Fransa'da banlıyöler yine karıştı. Paris çevresinde göçmenlerin ağırlıklı olarak yaşadığı yoksul semtler birkaç gündür polis ve göstericiler arasında çatısmalara sahne oluyor. Banliyö sakinleri, polisin sokağa çıkma kısıtlamalarını gerekçe göstererek mahallelerinde aşırı güç uyguladığını savunuyor.
Euronews Türkçe'de yer alan Fatih Yetim ve Anelise Borges imzalı habere göre polisin çarşamba gece saatlerinde motorsikletli bir gence çarpması sonucu Villeneuve-la-Garenne adlı semtte başlayan olaylar kısa sürede Paris yakınlarındaki Gennevilliers, Clamart, Champigny-sur-Marne banliyöyelerine sıçradı. Polis çatışmalarda en az 13 göstericinin gözaltına alındığını duyurdu. Ancak "banliyö isyanı" Paris çevresiyle sınırlı kalmadı. Roubaix, Tourcoing ve Limoges'da da polis ve göçmen kökenli gençler karşı karşıya geldi.
Fransa İçişleri Bakanı göçmen semtlerinde yaşanan gerilimin 2005'teki, "banliyö isyanı" olarak anılan şiddet olaylarıyla kıyaslanamayacak kadar küçük çaplı olduğunu açıkladı. Fransız Bakan ayrıca, protestoların yayılma eğiliminde olduğunun da altını çizdi.
Euronews muhabiri Anelise Borges. olayların patlak verdiği Villeneuve-la-Garenne semtini ziyaret edip semt sakinlerine mikrofon uzattı. Onlar için sorun sadece polis şiddet değil. Polisin tavrı kendilerine yönelik yaklaşımın sadece bir tezahürü. Euronews mikrofonuna konuşan Mohsen Troudi adlı genç, Fransa'nın "eşitlik ve kardeşlik" ilkelerinin adeta kendilerini kapsamadığını söylüyor. "Biz burada kendimizi ikinci sınıf vatandaş gibi hissediyoruz" diyen Troudi ekliyor: "Özellikle Müslüman, Arap ya da zenciyseniz."
İşsizliğin çok sert hissedildiği banliyöler banliyöler, hükümetten daha kapsayıcı politikalar bekliyor.
Bugünlerde Covid-19'un yol açtığı sağlık kriziyle mücadele eden Fransa, banliyölerdeki gerilimin aynı zamanda bir sosyal krize dönüşmesinden endişe ediyor.