Mustafa Balbay "Erdoğan her şeyi masaya koydu..." başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Balbay bugünkü yazısında, seçim yasasındaki değişiklik hazırlığının, önümüzdeki seçimler için atılacak adımlar konusunda düğmeye basıldığına dikkat çekti.
Balbay, AKP’nin ve MHP’nin TBMM'ye sunduğu yeni seçim kanunu taslağına ilişkin, öyle anlaşılıyor ki daha çoook şeyler taslayacaklar! Zaten metne dökülen taslak için çok uğraşmışlardı. Bunun üzerinde de oynanacak. Dün aldığımız bilgiler bu yönde idi" dedi.
Taslağın yasalaşmasıyla ani seçim kararı alınabileceğine işaret eden Balbay, "Bir yıl kala yapılan değişiklikler uygulanmaz maddesine uyulur! Mevcut durumla seçime gidilir!Bu olasılık dahil her şey masada!" diyerek masadaki kararları ele aldı.
Balbay'ın yazısı şöyle;
Türkiye’de milat bitmez ama seçim yasasındaki değişiklik hazırlığı, önümüzdeki seçimler için atılacak adımlar konusunda düğmeye basıldığını gösteriyor.
AKP’nin ve MHP’nin hukukla oynama işlerinden sorumlu genel başkan yardımcılarının TBMM Başkanı’na sundukları taslak adı üstünde, “taslak”! Öyle anlaşılıyor ki daha çoook şeyler taslayacaklar! Zaten metne dökülen taslak için çok uğraşmışlardı. Bunun üzerinde de oynanacak. Dün aldığımız bilgiler bu yönde idi.
Bakarsınız, taslak yasalaştıktan sonra ani seçim kararı alınır, bir yıl kala yapılan değişiklikler uygulanmaz maddesine uyulur! Mevcut durumla seçime gidilir!
Bu olasılık dahil her şey masada!
***
Masada neler var?
Ne yok ki!
Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı’nın kamuoyu araştırmalarına da yansıyan oylarının şu aşamada artı-eksi yüzde 10’luk bir katılım olmadan yüzde 50’yi aşması zor görünüyor. Bu anlamda HDP oyları en çok Saray’ın gündeminde. Saray’ın antenleri de İmralı’dan Kandil’e kadar geniş bir sahada faaliyette. Edirne’nin kapsama alanının neresinde olduğu ortada. Seçim sürecinde İmralı’dan canlı yayın dahil hiçbir olasılığı göz ardı etmemek gerekiyor.
İlle HDP eksenli düşünmek de Saray’a yakışmaz.
İYİ Parti lideri Meral Akşener, Saray’a yönelik en ağır eleştirileri yapıyor. Ancak Saray’ın buna aynı tonda karşılık vermediğini görüyoruz. Anadolu diliyle söylemek gerekirse yedi baharın yoğurduğunu yemiş Akşener, yolunu çok net çizmiş durumda. Buna karşın birileri, “Saray’daki senin abin sayılır” derse de şaşırmamak gerekir.
Tansu Çiller’in milletini çok özlemesi, vefa borcunu ödemek istemesi hayra alamet değil. İlk demeçlerini TRT, ATV’ye vermesi, Sabah’a konuşması her şeyi gösteriyor. Ne diyor Cervantes:
Bana, seni öven medyayı söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim!
Tansu Hanım’la Saray, pek çok konuda anlaşır ama maddi konuda zor anlaşır. Bize kadar gelen bilgilere göre örgütlenme konusunda verilen destek yetersiz bulunmuş!
Ee eskiden parti kurmak için pazar yeri yeterliydi, şimdi plazalar dar gelebiliyor!
Saray’ın etrafına küçük partilerden bir koronun kurulması siyaset tarihimizin ilginç bir deneyimi olacak. Erdoğan’ın kafasındaki şu:
Çok partili tek liderli sistem!
Saray’ın bütün bu planları MHP’de nasıl yankılanır?
Erdoğan’la Bahçeli bazen görüşmüyor! Aralarından su sızmadığı baraj inşasından da belli. Ancak bu ortaklıklar iktidar süreci için! Masanın her an değişebileceğini ikisi de biliyor.
***
Saray’ın etrafındaki küçük partiler korosu, Erdoğan’ın sadece AKP’ye muhtaç halde olmamasını da sağlıyor.
AKP içinde, üst kadrolar dahil şöyle bir hava var:
- Reis nasıl olsa bir yol bulur, iktidarımız devam eder!
Erdoğan bundan rahatsız görünüyor ama bunu da kendisi yarattı. Tam biattan, başka ne çıkar ki?
Erdoğan, partiyi harekete geçirmek için İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayını şimdiden açıklayıp sahaya sürebilir.
Bakan değişikliklerine devam edebilir.
Bütün bunların özü şu:
Bir iktidar çöküyor... Çöküyor ama devletin ve milletin üstüne çöküyor!
Tarihteki her şeyi dirilttiler ama asıl dizi gerçek yaşamda olmalı:
Diriliş Türkiye!