İnsan Hakları İçin Yunanistan Birliği (Hellenic League for Human Rights - HLHR), sınırı yasadışı yollarla geçerek Yunanistan'a sığınan mültecilerin Yunan polisi tarafından hukuka aykırı bir biçimde Türkiye’ye iade edildiğini duyurdu.
Yunanistan’a ilegal yollardan geçenlerin iadesinin Türkiye ile gayri resmi işbirliği içinde yapıldığını iddia eden HLHR, yakın zamanda sınırı geçerken Edirne’de yakalandığı belirtilen Nokta Dergisi yöneticilerinden Murat Çapan ile Fethullah Gülen Cemaati’ne yönelik soruşturma nedeniyle Türkiye’den kaçmak zorunda kalan bazı Türkiye vatandaşlarının bu yolla Türkiye’ye geri gönderildiğini duyurdu.
Konuyla ilgili Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (UNHCR) de resmen başvuran HLHR, Yunanistan’daki ilgili makamların konuyu soruşturmasını ve bir an önce kamuoyuna açıklama yapmasını bekliyor.
HLHR’nin açıklamasında konuyla ilgili gelişmeler şöyle aktarılıyor:
“Uluslararası koruma altında olmaları gereken bazı kişilerin Türkiye’ye gayri resmi yollarla geri gönderilmeleri sadece evrensel hukuk ilkelerini ayaklar altına almıyor, hukukun üstünlüğü ilkesini de yok ediyor. Yaşanan hukuksuzluğun Türk yetkili makamlarıyla birlikte yürütüldüğüne dair güçlü emareler var. Yakın zamanda yaşanan bir olay bu durumu tüm açıklığı ile izah ediyor.
HLHR’ye ulaştırılan bilgilere göre Nokta dergisi’nden gazeteci Murat Çapan, bu mağduriyeti yaşayanlardan biri. Türkiye’de kovuşturmaya uğrayan ve ‘terör örgütüne destek olmak ve darbe teşebbüsünde bulunarak Anayasa’yı ortadan kaldırmak’ suçlamasıyla 22,5 yıl hapis cezasına çarptırılan Murat Çapan, 24 Mayıs 2017 günü sabah saat 06.00 sıralarında iki arkadaşıyla birlikte Meriç nehrini aşarak Yunanistan tarafına geçti. Çapan ve arkadaşları, daha sonra Dimetoka Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı polisler tarafından yakalanarak polis karakoluna götürüldü. Murat Çapan bu karakolda sığınma başvurusunda bulunmak istediğini belirtti. Polis karakolunda Murat Çapan ve arkadaşlarının yanı sıra Meriç nehrini aşarak Yunanistan’a geçen 3 çocuklu bir Türk ailesi daha var. Karakoldaki yetkililer karakola götürülenlere, kendilerini bir süre sonra UNHCR’ye teslim edeceklerini belirterek beyaz renkli bir minübüse bindiriyor. Sığınmacılarla birlikte hareket eden minübüs başka bir araçla yanyana gelerek yönünü bir tarlaya veriyor. Burada kamuflaj giymiş silahlı ve maskeli 5 kişilik bir grup tek bir kelime dahi etmeden tümünü alıp Meriç nehrinin kenarında bekleyen şişme botun yanına götürüyor. Teslim edileceklerini anlayan sığınmacılar burada da iltica etmek istediklerini bir kez daha söylüyorlar. Ancak elleri bağlı bir biçimde Türk karakolunun hemen karşısındaki bir noktada bulunan şişme bota bindirilerek zorla karşı kıyıya geçiriliyorlar. Bir süre sonra Türk polisine teslim ediliyorlar.
Murat Çapan daha sonra tutuklanarak hapishaneye konuldu. Çapan hala hapishanede. Diğer teslim edilenler de tutuklandılar.
Eğer en temel insan haklarını ihlal eden böyle bir durum Türk yetkililerle işbirliği içinde gerçekleşmişse, bilinmelidir ki bu uluslararası hukukun açık uhlalidir ve bu hukuksuzluğu da yerel polisin kendi inisiyatifi ile yapamayacağı açıktır. Olayın derhal etraflıca soruşturulmasını ve ilgili bakanların sınırda yaşanan bu duruma açıklık getirmelerini bekliyoruz. İnsan Hakları İçin Yunanistan Birliği olarak UNHCR’ye de konunun soruşturulması için resmen başvuruda bulunmuş durumdayız.”
HLHR’nin gündeme getirdiği konu Mayıs ayının son haftasında basına, gazeteci Murat Çapan’ın 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı hudut birlikleri tarafından Uzunköprü'de yakalandığı biçiminde yansımıştı. Edirne Valiliği ise Çapan’ın yanı sıra ‘FETÖ’ soruşturması kapsamında haklarında arama kararı bulunan emekli emniyet müdürü S.S., Uşak Üniversitesi eski öğretim görevlisi A.E.A., ihraç edilen öğretmenler M.Ç., F.Ç.’nin 3 çocukla Avrupa’ya kaçmak isterken yakalandıklarını belirtmişti.