Gel Ey Gönüller Sultanı

Samanyoluhaber.com yazarı Abdullah Aymaz yazısında bir şiiri paylaştı

SHABER3.COM

ABDULLAH AYMAZ 

Bir iz düşüm torundan Şerefli büyük dede Cedd-i Emcede hitap:

Gel Ey Gönüller Sultanı
Hitap ki,
Pek çok kitap, 
Edemez istiab.
Âb ki Âbı-kevser,
Âbı hayat.

Ey güzeller güzeli
Sevgili!
Gel bir kere daha misafirimiz ol!
Yeniden kur tahtını sinelerimize,
Buyur bize buyura bildiğin her şeyi 
Ne olur ne olur!

Gel kov gönüllerimizdeki karanlıkları,
Duyur bütün benliğimize ruhunun ilhamlarını.
Göster bize ya Rasulallah!
Yeniden diriliş yollarını.

Gel ve dağıt her gün biraz daha 
Azgınlaşan şu zulmetleri,
Güneşlere taç giydiren ışığınla!
Ve söndürüver herkesi 
Güneş inleten zülüm 
Ve adaletsizlik ateşlerini.

Gel ve çözüver 
Her şekliyle kine,
Nefrete ve düşmanlığa kilitlenmiş 
Şu zavallı ruhların boyunlarındaki zincirleri!
Dikkat edelim,
Asıl zavallılar 
Zalimler gaddarlar ve kindarlar.

Coştur sinelerimizi
Muhabbetle, hoşgörüyle!
Sineler ki,
Sevgiye, merhamete, şefkate 
Hasret gitmekte. 

Gel ve buluştur 
Ruhlarımızı
Aklın aydınlığıyla!
Gönüllerimizi de 
Mantık ve muhakeme enginliğiyle.
Ve kurtar bizi kopukluklardan 
Kendi içimizdeki.

Ya Resulallah! 
Sen gidince, 
Kimimiz, başladı 
Akla takılıp
Düz yollarda 
Yolsuzluk yaşamaya.
Kimimiz de 
Saldı kendini
Bir kısım gönül Hülyalarına 
Ve oyalandı kaldı değişik vehim ve kuruntularla. 
Öyle ki,
Ne aklını dilini anlayabildik 
Ne de dalabildik.
Kalbi ve Ruhi hayatın derinliklerine 
Ne olur acı bize ya Nebiyallah! 

Biz aklı ihmal edip
Girdik kanına dünyanın. 
Hem de tavır alıp kalbe, 
Bütün bütün
Görmezlikten geldik 
Kendi derinliklerimizi.

Ey ayı, güneşi karanlık gecelerimizin;
Ey biricik rehberi
Yolda kalmışların 
Bizceleyin!

Sen bizler gibi 
Bir kere doğmadın sadece.
Evet, zamanın her parçası
Senin için doğum vakti; 
Dolunay gibi. 
Gönüllerimize gelince, 
Mütevazi birer doğuş yerin. 

Bir çağrıdır 
Bizim perişaniyetimiz 
Sana ya Resulallah!
Sinelerimiz seniyyetül veda… 
Ne olur artık 
Ağlayan gönüllerimize 
Acı da gel ve doğ canlarımıza 
Yaradan aşkına!
Bizi yalnız bırakma; 
Yalnız bırakıp da 
Ruhlarımızı 
Sensizlik ateşine yakma. 

Ne ilim ne irfanımız var, 
Ne hayır ve taate mecalimiz;
Günah ve isyanımız diz boyu.
Sana sunacağımız 
Armağanımıza gelince,
Kayda değmez bir sermaye
Ölçüsünde bile değil. 

Bugüne dek 
Bırakmadık 
Aşındırmadık eşik, 
Çalmadık kapı. 
Ey güzeller güzeli!
Gözlerimiz görmese de 
Mest etti
Gözlerimizi,
Doğuşunun emareleri.

Mest etti,
Tadın, lezzetin, kokun 
Daha şimdiden hepimizi…
Gel ve arkana al bizi 
Yeniden! 
Al ki, 
Vursun ışığın ruhlarımıza.

Mesajın nur,
Düşüncen nur, 
Ufkun nur; 
Her yanınla pür nursun.
Aç yüzündeki Nikabını!
Cihanlar dolsun nurla, 
Duyulsun her yanında nâmın. 

Sallallahu aleyhi vesellem 
Âmin yarabbi, âmin!
<< Önceki Haber Gel Ey Gönüller Sultanı Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER