İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılamayı Silivri Cezaevi yerleşkesinde bulunan salonda yapacak.
64 sayfalık iddianamede, Mümtazer Türköne, Şahin Alpay, Ali Bulaç, Ahmet Metin Sekizkardeş, Ahmet Turan Alkan, Alaattin Güner, Cuma Kaya, Faruk Akkan, Hakan Taşdelen, Hüseyin Belli, Hüseyin Turan, İbrahim Karayeğen, İsmail Küçük, Mehmet Özdemir, Murat Avcıoğlu, Mustafa Ünal, Onur Kutlu, Sedat Yetişkin, Şeref Yılmaz, Yüksel Durgut ve Zafer Özsoy tutuklu sanıklar olarak sıralanıyor. Tutuksuz sanıklar ise Ahmet İrem, Ali Hüseyinçelebi, Süleyman Sargın, Osman Nuri Arslan, İhsan Dağı, Osman Nuri Öztürk, Lalezar Sarıibrahimoğlu, Nuriye Ural ve Orhan Kemal Cengiz. İddianamenin hazırlanması için 300 gün bekleyen gazeteciler, hâkim karşısına ilk kez çıktıklarında 419 gündür tutuklu kalmış oldu.
Gazeteciler Anayasal düzeni, TBMM’yi ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etmekle suçlanıyor. Her birinin bu suçlardan üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor. Ayrıca “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamasıyla da ayrı ayrı 15’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
Gazeteci ve yazarların terör örgütü üyesi ve darbeci olarak suçlanmalarına gerekçe olarak gösterilen kanıtlar ise haberleri, yazıları veya Feza Gazetecilik A.Ş. bünyesinde yöneticilik yapmış olmaları. Özellikle de Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet soruşturması olarak bilinen ‘17-25 Aralık’ hakkında yazdıkları köşe yazıları. Bu yazılar 15 Temmuz darbesi ile de ilişkilendiriliyor.
İddianamede köşe yazılarının ve haberlerin tek başına suç unsuru taşımadığı ancak netice itibariyle darbeyi amaçladığı ileri sürülüyor. Tüm gazeteciler için genel bir ifade kullanılarak şu suçlamalarda bulunuluyor: “Basın ve ifade özgürlüğünün sınırlarını aşarak devlet yetkililerinin ve kurumlarının haklarını ihlal niteliğinde ifadeler kullanarak örgüt amacına hizmet ettikleri; ulusal güvenliği tehdit edebilecek, toplum huzurunu, toplumsal barışı ve asayişi bozabilecek beyanlarda bulundukları, askeri darbe çağrısında bulunmaktan çekinmedikleri, bu haliyle şüpheli yazarların gerek suç unsuru ihtiva ettiği tespit edilen yazılarıyla gerek tek başına suç unsuru olduğu belirlenememekle birlikte örgütsel hedef ve amacı tamamlayan yazılarla FETÖ-PDY terör örgütü hiyerarşisi içerisindeki görevlerini yerine getirdikleri”
CEZAEVİNDE PSİKOLOJİK İŞKENCE
Gazeteci-yazar Ahmet Turan Alkan (64), haftada bir gün bir saat kapalı, 2 ayda bir açık görüşle ailesini görmesine izin verildi. Mektup hakkı da yasaklandı. Tutukluluğunun ilk gününden itibaren bir yazara yapılabilecek en büyük eziyet uygulandı ve kitap alması engellendi. Yönetimden ısrarla istediği kitapların ilkine 9 ay sonra kavuşabildi. 83 kilodan 69 kiloya düşen Ahmet Turan Alkan cezaevinden ailesi aracılığıyla yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı: “Dışarıdan kitap temini yasaklanınca adeta oksijenim kesildi. Bir tutukluyu, özellikle benim gibi hayatı kitaplar arasında geçmiş bir insanı arzu ettiği kitapları okumaktan alıkoymak büyük bir baskıdır. Dışarıdan kitap gelmesinin yasaklanması psikolojik dengemi alt üst etmek, ruhi çöküntüye sürüklemekten başka hiçbir anlama gelmiyor. Buna rağmen cezaevinde kitapla buluşabileceğimi düşünüyor ve psikiyatristten ilaç desteği almıyorum. Bir psikiyatrik tedavi, antidepresan istediğinizde talebiniz karşılanıyor ancak kitap gelmiyor.”
