Gazeteci Mehmet Baransu'ya karşı sürdürülen sert tutum, diğer gazetecileri harekete geçirdi. Bu duruma dikkat çekmek ve Baransu'yu özgürlüğüne kavuşturmak için kurulan Baransu'ya Özgürlük Platformu, 10 Temmuz Cuma akşamı internet üzerinden canlı yayınla protesto eylemi başlatacak.
Gazeteciler Emre Uslu, Tuncay Opçin ve Ahmet Memiş gibi isimlerin büyük destek verdiği eylem, 24 saat sürecek. ‘Sıra sana gelmeden sesimize ses ver' sloganı ile başlatılan ve tüm basın özgürlüğü mağdurlarına dikkat çekmeyi amaçlayan protestolar için yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
Onun hikayesi her ne kadar çok daha önce başlasa da, cezaevine götüren süreç 2010 yılında ‘Darbenin adı Balyoz' başlığı altında yaptığı haberle start aldı.
Yaptığı haberle hükümete yapılacak darbe planını deşifre etmişti Baransu. Tüm haberleri gibi bu haberi de belgeliydi.
Sonrasında Türkiye'de darbeleri bitiren gazeteci olarak tarihe geçti. O artık başta AKP olmak üzere darbelere karşı çıkan herkesin kahramanıydı.
O günlerde Baransu'ya ‘darbeleri önleyen adam' deyip kahraman ilan edenler, bugün Erdoğan istedi diye ona ‘Hain' dedi. Yetmedi yine Erdoğan istedi diye cezaevine atıldı. Başka bir ülkede olsa madalya alacak olan Baransu tam 120 gündür cezaevinde. Baransu'yu sevmeyebilirsiniz. Hatta nefret dahi edebilirsiniz. Yaptığı haberler canınızı da yakmış olabilir. Ancak elinde belgesi olan hangi insaflı gazeteci o haberleri yapmazdı ki? Kızsak da, sevsek de, sevmesek de Baransu bir gazetecidir. Tek silahı da elindeki kalemidir. Ve o gazeteci şimdi sırf bu yüzden ‘Erdoğan istedi' diye cezaevinde. Sırf en iyi bildiği işi, yani ‘gazetecilik' yaptığı için cezaevinde psikolojik işkenceye tabi tutuluyor. Meslektaşlarının ziyaret etmesine dahi izin verilmiyor. Eşinin ziyaret etmesi ise çeşitli bahaneler ile engellenmeye çalışılıyor. Otoritenin emriyle işkenceye tabi tutuluyor.
Tutuklanma gerekçesi kimseyi ikna etmediği için şimdi de planlı bir şekilde açılan hakaret davalarıyla mahkum edilmeye çalışılıyor. Mehmet Baransu üzerinden tüm gazetecilere gözdağı veriliyor. “Ağzınızı açarsanız, bana karşı gelirseniz, sonunuz Baransu gibi olur.” deniliyor. Yani gazeteciliğin bizzat kendisi katlediliyor.
Şimdi içinde biraz vicdan kırıntısı kalan herkese soruyoruz;
Bu katliama sessiz mi kalacağız?
Tehditler karşısında susacak mıyız?
Zulme boyun mu eğeceğiz?
Cevabınız hayırsa gelin sizler de taşın altına eliniz koyun. Bugün Baransu'ya yapılanın yarın sana yapılmaması için sesine ses olun. 'Baransu'ya özgürlük' deyin."
CİHAN
