Bandırma Ticaret Borsası, Biyogüvenlik Kurulunun GDO'lu yemlerin hayvancılıkta kullanılmasına serbestlik getirmesine ilişkin kararını değerlendirdi. Bandırma Ticaret Borsası Başkanı Halit Sezgin yaptığı açıklamada, "Mevcut soya ithalatımızı karşılamamız için 25 bin hektarlık soya ekiliş alanının dışında 400 bin hektarlık daha soya ekiminin yapılması gerekmektedir. En fazla yem hammaddesi olarak kullanılan soyanın ihtiyacımızı karşılayacak miktarda üretiminin yapılmasıyla birlikte üreticimizin GDO endişesi de ortadan kalkacaktır." dedi.

Bandırma Ticaret Borsası Başkanı Halit Sezgin açıklamasında, ülkemizde hayvancılığın özellikle de kanatlı sektörü Avrupa standartlarında bir üretim boyutuna ulaştığını, besicilerin rekabet edebilmesi için, yem maliyetine yüzde 70-80 oranında bir çözüm bulmak gerektiğini vurgulayıp, "Ülkemiz bu bakımdan kendine yeterli değildir. Özellikle soyada daha belirgin olan bu açık, gelişen hayvancılığımızın zaman zaman değişen miktarlarda çeşitli yem maddelerinin ithalatını yapmak zorunda bırakmaktadır. Soya ve ürünlerinin yerine ikame edilecek başka bir ham maddenin olmadığı düşünüldüğünde, oluşacak darboğazlar kaosa yol açacaktır." dedi.

'SOYA DIŞ TİCARETİNDE AÇIKLAR VERİYORUZ'

Tüketim ihtiyacını karşılayacak düzeyde soya fasulyesi üretimi yapamayan ülkemizin soyanın dış ticaretinde de büyük açıklar verdiğinin altını çizen Sezgin "Soya fasulyesi için yıllık 2,5 milyar dolardan fazla para ödeniyor. Ülkemiz ithal ettiği bu ürünlerin üretimini destekleyerek önemli bir yükten kurtulabilir. Beslenmedeki öneminin yanı sıra, 400'ün üzerinde endüstriyel ürünün üretiminde kullanılan soyanın ekiminin yaygınlaştırılması gerekmektedir. Ülkemizin dışa bağımlı soya üretimi ile hayvancılığa rekabetçi bir yapı kazandırması mümkün değildir. Mevcut soya ithalatımızı karşılamamız için 25 bin hektarlık soya ekiliş alanının dışında 400 bin hektarlık daha soya ekiminin yapılması gerekmektedir. En fazla yem hammaddesi olarak kullanılan soyanın ihtiyacımızı karşılayacak miktarda üretiminin yapılmasıyla birlikte üreticimizin GDO endişesi de ortadan kalkacaktır. Üreticilerimize özellikle soya fasulyesi yerli üretimine teşvik ve desteklerin artması topraklarımızın azot yönünden zenginleştirilmesinin yanında yem üreticilerini rahatlatacağından şüphemiz yoktur" ifadelerine yer verdi.

Biyogüvenlik Kurulunun GDO'lu yemlerin hayvancılıkta kullanılmasına serbestlik getiren kararını oy birliğiyle aldığını anımsatan Sezgin, üreticilerin GDO'lu mısır ve soyayı yemleri kullanmaları halinde bu durumu etiketlerinde belirtmek zorunda olduklarını sözlerine ekledi. CİHAN