Alkan hakkında iddianamede belirtilen tutuklama gerekçesi Zaman Gazetesi’nde 17 Aralık süreciyle ilgili 6-7 adet köşe yazısı. Bu durum iddianamede “görünürde suç unsuruna rastlanılmayan yazılarında dahi basın ve ifade özgürlüğünün sınırlarını aşarak devlet yetkililerinin ve kurumlarının haklarını ihlal niteliğinde ifadeler kullandıkları…” şeklinde yer alıyor.
Alkan kronik tansiyon ve vertigo hastası.
CEZAEVİNDE 4 KİTAP YAZDI
Oğlu Talha Alkan’ın p24’e verdiği bilgiye göre Alkan cezaevinde ‘Sağ Yanım’ isimli roman, ‘Bir Hobi Budalasının Biyografisi’, adında bir zanaatkârın oto biyografi denemesi. Üçüncüsü insanların dünyayı nasıl kirletip yaşanmaz bir hâle getirdiğini hikâyeleyen bir çocuk kitabı. Dördüncü ve sonuncu kitap ise taşrada, tren istasyonu çevresinde geçen bir aşk hikâyesi.
ŞAHİN ALPAY DA 4. KİTABINI YAZIYOR
Tutuklu gazetecilerden Şahin Alpay 74 yaşında. Tansiyon, prostat, katarakt, duyma sorunu, kalp rahatsızlığı, uyku apnesi, nefes darlığı ve cilt enfeksiyonu rahatsızlıkları bulunuyor. Cezaevi sürecinde üç kitaplık bir biyografi yazdı. Son olarak bir roman yazıyor.
Ali Bulaç’ın dört kronik rahatsızlığı bulunuyor. Açık kalp ameliyatı oldu ve şekeri var.
İDDİANAMEDE SUÇLAMALAR VE DELİL DİYE GÖSTERİLENLER:
Ahmet Metin Sekizkardeş:
64 sayfalık iddianamede Sekizkardeş’in şahsına yönelik gösterilen tek suç delili bir cümlede geçiyor. Cihan Medya Dağıtım A.Ş.’de yönetici olmak! Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Ahmet Turan Alkan:
Suç delili olarak 21 Aralık 2013 tarihli “Doğrular Eğriler”, 28 Aralık 2013 “Komisyon hayır-hasenat”, 02 Şubat 2014 “Vites kutusuna civata atmak”, 05 Şubat 2014 tarihinde “Sorular havadaki uçak gibidir”; 08 Şubat 2014 tarihinde “Hasar Tespiti”, 10 Mart 2014 tarihinde “Tiranlık mı, demokrasi mi; karar bizim!”, 29 Mart 2014 tarihinde “Gemiyi delmeden ve deldirmeden” başlıkları taşıyan 7 köşe yazısı. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Alaattin Güner:
64 sayfalık iddianamede sadece Cihan Haber Ajansı eski yöneticisi olduğu suç delili olarak anlatılıyor. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Ali Bulaç:
21 Aralık 2013 tarihinde kaleme aldığı “Kolektif ceza”, 5 Ocak 2014 tarihli “Başbakanın açıklamaları-izlenimler”, 1 Mart 2014 tarihli “Ağlatmayalım”, 10 Mart 2014 “Muhafazakâr zihnin trajedisi”, 13 Mart 2014 “Kalıcı hasar”, 29 Mart 2014 “Tume’nin suçu!”, 18 Ocak 2014 tarihli Zaman gazetesinde yani MİT tırlarına yapılacak operasyondan bir gün önce, “…Suriye hükümeti, Türkiye’yi iç savaş çıkartan örgütlere yardım suçlamasıyla şikâyet ediyor. Bu şikâyeti sakın hafife almayın…” şeklindeki sözleriyle MİT’i hedef gösterdiği iddiası;
6 Şubat 2016 tarihli yazısında, “Peki, kılıç her zaman gayrimeşru bir siyaset aracı mıdır? Zorbalar kılıç kullanır da, mazlumların kılıç kullanma hakları yok mu?” şeklindeki sözleri nedeniyle darbeye davet ettiği iddiası,
Bir başka iddia ise Ali Bulaç’ın bir yazısında Fethullah Gülen’in üslubunu kullanarak darbe çağrısında bulunan ifadeler kullanması. Halbuki savcının Ali Bulaç’ın ifadeleri diye iddianameye koyduğu yazı aslında Fethullah Gülen’in herkul.org isimli sitede “498. Nağme Kılıçların Gölgesinde” başlığıyla yayınlanan sohbetinden alıntı. Savcının Bulaç’ı tıpkı Gülen’in üslubunu kullanıyor diye suçlaması bundan! Bahse konu yazı ise şöyle: Öncelikle istenmediği halde savaş vuku bulursa, mesela Çanakkale’de olduğu gibi, sabredip kılıcın hakkını vermek lazımdır. Öyle bir şeyle karşı karşıya kaldığı zaman, hakkını veren mü’min hayatta kalırsa gazi olur, Cennet’e liyakat kazanır; şehit olursa da inşaallah doğrudan Cennet’e gider. Diğer taraftan, bu sayede düşman vesayet altına alınırsa ve onlar da karşılaştıkları mü’minlerden şöyle böyle alacaklarını alırlarsa, Cennet kapıları onlar için de aralanmış olur…” Bu yazıya tarih verilmemesi de dikkat çekiyor.
Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Cuma Kaya:
Cihan Haber Ajansı eski yöneticisi olmak, Hakan Taşdelen’e ait olan Fia Prodüksiyon Radyo ve Televizyon Reklam Organizasyon İletişim San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne Zafer Özsoy ve Yüksel Durgut ile birlikte herhangi bir bedel ödemeden ortak olduğu iddiası, bu şirkete 2015 yılında Cihan haber ajansına ait yayın araçlarının devredildiği iddiası, Mayıs 2016’da hisselerini Murat Avcıoğlu’na devretmesi. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Faruk Akkan:
5 Kasım 2015 tarihinde Ekrem Dumanlı’nın Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği’nden ayrılması ile bu görevin Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü Abdülhamit Bilici’ye verilmesi, Ondan boşalan makama ise ajansın Moskova temsilciliğini yapan Faruk Akkan getirilmesi. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Hakan Taşdelen:
Kendisine ait Fia Prodüksiyon Radyo ve Televizyon Reklam Organizasyon İletişim San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne Zafer Özsoy ve Yüksel Durgut ile Cuma Kaya’yı herhangi bir bedel ödemeden ortak yaptığı iddiası, bu şirkete 2015 yılında Cihan haber ajansına ait yayın araçlarının devredildiği iddiası. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Hüseyin Belli:
64 sayfalık iddianamede suç delili tek cümleyle, Zaman Gazetesi’nde yöneticilik yapmış olması şeklinde geçiyor. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Hüseyin Turan:
64 sayfalık iddianamede suç delili tek cümleyle, Zaman Gazetesi’nde yöneticilik yapmış olması şeklinde geçiyor. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İbrahim Karayeğen:
64 sayfalık iddianamede Zaman Gazetesi Gece Amiri Karayeğen’in şahsıyla ilgili tek kelime suçlama geçmiyor. Kurum yöneticileri arasında da ismi geçmiyor. Sadece iddianamenin son sayfasında adı köşe yazılarıyla ulusal güvenliği tehlikeye soktuğu iddia edilen yazarlarla birlikte sıralanıyor. Karayeğen’in hiçbir köşe yazısı bulunmadığı gibi iddianamede de böyle bir alıntı yapılmıyor.
Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İhsan Duran Dağı:
31 Ocak 2014 tarihinde kaleme aldığı Hizmet Hareketini ve AKP’yi birlikte eleştirdiği “Peki vatandaş ne diyor” başlıklı yazısı ile, 7 Şubat 2014 “Medya’da yeni Takrir-i Sükûn dönemi”, 28 Şubat 2014 tarihinde “Bir rüyamız vardı, ne oldu ona?” başlıklı 3 yazısı. Tutuksuz yargılanan Dağı hakkında darbecilik suçlamasıyla 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İsmail Küçük:
64 sayfalık iddianamede suç delili tek cümleyle, Zaman Gazetesi’nde yöneticilik yapmış olması şeklinde geçiyor. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Mehmet Özdemir:
64 sayfalık iddianamede suç delili tek cümleyle, Zaman Gazetesi’nde yöneticilik yapmış olması şeklinde geçiyor. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Murat Avcıoğlu:
Hakan Taşdelen’e ait Fia Prodüksiyon Radyo ve Televizyon Reklam Organizasyon İletişim San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne Zafer Özsoy ve Yüksel Durgut ile Cuma Kaya’nın herhangi bir bedel ödemeden ortak olduğu iddiası, bu şirkete 2015 yılında Cihan haber ajansına ait yayın araçlarının devredildiği iddiası. Cuma Kaya’nın hisselerini Mayıs 2016’da Murat Avcıoğlu’na devretmesi.
Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Mustafa Ünal:
22 Aralık 2013 tarihinde kaleme aldığı “Nereye” başlıklı köşe yazısı, 29 Aralık 2013 tarihinde “2013’e veda ederken”, 10 Ocak 2014 tarihinde “Kumpasa gelmek”; 05 Şubat 2014 tarihinde “İki Türkiye…”; 07 Şubat 2014 tarihinde “Yeni parti mi?”, 28 Şubat 2014 tarihinde, “28 Şubat’ın 2014 versiyonu”, 02 Mart 2014 tarihinde “17 Aralık, milli güvenlik sorunu”, 7 Mart 2014 tarihinde “Ak Parti zorda”, 14 Mart 2014 tarihinde “Aman dikkat!” başlık yazıları,
Ünal’ın 25 Aralık 2015 tarihindeki yazısında Kılıçdaroğlu ile yaptığı söyleşiye atıfla (savcı yazının başlığı olan Kılıçdaroğlu: Cemaat mazlum…” ifadesini kullanmamış) örgütü müdafaa ettiği, toplam 10 köşe yazısı nedeniyle darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Mümtaz’er Türköne:
22 Aralık 2013 tarihinde “Gemi hızla su alıyor”, 29 Aralık 2013 tarihinde “Yargı Başbakan’ın siyasi rakibi mi?” 10 Ocak 2014 tarihinde “Cumhurbaşkanı, freni patlayan kamyonu durdurabilir mi?; 31 Ocak 2014 “Paranın iktidarı”; 02 Mart 2014 tarihinde “Adalet elbette yerini bulur”, 14 Mart 2014 tarihinde “Yangınla delil yok etmek” başlıklı yazıları
Güneydoğu’da sokak çatışmalarının arttığı dönemde 4 Şubat 2016’da, sorumlunun “Dolmabahçe Mutabakatı’nda kendini ele veren Saray iktidarı” olduğunu, “Türkiye’nin bu badireden en az zararla çıkabilmesi için, idam cezasının geri gelmesi” gerektiğini vurgulayarak “…Dolmabahçe’de noktalanan Çözüm Süreci”nin sahiplerinin ipe dizilmesi lâzım. Sakın yanlış anlamayın, bir öneride bulunmuyorum, devlet aklının bu tür badirelerden çıkış yöntemini hatırlatıyorum…” şeklindeki sözleri ile askeri darbeyi davet ettiği iddiası,
19 Mart 2015 tarihinde, “Devr-i Sabık Yaklaşırken” başlıklı yazısında; “…Yargı bağımsız olsaydı, yargıçlık teminatı işleseydi her çeşit suçta böylesine patlama yaşanır mıydı? Yolsuzluklar soruşturulmasın diye taşlar bağlanınca bütün köpeklere gün doğdu. Bedelini hepimiz ödüyoruz. Yeni bir inşa süreci için enine boyuna devr-i sabık muhasebesine girişmek zorundayız…” şeklindeki sözleri ve ertesi gün 20 Mart 2015 tarihinde yayınlanan “Yeni Türkiye’nin Aktörleri” başlıklı yazısında “…Türkiye’nin yeni iktidar düzeninin Erdoğan otokrasisinin anti-tezi olarak şekillenmesi kesin görünüyor. Ustalık döneminde kaybettiğimiz demokrasi fırsatı, bu şekilde yeniden yakalanabilir. Demek ki, kişisel karizmalara kapalı, gücünü hukuktan ve akli gereklerden alan bir devlet iktidarı oluşacak. Siyaset tekelci yapısını kaybedecek, meşru sınırlarına çekilecek ortaya çoğulcu, rızaya ve katılıma dayanan bir iktidarlar denklemi çıkacak” şeklindeki sözlerinin demokrasi içerisinde bir arayış gibi görünse de özünde askeri darbeyi davet edici bir mahiyet taşıdığı. Toplam 9 köşe yazısı gerekçe gösterilerek, darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Onur Kutlu:
64 sayfalık iddianamede suç delili tek cümleyle, Zaman Gazetesi’nde yöneticilik yapmış olması şeklinde geçiyor. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Sedat Yetişkin:
Cihan Haber Ajansı’na ve Samanyolu TV’ye hiçbir bedel ödemeden ve almadan ortak olması, Zaman Gazetesinde yönetici olması. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Şahin Alpay:
21 Aralık 2013 tarihinde “Din savaşıymış” başlıklı yazısı, 28 Aralık 2013 “Erdoğan ile Batı arasında”, 08 Şubat 2014 tarihinde, “Evet, suç da ceza da şahsidir”, 01 Mart 2014 tarihinde “Bu millet bidon kafalı değildir”, 29 Mart 2014 tarihinde “Çıkar yol Erdoğan’sız hükümet” başlıklı köşe yazıları,
Bunların dışında 17 Aralık operasyonunun ardından 19 Aralık’ta “Emniyet’te yapılan atamalar ile Adli Kolluk Yönetmeliği’nin değiştirilmesini Cumhuriyet tarihinin belki en büyük yolsuzluk soruşturmasının hükümet tarafından örtbas edilmeye çalışıldığı izlenimi doğurduğunu” ifade ederek gerçekleri çarpıtmakla suçlanıyor.
