Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi (GÜSAM) Başkanı Ercan Taştekin, terörle mücadelede uzman polislere altı boş ithamlarla soruşturmalar açılıp tutuklanmasıyla bugün görevde olan polislerin etkin bir şekilde istihbarat çalışması yapamayacağını söyledi. Taştekin, "Etkin bir şekilde önleme, dinleme çalışması yapamaz, etkin bir şekilde terörle mücadele çalışması yapamaz." dedi.
Bingöl Eski Emniyet Müdürü ve GÜSAM Başkanı Ercan Taştekin, İstanbul Sultanahmet Meydanı'nda yaşanan patlamaya ilişkin Cihan Haber Ajansı'na (CİHAN) değerlendirmelerde bulundu. Taştekin, IŞİD terör örgütüyle ilgili olarak 2 tane çok vahim hata yapıldığını söyledi. IŞİD tsunamisinin geleceğini çok önceden söylemelerine rağmen bir kesimin 'kızgın çocuklar' benzetmeleriyle konuyu küçülttüğünü ifade eden Taştekin, "Bu çok büyük bir dezavantaj oldu. İkincisi Suriye'nin kuzeyinde PKK terör örgütüyle IŞİD terör örgütü arasındaki yaşananlardan dolayı da IŞİD sanki PKK terör örgütüyle mücadele eden bir yapıymış gibi yansıtıldı. Oysa her ikisi de birbirinden farkı olmayan eli kanlı terör örgütleri." ifadelerini kullandı.
"BİR ZİHNİYETTEN DOLAYI ETKİN BİR ŞEKİLDE MÜCADELE EDİLEMEDİ"
'Uzun bir süre IŞİD terör örgütüyle ilgili bir zihniyetten dolayı etkin bir şekilde mücadele edilemedi' diyen Taştekin, IŞİD'in Türkiye'de ciddi bir eleman ve militan devşirdiğini belirtti. Taştekin, "Ülkemizde ciddi bir şekilde eylem yapma kapasitesine kavuştu. Daha düne kadar son derece basit olan örgüt, bu hatalı yaklaşımlar sonucunda ciddi şekilde ülkemizde de palazlandı. Bununla birlikte uluslararası güçlerle birlikte hareket etmemek de bu konuda çok büyük bir dezavantaj yaşattı." ifadelerini kullandı.
"IŞİD İLE MÜCADELE CİDDİ ŞEKİLDE SORGULANIR HALE GELDİ"
En son İstanbul'da yaşanan eylemle Türkiye'nin Suriyelileşmesi gibi bir görüntünün ortaya çıktığını anlatan GÜSAM Başkanı, "Bu tip çok sık aralıklarla canlı bombaların ve bombaların patlaması Irak'ta, Suriye'de Afganistan'da olurken artık Türkiye'de, Ankara'da, İstanbul'da, Suruç'ta, Diyarbakır'da olarak dünyaya yansıyor. Uluslararası kamuoyunda da Türkiye'nin IŞİD ile mücadelesi ciddi şekilde sorgulanır hale geldi." diye konuştu.
"YABANCILARI HEDEF ALMASI, SEMPATİ İLE BAKANLARIN NEFRETİNİ KAZANMAMAK İÇİN"
EL Kaide terör örgütünün 2000'li yıllarda yapmış olduğu eylemlerde yabancıları hedef aldığına dikkat çeken Taştekin, "Yabancıları hedef alması bir yandan hem ülkemizde terör eylemi meydana getirdi, hem de ülkemiz içerisindeki kendisine sempati duyan kesimin herhangi bir nefret ile karşılaşmamak için yabancılara yöneldi. Ben bu olayda da yabancıların hedef alınmasını ülke içerisindeki sakat zihniyette olan insanların IŞİD'e karşı az da olsa sempati ile bakan insanların nefretini kazanmamak amacıyla yabancıları hedef aldı." şeklinde konuştu.
"GÜVENSİZ BİR ÜLKE İMAJI OLUŞTURMAK İÇİN SULTANAHMET SEÇİLMİŞTİR"
Mısır'da yapılacak bir eylem ile piramitlere yapılan bir eylemin etkisinin farklı olduğunu kaydeden Taştekin, "Hindistan'da bir bomba patlasa belki duyulmayabilir ama Tac Mahal'de bir eylem yapılsa dünyada çok fazla etkisi olur. Yapılan eylemle ilgili olarak Türkiye'nin güvensiz bir ülke olduğu imajı oluşturabilmek için Türkiye'nin en tanınır yerlerinden biri olan Sultanahmet seçilmiştir." açıklamasında bulundu.
"EYLEMDE EN AZ 30-40 ARASI TERÖRİST GÖREV ALIR"
Olayla ilgili alınan tedbirlerin son derece yetersiz olduğunu savunan Taştekin, şunları kaydetti: "Bir canlı bomba eylemi sadece bir kişinin yapmış olduğu bir eylem değildir. Bombanın imal edilmesi, hazırlanması, bombanın olay yerine transferi, bombayı kendisiyle birlikte patlatacak olan faile teslim edilmesi, failin canlı bomba eğitimiyle yetiştirilmesi, failin yurt dışından içine transferi, İstanbul'a getirilmesi, olay yerine intikalinin sağlanması, olay yerinde keşif yapılması, bununla ilgili olarak en az 30 ile 40 arası terörist görev alır. Bunun etkin bir şekilde öğrenilip ilgili birimlerle paylaşılarak yakalanması sağlanmalıydı. Patlamadan sonra bir kısım istihbarat örgütlerinin 'biz bunun istihbaratını vermiştik' dediğini duyuyoruz. 'Biz bildirmiştik' demek suretiyle istihbaratçılık yapılmaz. Failin kimliğinin çok kısa sürede açıklanması akıllara failin takipteyken takibi atlatıp mı eylemi gerçekleştirdiği sorusu geliyor. Bununla birlikte failin yerinin bilindiği ama takip edilip yakalanamadığı, eylemin önlenemediği sorusunu akla getirdi."
"TERÖR POLİSLERİNİN TUTUKLANMASI, ETKİN BİR ŞEKİLDE ÇALIŞMA YAPILMASINI ENGELLER"
Terör uzmanları polislerin içeride olmasının gözden kaçırılmaması gerektiğine işaret eden Taştekin, şöyle devam etti :"Çok yakın tarihe kadar PKK, KCK, El Kaide ile etkin şekilde mücadele eden istihbarat ve terör polislerine bazen önleme iddialarının güvenlik konseptiyle yapılmadığı bazen farklı bir kısım altı boş iddialarla sürekli operasyonlar yapmak suretiyle tutuklanırlarsa gözaltına alınırlarsa, haklarında adli ve idari soruşturma açılırsa bugün görevde olan polislerimiz etkin bir şekilde istihbarat çalışması yapamaz. Etkin bir şekilde önleme, dinleme çalışması yapamaz, etkin bir şekilde terörle mücadele çalışması yapamaz. Bir diğeri terör uzmanı o örgütle ilgili uzmanlaşabilmesi için en az 10 yıl geçmesi gerekir. 10 yıl boyunca terör örgütündeki bireyleri, stratejisini hareket tarzını öğrenen personeli alıp yerine o alanda birikimi denemesi olmayan insanları koyarsanız başarısızlık yaşarsınız."
CİHAN