Bankacı Seçil Erzan'ın da aralarında bulunduğu 11 şüpheli hakkında 'bankacılık zimmeti' suçundan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) 'yazılı başvuruda bulunulmasına yer olmadığı' yönündeki hükmüne istinaden verildiği belirtilen takipsizlik kararına itiraz değerlendirildi.
İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği, itirazın reddine karar verdi.
Bankacılık Kanunu'nda belirtilen suçlara ilişkin soruşturma ve kovuşturma yapılmasının BDDK veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından savcılığa yazılı başvuruda bulunulması koşuluna bağlandığı ifade edilen kararda, bu hususun muhakeme şartı niteliğinde olduğu kaydedildi.
Kararda, savcılığın 19 Ekim'de ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı hatırlatılarak, BDDK'nin "Kanunun 162. maddesi kapsamında yazılı başvuruda bulunulmasına yer olmadığına" dair yazısı karşısında muhakeme şartının gerçekleşmediği ve itirazın yerinde olmadığının anlaşıldığı aktarıldı.
13 MÜŞTEKİNİN AVUKATLARI İTİRAZ ETMİŞTİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Seçil Erzan'ın da aralarında bulunduğu 11 şüpheli hakkında 'bankacılık zimmeti' suçundan BDDK'nin 'yazılı başvuruda bulunulmasına yer olmadığı' yönündeki hükmüne istinaden verildiği belirtilen takipsizlik kararına 13 müştekinin avukatlarınca itiraz edilmişti.
Müştekiler Burhan Taşpolat, Bülent Çeviker, Emrah Çolak, Emre Belözoğlu, Emre Çolak, Evrim Pınar Güzel, Musa Mert Çetin, Nestor Fernando Muslera, Selçuk İnan, Uğur Gözaçan, Volkan Bahçekapılı, İbrahim Kocabaldır ve İsmail İbrahim Çağlar'ın avukatları, İstanbul Sulh Ceza Hakimliğine başvurarak, takipsizlik kararının kaldırılmasını istemişti.
Bu talep üzerine soruşturma savcılığı, takipsizlik kararını ve 12 klasörden oluşan dosyayı İstanbul Sulh Ceza Hakimliğine göndermişti.
İDDİANAMEDE NELER VAR?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan'ın bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.
İddianamede, müşteki Bülent Çeviker'e para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak daha sonra Çeviker'in Erzan'a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunduğu ifade ediliyor.
Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim, Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.
İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturarak, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.
SEÇİL ERZAN'IN 226 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
Sanık Erzan'ın 'özel belgede sahtecilik' ve 'tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık' suçlarından 69 yıldan 226 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 yıl ile 65 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesinin iddianameyi kabul etmesi üzerine 4'ü tutuklu 7 sanık 20 Kasım'da hakim karşısına çıkmıştı. Mahkeme heyeti, tutuklu 2 sanığın tahliyesine karar vererek, duruşmayı 12 Ocak 2024'e ertelemişti.