Zonguldak'ta 3 Mart 1992 tarihinde 263 madencinin öldüğü grizu faciasının 24. yıldönümünde acılar tazelendi. Faciadan ağır yaralı kurtulan ve 11 gün komada kaldıktan sonra hayata geri dönen Yalçın Sarı (56), törende duygu dolu anlar yaşadı.

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu maden ocağında, 3 Mart 1992 yılındaki grizu faciasında hayatını kaybeden 263 maden şehidi, olayın meydana geldiği kuyu başında dualarla anıldı. Törene CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpçu, Kozlu Kaymakamı Ahmet Karakaya, TTK Genel Müdür Yardımcısı Ercan Gebeş, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Genel Maden İşçileri Sendikası(GMİS) Genel Başkanı Ahmet Demirci ve 08.00 vardiyası işçileri katıldı.

Ölen maden işçileri için Kur'an-ı Kerim okundu. İşçilere mevlit şekeri ikram edildi. Maden ocaklarında vefat eden bütün maden işçileri için dua edildi. Yanlarında yiyecek azıklarını hazır bulunduran 08.00 vardiyası işçileri, edilen dualara hep bir ağızdan 'amin' dedi.

Daha sonra kuyu başında yeraltında iş kazalarına karşı 3 koç kurban edildi.

GRİZUDAN SONRA 11 GÜN KOMADA KALAN EMEKLİ MADENCİ, FACİAYI YAŞADI

Grizu faciasını anma törenine, olay günü madende çalışan 3 emekli madenci de katıldı. Anma töreninde duygulanan işçiler, kaybettikleri mesai arkadaşları için dua etti.

Grizu faciasında bacak, baş ve kolundan yaralanarak 11 gün komada yatan Yalçın Sarı(56), o günleri şöyle anlattı: "O gün olay anını hiç hatırlamıyorum. Hatırlamak da istemiyorum. Bunları ifade edemiyorum. Bir insan her zaman aynı yaptığı işi, her gün yeraltına iniyorsun çıkıyorsun; 11 gün sonra hastanede ayılırsan ne hatırlarsın? Şükrediyorum; fakat arkadaşlarım, arkadaşlarım. İnsan ömrü nedir, 56 yaşıma geldim. Onlar benim can dostlarım. Beraber yediğimiz içtiğimiz can dostlarımdı." dedi.

Başka bir madenci Fuat Sevinç (54) ise "Allah kimseye bir daha öyle bir acı yaşatmasın. En son Soma'da yaşandı, İnşallah bir daha herkes iş güvenliğine daha dikkat eder. Hem işveren ve hem işçi daha dikkatli olurlar ve bir daha böyle acılar yaşatmazlar inşallah." diye konuştu.

Burhan Öztürk de "O gün ocaktaydım ama ayrı yerlerdeydik, biz eksi 560 kodundaydık. Bir birimizi tanıyoruz. Cenab-ı Hak bir daha böyle olaylar yaşatmasın. O akşam çok kötü bir olaydı." ifadesini kullandı.

Sürekli beraber madene indiği mesai arkadaşlarını unutamadığını anlatan Sarı, yaşadığı duyguları şöyle özetledi:

"O gece 16.00 vardiyasındaydık. Tertibimizi aldıktan sonra eksi 425 katına indik. Orada elektrik arızası için beklemeye başladığımız sırada, ne olduğunu bilmiyorum. 11 gün sonra hastanede ayılmışım. En fazla üzüldüğüm beraber indiğimiz arkadaşlarımız, beraber okuduğumuz, beraber çalıştığımız arkadaşlarımız kaldılar. Onlar çok etkilediler. İnşallah böyle bir acıları memleketimiz yaşamaz diyorum. Duygulandım, hüzünlendim, eski duygularım depreşti. Çocukluğum burada geçti. Zor bir gün oldu benim için. Düzenleyenlerden ananlardan Allah razı olsun diyorum. Benim 13-14 yaşımdan beri beraber olduğum arkadaşım sağolsun beni buralara getirdi. Ben engelli olmamdan dolayı gelemiyordum. Ben faciada ayağımdan, başımdan ve sol kolumdan yaralandım. Hiç hatırlamıyorum. Benim sol ayağımda protez var."
CİHAN