Dün 29 Ekim tatili olduğu için işe bugün geldiğini ifade eden Değer Özergün, şöyle konuştu: “Fesih sözleşmesi tarafıma tebliğ edilmiş. Eşyalarımı almak için geldiğimde binaya ancak polis kontrolünde girmeme izin verdiler. Girdiğimde odamın gasp edildiğini gördüm. Şu anda hiçbir resmi görevi olmayan birinin odamda oturduğunu gördüm. Polisler eşliğinde oraya konuşlanmış. Odayı çiftlik gibi kullanan, sigara içen tuhaf insanlar grubu gördüm. O zihniyetin ne olduğuna bizzat şahit oldum. Bizler aynı mesleği yapıyoruz diyemeyeceğim. Onlar o anlamda utanç kaynağı ama kendilerini bir gazeteciden daha çok emniyet müdürü gibi görüyorlar. Polislere emirler veriyorlar. Polislere, ‘bunu dışarı atın’ diyorlar. Böyle bir tuhaf bir ülke olmuşuz. Ben bunu gördüğüm zaman dehşete düştüm. Ülkem adına çok üzüldüm. Mesleğim adına, insanlık adına çok üzüldüm çünkü buradaki tutum ve davranışlar insanın içini acıtıyor.”
Kayyumların medyada emanetçi olduklarını söyleyen Özergün, “Buraya hukuksuz olarak geldiler, hukuksuz olarak yerleştiler. Gasp ettiler. Bu ülkede hukuk tekrar işlerse bunların hepsinin ne olacağını herkes görecek.” dedi.
ATANAN KAYYUMLAR SUDAN ÇIKMIŞ BALIK GİBİ
Kayyumların işten anlamadıklarını söyleyen Özergün, “Ne yaptıklarını, ne yapacaklarını, ne düşüneceklerini bilmiyorlar. Durumdan o kadar bihaberler ki şaşkınlık içerisindeler. Daha önce 17/25 Aralık’ta ‘alo Fatih’leri gördük. Şimdi ‘alo Ümit’leri görüyoruz. Telefonla bir yerlerden emir alıyorlar, direktifler alıyorlar, onlara göre şekilleniyorlar. Kendileri ortaya bir irade koymuyorlar. Tek iradeleri bir yerlerden aldıkları talimat. Ne denirse onları yapıyorlar, bu şekilde bir yapı var içeride şu anda.” ifadelerini kullandı.
Kayyumlardan Hüdai Bal ile aralarında geçen bir konuşmayı aktaran Özergün, “Kendisi aynen, ‘İnanın ben de ne olduğunu bilmiyordum Değer Bey. Pazartesi günü akşam 6.30 gibi telefonum çaldı. Ben 1,5 yıldır işsiz bir adamdım. Bana dediler ki yarın sabah 09.00’da Organize Şube’de ol. Ben sabaha kadar uyuyamadım’ böyle dedi. Acaba organizeye neden çağırıyorlar diye paniklemiş. Organizeye gittiğinde kendisinin buraya kayyum olarak atandığının tebligatı yapılmış. Bir hakimlik kararı kayyuma, organize şubeden tebliğ ediliyor. Bu nasıl bir hukuktur, nasıl bir garabettir anlamak mümkün değil.” diye konuştu.
POLİSLER İLK GÜNDEN BERİ ÇALIŞANLARA İNSANLIK DIŞI MUAMELE YAPIYOR
Kurum içindeki polislerin çalışanlara kinle, nefretle baktığını söyleyen Özergün, durumu şöyle anlattı: “Gözlerindeki o kin ve nefretin nedenini anlamak mümkün değil. Biz bu ülkenin dürüst, namuslu, hırsız olmayan, yalan yazmayan, insanlarıyız, gazetecileriyiz. Polisler bize düşmanmış gibi davranıyor. Hepsini Allah’a havale ediyorum.”
Toplamda 16 kişilik bir liste hazırlandığını belirten Avukat Vedat Oruç, “Bir liste hazırlanmış. Bu listede ismi olanlara girişteki polisler, ‘işlerinize son verildi, giremezsiniz’ diyorlar. Yukarıda buna ilişkin bir karar var mı diye soruyorum, kayyum da ‘kesinlikle bir işten çıkarma yok, olmayacak’ diyor. Buna rağmen dün polis eşliğinde bazı çalışanlarımıza işten atıldıklarına dair tutanak imzalatmışlar. Hangi karara inanacağız? Neye göre hareket edecek bu insanlar? Yukarda yeni atanan kayyum ‘işinize son verilmedi’ diyor, polis ‘işinize son verildi’ diyor. Biz ne olduğunu nereden bileceğiz?” ifadelerini kullandı.