İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, aralarında Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın da aralarında bulunduğu 17 gazeteci, yazar ve medya çalışanı hakkındaki 15 Temmuz soruşturmasını tamamladı. Bu kapsamda hazırlanan iddianamede, medya dışında TSK'yla ilgili bilgiler de yer aldı. 

İddianamede İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, hakkında işlem yaptığı askerler hakkında hazırladığı analize yer verildi. Yapılan analiz çalışmasında Hizmet Hareketi'yle ilgisi olduğu iddia edilen ve hakkında işlem yapılan askerlerin önemli bir kısmının darbe girişimine aktif olarak katılmadığını tespit tespitine yer verildi.

Başsavcılık bu tespitini örneklerle de açıkladı.

İddianameye göre Hasan Polat isimli kişi "itirafçı olarak" ifade verdi. İtirafçı olan Hasan Polat, 1993-1994 yılında asker abiliği yaptığını belirtti. İfadesi kapsamında ‘abilik’ yaptığı dönemdeki 47 askeri personeli savcılığa bildirdi. Bu isimleri fotoğraflardan da teşhis etti. Savcılık 47 askerle ilgili yaptığı incelemede söz konusu askerlerin tamamının Albay rütbesinde olduğunu, büyük çoğunluğunun da ‘generallik rütbesine’ yüksebilecek "kurmay albay" olduğunu tespit etti.

Ardından savcılık bu askerlerin darbe girişiminde ne gibi bir rol üstlendiğini araştırdı. Savcılık araştırmasının sonucunda bu 47 albaydan sadece ‘ikisinin’ darbe girişiminde aktif rol aldığını belirledi. 15 Temmuz'u gerçekleştiren Yurtta Sulh Konseyi'nin hazırladığı 'atama listeleri de’ savcılık tarafından incelendi. Albayların isimlerinin de bu listede geçmediği ve bir görev verilmediği ortaya çıktı.

Savcılığın itirafları bununla da bitmiyor. 

Genelkurmay Başkanlığı tarafından darbe girişiminin ardından Bylock kullandığı tespit edilen 800’e yakın askerin bilgileri savcılığa gönderildi.

Liste üzerinde yapılan incelemelerde listedeki 500’ü aşkın askerin "darbe girişiminde" yer almadığı belirlendi. Buna göre İstanbul’da görevli ByLock kullandığı iddia edilen askerlerin üçte ikisi darbe girişiminde görev almadı.

Böylece savcılık Hizmet Hareketi'nin 15 Temmuz'la ilgisi olmadığını tescilledi. Fethullah Gülen Hocaefendi de, Hizmet'e sempatiyle bakan bazı askerlerin ulusalcı-kemalist-milliyetçi askerlerle beraber Hükümet karşıtlığı nedeniyle böyle bir şeye kalkışmışlarsa bu onların kendi suçları ve sorumlulukları olduğunu belirtmişti.  

Savcılık tüm bu itirafları "Gülencilerin hepsi darbeye katılmadı çünkü ikinci bir darbe için onları gizlediler" gibi tuhaf bir gerekçeye bağladı. Ancak bu gerekçesini somutlaştırmaya çalışırken 15 Temmuz'la ilgili somut rakamlarla Hizmet'i aklayan gerçek bir itirafa imza atmış oldu..

Aktifhaber