BBC'nin Diplomasi muhabiri James Landale analiz etti.
BBC Türkçe 'de yer alan haber analiz şöyle:
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman için G20 zirvesinin bir test olacağı başından beri biliniyordu. Bu Prens Muhammed'in Cemal Kaşıkçı cinayetinin ardından uluslararası sahneye ilk çıkışıydı.
Suudi gazetecinin öldürülmesine yönelik emrin, ülke yönetiminin zirvesinden geldiğine dair iddialar, okların Prens Muhammed'e çevrilmesine yol açmıştı.
Bu nedenle Arjantin'de düzenlenen G20 zirvesi Suudi prensin karşı karşıya kalacağı veya kalmayacağı uluslararası izolasyonu görmek için bir imkan sağladı.
Prens Muhammed, Erdoğan'ın geçişinde böyle bir yüz ifadesi takındı
İlk gösterge aile fotoğrafıydı. Liderlerin bir araya geldiği fotoğraf ritüelindeki beden dilleri, basın açıklamalarında yazan ifadelerin çok daha ötesini görmemizi sağladı.
Fotoğrafta prens en arka ve en gerideki sırada, yalnız bir görüntüdeydi. G20'deki tek Arap lider olan Muhammed, geleneksel kıyafetiyle takım elbiselerle dolu o fotoğrafta dikkat çekiyordu. Fotoğrafın çekilmesini beklerken ne yapacağını bilemez halde, hatta gergin gözüküyordu. Etrafındakiler onunla bir iki kelime konuştu ama prensle el sıkışmak için yolunu değiştiren pek de kimse olmadı.
Siyasetçiler Suudi liderin seçmenleri açısından ne kadar istenmeyen bir kişi olduğunun farkında. Bunun tek istisnası Rusya Devlet Başkanı Putin.
Veliaht prens ile selamlaştı, uzun uzun el sıkıştı ve kameralara gülümsedi. Batılı liberal liderleri sinirlendirmek konusunda bir usta olan Putin, Suudi Arabistan ile stratejik yakınlık kurmaya ihtiyaç duyuyor.
Prens Muhammed için zirve pek parlak gözükmüyordu. Liderlerle sohbetleri de aynı oranda zordu.
Bir açıdan dışlanmış değildi. Pek çok lider onunla konuşmaya hazırdı, hem ayaküstü hem de resmi görüşme olarak. ABD, Hindistan, Meksika, Güney Kore, Meksika, Güney Afrika ve Çin bu ülkeler arasında yer alıyor.
Suudi Dışişleri Bakanlığı bu fotoğrafları büyük bir hızla paylaştı.
Fakat tüm görüşmeler prensin istediği gibi gitmedi.
İngiltere Başbakanı Theresa May, Kaşıkçı cinayeti sonrasındaki ilk defa burada Prens Muhammed ile görüştü. Bir kaynak, May'in görüşmede çok açık olduğunu ve Prens Muhammed'e Türkiye'deki soruşturmayla tam bir işbirliği göstermesini söylediğini aktardı.
May, cinayetten kimin sorumlu olduğu konusunda tam bir hesap verilebilirlik ve şeffaflık olması gerektiğini, Suudi Arabistan'ın bu tür bir olayın tekrardan bir daha yaşanmaması için güven artırıcı adımlar atmasına ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Başbakan May, Suudi lideri Yemen konusunda önümüzdeki hafta başlayacak siyasi görüşmeleri desteklemesini de talep etti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da veliaht prens ile görüşen liderlerdendi. Macron uluslararası müfettişlerin de Kaşıkçı soruşturmasına katılmasını talep etti.
İki liderin ayak üstü sohbetlerinin videosunda Macron'un veliaht prense endişeli olduğunu ve kendisini dinlemediğini düşündüğünü söylediği anlaşılıyor.
Gerçek şu ki, G20 zirvesi Suudi liderin dünyadaki konumunu doğru bir şekilde yansıttı. Diğer liderler Suudi Arabistan'ın (ve belki de Muhammed bin Selman'ın) Kaşıkçı cinayetindeki rolü nedeniyle öfkeli. Kaşıkçı soruşturması sonuçlanmadı ve bu öfke de henüz azalmış değil.
Fakat aynı zamanda bu liderlerin çoğu Suudi Arabistan'la ipleri koparmamanın ülkelerinin ulusal çıkarları için gerekli olduğunun da farkında. Korumaları gereken ticaret ve istihbarat ilişkileri var ve konuşmak küsmekten daha faydalı.
Bu nedenle G20 zirvesinde bariz bir küçük düşürme veya Muhammed bin Selman'ın dünyanın dışladığı liderler listesine eklenmesine yönelik bir sinyal yoktu.
Fakat aynı zamanda zedelenmiş itibarını toparlaması için daha yapması gereken çok şey olduğu da zirvede görüldü. Bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ise Türkiye'nin Kaşıkçı cinayetini tamamladıktan sonra Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın vereceği tepkiye bağlı.