek yapıyordu. En son dozu yükseltti ve '418 milyar doları ben alacağım' dedi. Bu tartışmaların dozunun yükseldiği, yani İYİ Parti'deki muhalif tavırların da daha da belirginleştiği süreç, tam da bu 418 milyar doların dile getirildiği süreçti."

Altılı Masa'nın iki yıldan kısa süre önce kurulma aşamasında olduğu dönemde, 'beşli çete'nin İYİ Parti'yle temas ettiğine dair kulis yazısı yazdığını hatırlatan Yılmaz, "Beşli çete İYİ Parti'yle temas etti. Görüştü. Bunu ben yazdım" diyerek şöyle devam etti: "Kiminle görüştüğünü, katını, dairesini odasını kimler hepsini biliyorum, aksini iddia edebilecek birisi varsa da, şahidi var." Yılmaz, söz konusu şirketlerin Kılıçdaroğlu'ndan randevu alamadığını, CHP liderinin görüşme yapmadığını ve yapmayacağını söylediğinin de altını çizdi.

Bu yayından kısa süre sonra Kılıçdaroğlu'nun 418 milyar dolar hakkında yeni bir paylaşım yapması da dikkat çekti. CHP lideri, şu ifadeleri kullandı: "418 milyar dolar ile ilgili çok kararlı olduğumun tekrar altını çizmek isterim. Her kuruşu bu milletin insanlarına geri verilecek. Kim olduğunuz, nasıl düşündüğünüz, kime oy verdiğinizin hiçbir önemi yok; bu para sizin, hakkınızı alacaksınız."

Yılmaz, 30 Eylül 2021 tarihli yazısında şu ifadeleri kullanmıştı:

"Kamu ihalecisi müteahhitler başta olmak üzere, iktidardan nemalanan kesimlerde seçim telaşı başladı. İYİ Parti’nin ‘A takımından’ bir milletvekiliyle, ‘iki ünlü’ müteahhidin ‘cezasızlık’ ve ‘güvence’ buluşması gerçekleşmiş.

İddianın sahibi, adı bende saklı MHP ve İYİ Parti cenahına yakın ‘namlı’ bir şahsiyet… Her iktidarla çalışma ‘kabiliyeti’ gösteren ve müteahhit camasında ‘ağabey’ olarak anılan bir ismin, Nene Hatun Caddesi’ndeki ofisinde, geçtiğimiz cuma günü (24 Eylül 2021) İYİ Parti’yle temas sağladığı iddiası Ankara kulislerini hareketlendiriyor."

Kılıçaroğlu'nun yakın bir çalışma arkadaşı ise 19 Ekim 2022'e de Diken'e yaptığı açıklamada, kendilerine 'yumuşak geçiş' baskısı yapıldığını söylemişti:

"Sık sık kendilerini ‘önemli konumda’ gören bazı isimler, sanırım siyasetten de güç alarak genel başkanımızın söylemlerinin radikal olduğunu bizlere bile söylüyor. Onlara göre hem toplum hem de devlet böylesi hızlı bir değişime hazır değilmiş. Devlete hizmetten uzaklaşan bürokratlara yönelik çıkışlar bürokrasiyi, beşli çeteye yönelik çıkışlar da sermayeyi korkutuyormuş. Söylemlerimizi fazla soldan buluyorlarmış. Bize söylemlerimizi yumuşatma tavsiyesinde bulunuyorlar. Hatta ‘yumuşak geçiş’ diye bir şey uydurmuşlar, buna uygun bir de aday telkininde bulunuyorlar.”