Enflasyondaki dengelenme sürecinin şubat ayından itibaren son bulduğunu söyleyen CHP'li Erdoğdu, yazılı açıklama yaparak enflasyon rakamlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğdu, "Yıllık enflasyon yüzde 19.50 olarak gerçekleşti. Fiyatlar genel düzeyi bir önceki aya göre yüzde 1.69 oranında arttı. TÜİK sepetinde yer alan 418 maddeden 294'ünün fiyatı arttı. Yerel seçimlerin hemen ardından sökülmeye başlanan tanzim çadırlarında satışı yapılan ürünler arasında kuru soğanın fiyatı sadece bir ay içinde yüzde 31.5, patatesin yüzde 23.2, domatesin yüzde 21 arttı. Yurttaşlarımız içinde yaşadığı evlerinin çatısını aktarmak veya çeşitli düzeyde tamiratını yapmak için yüzde 38 daha fazla harcama yapmak zorunda" dedi.
Aylık bazda fiyat değişimlerine bakıldığında en yüksek artışın yüzde 7.5 ile tütün ve et fiyatlarında görüldüğünü aktaran Erdoğdu şöyle devam etti:
'MEYVE FİYATLARI YÜZDE 30 ARTTI'
"Aylık gıda fiyatları artışı yüzde 1.46 oldu. Gıda ve alkolsüz içecekler kaleminde artış yüzde 31.8. Bu kalem endeks tarihindeki en yüksek yıllık artış rakamı. Başka bir deyişle son 15 yılın en yüksek gıda enflasyonuna ulaşıldı. Halkımız gıdaya TÜİK ortalamasından daha fazla harcama yapıyor. Dolayısıyla daha yüksek bir enflasyon görmeye devam ediyor. İşlenmemiş gıda enflasyonu yüzde 45.7, taze sebze-meyve enflasyonu yüzde 74 olarak kaydedildi. Yıllık oranda en yüksek fiyat artışı sebze kaleminde gerçekleşti, sebze fiyatları yüzde 96.3 oranında arttı. Meyve fiyatları yüzde 30 arttı."
Erdoğdu, üretici fiyatlarındaki artışın, tüketici fiyatlarının çok üstünde olduğuna işaret ederek, "Yıllık artış oranı yüzde 20.1. Enerjideki yıllık artış yüzde 52.3, ara malında ise yüzde 34.7. Bu rakamlar üretici maliyetlerindeki artış kaynaklı olarak tüketici fiyatlarına yukarı yönlü baskının devam edeceğini gösteriyor" ifadesini kullandı.
'DEVLETİN YÖNLENDİREBİLECEĞİ FİYATLARDA DA ARTIŞ TAM GAZ DEVAM EDİYOR'
Merkez Bankasının (MB) 30 Nisan'da enflasyon raporu açıkladığını, gıda ve enerjide yukarı yönlü güncellemeye karşın yıl sonu enflasyon beklentisini değiştirmediğini hatırlatan Erdoğdu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"2019'un takip eden aylarında talebin azalmasına ve devletin yönlendirdiği fiyatlarda enflasyonu aşağı yönlü çekecek düzenlemelerine işaret ederek gıda fiyatları daha fazla artsa da yıl sonunda enflasyon yüzde 14.6 olur açıklamasında bulundular. Ancak daha bu açıklamadan 24 saat geçmeden sigarada maktu vergi yükseltildi, cep telefonu alımında ödenen özel tüketim vergisi artırıldı. Dolayısıyla devletin yönlendirebileceği fiyatlarda da artış tam gaz devam ediyor. Bir elin yapmaya kalktığını diğer el engelliyor, sonuç krizde yönsüz kalmaktır. AKP ekonomi yönetiminin gündemine göre açıklama yapan MB saygınlığını tamamen yitirdi. MB, 2010 yılından bu yana enflasyon hedefini tutturamıyor. MB'nin enflasyon öngörüsüne ulaşılması 2018'deki baz etkisiyle ve fiyat artış temposunun çok hızlı bir şekilde azalmasıyla mümkün olabilir. 2019 yılının kalan 8 aylık bölümünde fiyatların sadece yüzde 10.2 artması gerekiyor ki MB'nin açıkladığı enflasyon öngörüsü tutsun."
Ana harcama gruplarına göre endeks değerleri üzerinden değerlendirme yapıldığında, mutfaktaki yangının başlangıcının 'tek adam rejimi olduğu'nun görüldüğünü savunan Erdoğdu, şöyle devam etti:
'HAYAT PAHALILIĞI GIDAYA YAKLAŞIK BİR BUÇUK KAT FAZLA YANSIDI'
"Ekim 2016'da Devlet Bahçeli'nin anayasa değişikliğini gündeme getirmesinden bu yana gıda fiyatlarında artış oranı yüzde 63, TÜFE'deki genel değişim ise yüzde 43. Nisan 2017 referandumundan bu yana gıda fiyatlarında artış oranı yüzde 43, TÜFE'deki genel değişim ise yüzde 32. Tek adam rejiminin fiilen hayata geçirildiği Haziran 2018'den bu yana fiyat artış oranı yüzde 15 iken, gıda fiyatlarındaki artış yüzde 23 oldu. Yani, tek adam rejiminin getirdiği hayat pahalılığı gıdaya yaklaşık bir buçuk kat fazla yansıdı."
Ekonomik endekslerin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sonuçlarının iktidar tarafından kabul edilmek istenmemesi nedeniyle iyileşme göstermediğini kaydeden Erdoğdu, şu görüşleri savundu:
"İktidarın haksızca yaptığı itirazlar nedeniyle dünya koşulları uygun olmasına rağmen enflasyon düşmüyor, endeksler düzelmiyor. İktidar partisi, bir an önce seçimin sonucunu kabullenmeli ve Türkiye normalleşmelidir. Ardından ekonomi yönetiminin acilen değişmesi gerekiyor. Krizle mücadelenin yolu, normalleşmekten ve emekçinin cebindeki paraya el uzatmaktan değil, ülkede demokrasinin önünün açılmasından geçiyor."