Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Levent Gök, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümet kurma görevini CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na vermeyerek hukuku ve CHP'ye oy veren milyonlarca seçmenin iradesini hiçe saydığını söyledi. Cumhurbaşkanı'nın böyle keyfi davranma yetkisinin bulunmadığını belirten Gök, "Bugün artan terör olaylarında ve ekonomide geldiği durum karşısında Türkiye'nin bir hükümet çıkarması, uzun süreli bir hükümet çıkarması mümkündür. CHP hem hükümet kurma görevini devralacağını hem de bir hükümet çıkartacağını beyan etmiştir. Bugün artık hükümet kurulamaması nedeniyle akan kanın sorumlusu, Türkiye'deki ekonominin kötü gidişatının baş sorumlusu Cumhurbaşkanı." açıklamasında bulundu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Levent Gök, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yaptığı görüşmelerden sonra hükümet kurma görevini Cumhurbaşkanı'na devretmesinden sonraki sürecin tam anlamıyla bir rezalet ve skandal olduğunu vurgulayan Gök, "Türkiye, Cumhurbaşkanı'nın keyfi uygulamalarıyla yönetilecek bir ülke değildir. Cumhurbaşkanı, Meclis'te namusu ve şerefi üzerine yemin ettiği, Anayasa'ya, tarafsızlığına, hukukun üstünlüğüne bağlı kalacağına dair ettiği yemin metni defalarca çiğnediği gibi şimdi de Türkiye demokrasisini tahrip eden bir Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçti." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini kötüye kullandığını kaydeden Gök, "Cumhurbaşkanı yetki gaspındadır. Cumhurbaşkanı, Parlamento'yu AKP grubundan ibaret sayan bir anlayışla Davutoğlu'nun görev iadesinden sonra, Cumhuriyet tarihimizde, şimdiye kadar olduğu gibi en çok oyu alan ikinci partiye görevi vermesi gerekirken bu görevi vermemek suretiyle görevini kötüye kullanmaktadır, yetki gaspında bulunmaktadır. Milli iradeyi çiğnemektedir. AKP'ye o veren seçmenlerin hepsini saygı ile karşılıyoruz ama peki CHP'ye verilen milyonlarca oy milli irade değil midir? İşine geldiği her fırsatta kendini mağdur göstererek milli irade, milli irade diyen ey Cumhurbaşkanı! CHP'ye verilen milyonlarca oy milli iradeyi temsil etmiyor mu? Sen bunu nasıl görmüyorsun? Niçin görmezden geliyorsun? Cumhurbaşkanı milli iradenin önündeki en büyük engellerden birisidir." şeklinde konuştu.
"HÜKÜMET KURULAMAMASI NEDENİYLE AKAN KANIN SORUMLUSU CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN BAŞKASI DEĞİLDİR"
"Türkiye'yi kafasına göre idare ederek, bütün muhalefet partilerini suçlayarak, ne tarafsızlık yemini yerine getirilmiş olur, ne de Cumhurbaşkanlığına verilen görev yerine getirilmiş olur." diyen Gök, şöyle devam etti: "Bu Cumhurbaşkanı artık Türkiye'nin taşıyacağı bir cumhurbaşkanı olmaktan çıkmıştır. Genel Başkanımızdan zat diye bahsederek bugünki konuşması ile demokrasi kültüründen nasibini almadığını, nezaketten nasibini almadığını, siyasi ahlaktan nasibini almadığını bir kez daha ortaya koymuştur. Cumhurbaşkanı, vereceği bir görevlendirmede görev vereceği kişinin işi yapıp yapmayacağını takdir hakkında sahip değildir. Biz CHP olarak başından beri söylüyoruz; hükümet kurmaya hazırız, görevi devralmaya hazırız. Anayasal sınırlar içinde devlet işlerinin nasıl yürütülmesi gerektiğini gayet iyi biliyoruz. Bu konuda CHP'nin hukuku, CHP'ye oy veren milyonlarca seçmenin iradesi hiçe sayılmaktadır. Cumhurbaşkanı'nın böyle keyfi davranma yetkisi bulunmamaktadır. Bugün artan terör olaylarında ve ekonomide geldiği durum karşısında Türkiye'nin bir hükümet çıkarması, uzun süreli bir hükümet çıkarması mümkündür. CHP hem hükümet kurma görevini devralacağını hem de bir hükümet çıkartacağını beyan etmiştir. Bugün artık hükümet kurulamaması nedeniyle akan kanın sorumlusu, Türkiye'deki ekonominin kötü gidişatının baş sorumlusu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan başkası değildir." açıklamasında bulundu.
Dün Star Grubu Başkanı Murat Sancak'a yapılan saldırıyı şiddetle kınadığını belirten Gök, "Demokrasiye karşı bir saldırı olarak değerlendiriyoruz. Emniyet güçleri bu saldırıyı yapanları derhal bulup gereğini yapmalı." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir yandan da seçim tarihini belirlemeye çalıştığını ifade eden Gök şunları söyledi: "Diyor ki 1 Kasım'da seçime gideceğiz. Cumhurbaşkanı ne zamandan beri Yüksek Seçim Kurulu'nun bir yüksek yargı organının yetkilerini kullanmaya başladı. Seçim tarihini Yüksek Seçim Kurulu kendisi seçimlerin yenilenme kararından sonra ancak belirleyebilir, o dahi tartışmalıdır. Tabi YSK bir tartışmayı başlattı önceki gün, hiç gereği yokken daha hükümet kurma çalışmalarına devam edecek bir süre yeterli bir süre ortada varken, YSK kendisine şu anda vazife olmayan bir anlayışı ortaya koydu, ama anlaşılıyor ki Saray ile Yüksek Seçim Kurulu arasına bir köprü kurulmuş. YSK, partilere gönderdiği yazıda çeşitli tarihlerde bulunuyor, Cumhurbaşkanı 1 Kasım diyor. Cumhurbaşkanı sen yargının yerine mi geçtin, YSK'nın yerine mi geçtin? Yine bir yetki gaspı, kimsin sen? Kanunlarımız YSK'ya bir yetki vermiş. Cumhurbaşkanı o yetkiyi kullanıyor."
Konuşmasının ardından Gök, basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar bugün 61. Hükümetin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve 4 eski bakan ile ilgili 6 ayrı soruşturma önergesi verdi parti grubuna? Bunlara ilişkin bir parti kararı var mı?" sorusuna Gök, "CHP hukukçuları ile siyasal karar mekanizmalarıyla bütün alanlarla her türlü incelemesini yapmıştır. Fikri Sağlar'ın bugün verdiği önergeler kendi şahsi başvurularıdır. Başka arkadaşlarımızın verdiği pek çok önergeler yetkili kurullarımızda özellikle grup yönetim kurullarımızda hukuka uygunluğu ve olabilirliği açısından ayrıca değerlendirilir ve işleme konulur." cevabını verdi.
Başka bir gazetecinin, "Hükümet kurulma konusunda anayasal süreç olarak 2 günlük bir süre kaldı. Siz konuşmanızda bu Parlamento'dan bir hükümet çıkabileceğini, CHP'ye görev verilmesi halinde bu hükümetin kurulabileceğini söylediniz. Yeni bir gelişme mi var?" sorusu üzerine Gök şunları söyledi: "Biz hükümet kurma görevini aldığımızda neyi ne yapacağımızı çok iyi biliyoruz. Bu bakımdan kendimize güveniyoruz. Türkiye'yi terörden, ekonominin kötü gidişatından kurtaracak, bir hükümet çıkaracak yapıda ve güçte olduğumuzu biliyoruz, bunu ifade ediyoruz." CİHAN