DW Türkçe'de yer alan habere göre İsrail'de hükümetin, Yüksek Mahkeme'nin yetkilerini sınırlandıran yasa tasarısını meclisten (Knesset) geçirmesi sonrasında İsrail demokrasisinin geleceğiyle ilgili endişeler ve yasa tasarısına tepkiler sürüyor.
İsrail'in eski başbakanlarından Ehud Olmert, ülkenin ciddi bir tehditle karşı karşıya olduğunu belirterek hükümeti, İsrail demokrasisinin temelini dinamitlemeye çalışmakla suçladı. "Bu, kabul edebileceğimiz, müsamaha gösterebileceğimiz bir şey değil" diyen Olmert, "Böyle bir şey şimdiye kadar hiç yaşanmadı. Bir iç savaşa doğru ilerliyoruz" ifadelerini kullandı.
Salı günü pek çok gazetenin birinci sayfası, "İsrail demokrasisi için kara bir gün" yazısıyla siyah renkte basıldı.
Doktorlar ve askerlerden protesto
Yasanın meclisten geçmesi sonrasında Tabipler Birliği 24 saatlik grev kararı aldı, ülkenin çeşitli bölgelerinde hafta sonu mesai saatleri uygulanırken sadece acil hastalara bakıldı. Ancak Sağlık Bakanlığının yürütmeyi durdurma başvurusu üzerine Tel Aviv İş Mahkemesi grevi iptal etti. İsrail'deki sendikaların çatı örgütü Histadrut, önümüzdeki günlerde ülke çapında grev hazırlığı yaptıklarını duyurdu.
Yasa tasarısının meclisten geçmesi durumunda göreve gitmeyeceğini açıklayan 10 bin yedek askerle ilgili gerilim de sürüyor. Ordu, bugün görev bırakma eylemi yapan bir askere para cezası, bir askere 15 günlük tecilli hapis cezası verdi. Muhalefet lideri Jair Lapid askerlere görevleri başına dönmeleri ve Yüksek Mahkeme kararını beklemeleri çağrısı yaptı. Koalisyon hükümetindeki aşırı dincilerin, Tevrat eğitimi alanların askerlik görevinden muaf tutulmasını öngören yasa tasarısı hazırladığını açıklaması, orduda tansiyonu artırmıştı.
Gözler Yüksek Mahkeme'de
Yargı reformu karşıtları, barolar ve çeşitli kuruluşların yasaya karşı Yüksek Mahkeme'ye yaptığı itiraz başvurularına bel bağlamış durumda. Ülkede 70 bin avukatı temsil eden Barolar Birliği, itiraz başvurusunda yasa tasarısını "hukuk sistemini temelden değiştirecek daha kapsamlı bir çabanın parçası" olarak nitelendirdi ve tasarının yasalaşması durumunda hukukun üstünlüğü ve güçler ayrılığının garanti edilemeyeceğine vurgu yaptı. Ancak İsrail medyası, Yüksek Mahkeme kararının aylar alabileceğini belirtiyor.
Müttefiklerden tepki
İsrail'in en önemli müttefiki Amerika Birleşik Devletleri (ABD), meclisten geçen yasa tasarısını "talihsiz" diye nitelendirirken İngiltere de hükümeti yargı bağımsızlığını korumaya çağırdı. Almanya Adalet Bakanı Marco Buschmann da "Güçler ayrılığı ve bağımsız yargının liberal bir demokrasinin temel değerleri olduğunu ve korunması gerektiğini" vurguladı.
Yüksek Mahkeme'nin yetkisi sınırlanıyor
Yeni yasa uyarınca, hükümetin ya da bakanların kararlarının uygunluğunu denetleme ve uygun bulunmayan kararların iptali yetkisi Yüksek Mahkeme'nin elinden alınıyor.
Yazılı anayasası bulunmayan, temel hukuk ve hakların Temel Yasalar adı altında düzenlendiği İsrail'de Yüksek Mahkeme, hukuk devleti ve insan haklarının korunmasında önemli bir rol üstleniyordu. Yasayı eleştirenler, böylelikle idarede keyfiyetin önünün açılacağı, önemli görevlerde keyfi atamalara ve yolsuzluklara zemin hazırlanacağı endişesi taşıyor.
İsrail tarihinin en "sağ" hükümetine başkanlık eden Başbakan Benyamin Netanyahu ise Yüksek Yargı'nın siyasi kararlara çok fazla müdahil olduğu suçlamasında bulunuyordu. Hükümet, Yargı ve Yüksek Mahkemenin yetkilerinin sınırlandırılmasıyla meclis ve Başbakanın güçlendirileceğini savunuyor.
Hükümetle muhalefet arasında aylar süren müzakerelerde ortak bir yargı reformu için uzlaşmaya varılamamış, ancak Netanyahu Haziran ayında, reform paketinin en tartışmalı maddesinden geri adım atmıştı. Bu madde, meclisin, Yüksek Mahkeme kararlarını iptal edebilmesine olanak tanıyordu.