Fransa'da gazeteci sendikaları; SNJ, SNJ-CGT, CFDT, yayınladıkları ortak bildiride Türkiye'ye sert eleştiriler yöneltti. Türkiye'de basın özgürlüğünün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarının baskıcı politikaları nedeniyle hiç olmadığı kadar tehlikede olduğunu vurgulayan sendikalar, basın özgürlüğünü hedef alan saldırılara derhal son verilmesi çağrısında bulundu. Fransız gazeteciler, Türkiye'de demokrasi ihlallerinin son bulması için Birleşmiş Milletler'i de göreve çağırdı.
İpek Medya Grubu'na yapılan polis baskını ile ilgili yapılan açıklamada, Türkiye'de gazetecilerin durumunun 1 Kasım'da gerçekleştirilecek seçimler öncesi her gün daha da kötüye gittiği vurgulandı. Son olarak seçimlere 4 gün kala Kanaltürk ve Bugün TV'nin yönetimine polis marifetiyle el konulduğuna değinildi. Türkiye'de iktidarın; basını susturmak, hükümete dokunan yolsuzluk davası gibi hassas konularda bilgi akışını engellemek, Güneydoğu Anadolu'da yaşananları gizlemek için yargıyı baskı aracı olarak kullandığına dikkat çekildi. Bugün itibariyle 20 gazetecinin Türkiye'de hapiste olduğu 100'den fazla davada da gazetecilerin yargılandığı belirtilirken, temel özgürlükleri ayaklar altına alan Türkiye'nin Avrupa'ya girmeye çalıştığına da vurgu yapıldı. "Türkiye'de basın özgürlüğü tehlikede." diyen sendikalar Türkiye'nin gazetecileri için dünyadaki en büyük cezaevi olduğuna dikkat çekti. Fransız gazeteciler, tutuklu gazetecilerin derhal serbest bırakılması çağrısı yaptı.
Açıklamada iktidarın bu çağa yakışmayan uygulamalarla, adamlarını muhalif medyaya saldırttığı, gazetecilere fiziki şiddet uygulamaktan da çekinmediğine dikkat çekildi. Son olarak Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan'ın saldırıya uğradığı hatırlatıldı. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da gazetecileri bizzat tehdit ettiğine dikkat çekildi. Erdoğan'ın Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a yönelik sözlerine atıfta bulunuldu. Polisin Dicle Haber Ajansı (DİHA) başta olmak üzere Kürt medyasına yönelik son dönemde gerçekleştirdiği baskınlarla da gazetecilere suçlu muamelesi yapıldığı kaydedildi.
Gazeteci sendikaları yayınladıkları ortak bildiride, sosyal medyanın iktidarın emriyle sürekli kesildiği, devlet kanalı TRT'nin seçimlerden önce her kesime objektif yaklaşmak yerine AK Parti'nin propaganda kanalı haline dönüştüğünü vurguladı. Türkiye'de giderek işlerini yapamaz hale gelen gazetecileri savunma cesareti gösteren Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın da (TGS) iktidarın hedefi haline geldiğine değindi. CİHAN