Tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için Silivri Cezaevi önünde sürdürülen 'umut' nöbetini devralan Samanyolu Haber TV Genel Yayın Yönetmeni Metin Yıkar, medyanın özgürlüğünün toplumun özgürlüğü olduğunu söyledi.
MİT TIR'ları ile ilgili haberlerinden dolayı cezaevine konan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül ile tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması amacıyla Silivri Cezaevi önünde devam eden 'umut' nöbetini Samanyolu Haber TV Genel Yayın Yönetmeni Metin Yıkar sürdürdü.
Cezaevi önünde açıklamada bulunan Yıkar, "Toplum özgür olmayınca maalesef üretim de duruyor. AR-GE yapmakta zorlanıyorsunuz. Bilim üretmekten zorlanıyorsunuz. Sanatçılar artık eskisi gibi üretemiyorlar. Çünkü insanların kafalarında bir şey var bir baskı ortam var. " diye konuştu.
Açıklamasında Ahmet Turan Alkan bugünkü yazısında 'Toplamda her kesin sıkıntı altında olduğunu ve insanlar çok rahat bir şekilde makul şüphe ile götürülebildiğini." yazdığını hatırlatan Yıkar, "Sizin yaptığını iş her ne olursa olsun sizi götürebilirler. Sonra sizi mahkemeye çıkartılar. Sizi tutuklayabilirler." dedi.
'İNSANLAR KENDİNİ HUZURSUZ HİSSEDİYOR'
İnsanların böyle bir ortamda kendilerini huzursuz hissettiğine dikkat çeken Yıkar, Sezen Aksu'nun bugünkü yazısına atıfta bulunarak "Benim bildiğim Sezen Aksu, çocukluğumdan bu yana şarkılar üreten, her kesin gönlüne dokunmuş bir sanatçıdır. Ama bugünlerde hiç sanat üretemiyor. Ama gördüğünüz kadarıyla bir gazetede siyasi bir yazı yazma yazmak zorunda hissediyor. " ifadelerini kullandı.
Yıkar, konuşmasının devamında şöyle konuştu: "Sezen Aksu yazısında, toplumun ayrışmasından ve insanları birbirlerine neredeyse düşmanca bakmasından, Güneydoğuda yaşanan olaylardan, annelerin çektiği sıkıntılardan, babaların, çocukların çektiklerinden ve sıkıntıların tüm topluma yansımasından bahsediyor ve kendisinin huzursuz olduğunu gösteriyor. Ve diyor ki 'Hepimiz yaşayalım anacak yaşatalım', öyle bir çaba içinde bulunalım diyor."
İNSANLAR RAHAT BİR ŞEKİLDE KENDİ DÜŞÜNCESİNİ SÖYLEYİP AKTARAMIYOR"
"Sanatçılarda, bilim adamlarında, akademisyenlerde böyle bir huzursuzluk ortamı varsa toplum genel anlamdaki gelişmesinde sorun olacağı anlamına geliyor. O yüzden gazetecilerin özgürlüğü önemli o yüzden özgürce haber yapabilmek ve rahatça bir şekilde insanlar kendi düşüncelini söyleyebilmesi önemli. Şu anda maalesef sadece gazeteciler değil toplumun her kesiminde insanlar çok rahat bir şekilde kendi düşüncelerini söyleyip aktaramıyorlar. Böyle olunca da dün olanlar görünmüyor, ama gösterilmek istenilenler görünüyor."
Bu nöbetlerin 20. günü doldurduğunu ve nöbeti çok anlamlı bulduğunu dile getiren Yıkar, "Bu nöbetin özgürlüklerin yeniden gündemde tutulabilmesi, başta Hidayet Karaca olmak üzere bütün gazetecilerin özgürlüklerine kavuşması ve dışarı çıkarılması, insanların kendilerini huzurlu hissetmelerine bir katkı olacağımı umut ediyorum." ifadesini kullandı.
Umut nöbetinin Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasının ardından başlandığına işarete eden Yıkar, "Keşke daha önceden başlamış ve devam etmiş olsaydı." dedi.
Toplumun her kesiminden bu umut nöbetine destek olduğunu belirten Yıkar , "Toplumun her kesiminden, en solundan en sağından, en muhafazakarından hemen kesiminde buraya gelip nöbetlerini tutup gidiyorlar. Çünkü toplum belli noktalarda bir araya gelebilecek özellikler taşıyabiliyorlar." dedi.
Gazeteci-Metin-Yikar-Medyanin-ozgurlugu-toplumun-ozgurlugudur-1969739.htm'> CİHAN