Ayrıca 24 Aralık 2013 tarihinde “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yaşananlara seyirci kalmaması gerektiğini” vurgulayarak kurumlar arasında çatışma çıkarmayı hedeflediği iddia ediliyor.
Toplamda 7 köşe yazısı nedeniyle, darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Şeref Yılmaz:
64 sayfalık iddianamede suç delili tek cümleyle, Zaman Gazetesi’nde yöneticilik yapmış olması şeklinde geçiyor. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Yüksel Durgut:
Hakan Taşdelen’e ait olan Fia Prodüksiyon Radyo ve Televizyon Reklam Organizasyon İletişim San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne herhangi bir bedel ödemeden ortak olduğu iddiası, bu şirkete 2015 yılında Cihan haber ajansına ait yayın araçlarının devredildiği iddiası. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Zafer Özsoy:
Hakan Taşdelen’e ait olan Fia Prodüksiyon Radyo ve Televizyon Reklam Organizasyon İletişim San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne herhangi bir bedel ödemeden ortak olduğu iddiası. Bu şirkete 2015 yılında Cihan haber ajansına ait yayın araçlarının devredildiği iddiası. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Ahmet İrem:
64 sayfalık iddianamede suç delili tek cümleyle, Zaman Gazetesi’nde yöneticilik yapmış olması şeklinde geçiyor. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Ali Hüseyin Çelebi:
Feza Gazetecilik A.Ş.’ye müdahaleden bir gün önce yani 03 Mart 2016 günü saat 23.00-23.45 saatleri arasında Ümit Kopuz ile birlikte sisteme girerek hiç bir açıklama yapmaksızın kar dağıtımı adı altında para çıkışı gerçekleştirdiği, kayyum heyetine devrolacak olan şirket ana sermayesini boşalttığı iddiası. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Süleyman Sargın:
64 sayfalık iddianamede tek suç delili Feza Gazetecilik bünyesinde yöneticilik yapmış olması gösteriliyor. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Osman Nuri Arslan:
64 sayfalık iddianamede tek suç delili Feza Gazetecilik bünyesinde yöneticilik yapmış olması gösteriliyor. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Osman Nuri Öztürk:
64 sayfalık iddianamede tek suç delili Feza Gazetecilik bünyesinde yöneticilik yapmış olması gösteriliyor. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Lalezar Sarıibrahimoğlu:
Suç delili olarak Zaman Gazetesi bünyesinde köşe yazısı yazması gösteriliyor. Ancak hangi köşe yazısında hangi ifadelerinin suç unsuru ifadeler taşıdığı belirtilmiyor. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Nuriye Ural:
Suç delili olarak Zaman Gazetesi bünyesinde köşe yazısı yazması gösteriliyor. Ancak hangi köşe yazısında hangi ifadelerinin suç unsuru ifadeler taşıdığı belirtilmiyor. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Orhan Kemal Cengiz:
Suç delili olarak Zaman Gazetesi bünyesinde köşe yazısı yazması gösteriliyor. Ancak hangi köşe yazısında hangi ifadelerinin suç unsuru ifadeler taşıdığı belirtilmiyor. Darbecilik suçlamasından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve terör örgütü üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.