Zaman Gazetesi'ne kayyım atanması ile ilgili tepkiler devam ediyor. Gazete binasına gelen Zaman yazarları olayı kınadı. Zaman yazarlarından Mümtaz'er Türköne, "4 mart 2016 cuma günü tarihe Türkiye'nin açık faşist rejime geçtiği gün olarak geçecek." dedi. Gazeteci Ali Bulaç da "Temennim özellikle hükümetteki arkadaşların çoğunu tanıyorum. Bu muameleyi onlara yakıştıramıyorum. Ben o arkadaşların da bu gece yatmadan önce ciddi bir vicdan muhasebe yapmalarını arzu ediyorum." ifadelerini kullandı.
Kayyım atanması nedeniyle Zaman Gazetesi binası önünde toplanan çalışanlar ve vatandaşların protestosu devam ediyor. Gazete yazarları da bina önüne gelerek tepkilere destek verdi. Toplanan gruba seslenen gazeteci Mümtaz'er Türköne, "4 mart 2016 cuma günü tarihe Türkiye'nin açık faşist rejime geçtiği gün olarak geçecek. Memleketimizde hak yok, adalet yok, hukuk yok, sadece tek bir kişinin isteği arzusu, çıkarı hesabı duruyor. Ve bizler onlar için hüküm geldiği zaman, bu dünyada olara adil davranacağımıza söz veriyoruz." dedi.
Gazeteci Ali Bulaç da, "Ben gazetenin kurucuları arasında yer alan bir şahsım.1986 Kasım ayında gazeteyi kurduk. Çeyrek asırdır bu gazetede yazıyorum. Doğrusu bir saat önce ajanslarda Zaman gazetesine kayyım atandığı haberlerine inanmadım. Türkiye'nin en büyük gazetesi en çok satan gazetesi. Bu sıkıntılı döneme rağmen halen 600-700 bin gerçekçi traji olan bir gazete. Buna rağmen gazeteye kayyım tayin ediliyor. Bunun hukuksuz olduğu ortada. Tabi üzülüyorum. Bu bir hukuk mücadelesidir. Hukuktan ayrılmadan demokratik haklarımızı kullanarak sesimizi yükselterek devam etmeliyiz. Eninde sonunda tarih boyunca hukuk ve adalet galip gelmiştir. Fakat bu mücadelede sıkıntılar zorluklar yaşanıyor. Onda hiç şüphe yok önemli olan hak ve adaletin yanında olmak. Bu gazeteye bir şey olmaz. Bu gazetenin sağlam bir okuyucusu var. Diğer gazetelerin saygı duyarım onların patronları var ama zaman gazetesinin sahibi sizlersiniz. Aboneler eğer bu ülkede 700 bin sahibi varsa Elhamdülillah yarın da bu sahipler kendi gazetelerini arıyacaklardır. Sabır, sabır çok önemli." diye konuştu.
Hükümettekilere seslenen Ali Bulaç şunları dile getirdi: "Özellikle hükümetteki arkadaşların çoğunu tanıyorum benin arkadaşlarım. Beraber büyüdük beraber mücadele verdik bugün çok tepe noktalarda bulunuyorlar. Bu muameleyi onlara yakıştıramıyorum. Bu onların inancı değil bu onların politikası değil onların dünya görüşleri değil. Bu bambaşka bir şey, bambaşka bir olay. Ben o arkadaşların da bu gece yatmadan önce ciddi bir vicdan muhasebe yapmalarını arzu ediyorum. Rica ediyorum Türkiye bunu hak etmedi. Onların başta olduğu bir ülke, özgür bir ülke olmalı, ahlaki üstünlüğü bir ülke olmalı adaletin tesis edildiği bir ülke omalı. Sosyal barışın birlik ve beraberliğin korunduğu bir ülke olmalı ve İttihad-i İslam yolunda önemli adımların atıldığı bir ülke olmalı. Eğer Türkiye bu yolda ise ben yanlış yoldayım. Eğer Türkiye bu yolda değilse o zaman onların nefis muhasebesi yapması elzemdir. Bu onların hem dünyaları hem ahiretleri için önemlidir." CİHAN