(...)
Çok emin bir kaynaktan aldığım haber, İstanbul Sulh Ceza Hâkimleri’nin neden hukuk ve kanun dışı kararlarda ısrar ettiğini ortaya koyuyor.
Malumunuz İstanbul halen 6 Sulh Ceza Hâkimi’ne emanet.
Tüm arama, yakalama, tutuklama ve el koyma kararları bunların takdirinde. 4 Sulh Hâkimliği daha kuruyorlar.
Şu anki İstanbul Sulh Ceza Hâkimleri’nden birisinin tutukluluk halinin devamı kararından sonra söylediği şu:
“Dosyaları okuduğumu mu sanıyorsunuz? Bu kadar belgeyi nasıl okuyayım? Zaten elimize liste geliyor. O listeye göre kararları verip geçiyoruz…”
Halen görevde olan bir diğer Sulh Ceza Hâkimi ise aylık tutukluluk incelemelerinden önce en az 10 civarında telefon geldiğini, kimlerin tutuklu kalması gerektiğinin kendisine ısrarla bildirildiğini söylemiş.
Bu iki “hâkim”i ve hangi Sulh Ceza’ya baktıklarını biliyorum.
Ve bu “hakim”lerdeki egemen kanaate göre AKP’nin 2023’e kadar kesinlikle iktidarda kalması kesinmiş.
Yani AKP’nin 2023’e kadar iktidarda kalmasına kesin gözüyle baktıkları için AKP’nin her türlü illegal eylemine/projesine “hâkim kararı” üretmekle meşguller.
Bir dizi senaryosuyla nasıl terör eylem talimatı verildiğini açıklayabilen tek bir savcı ve hakim yok.
Bu kafayla dizide “kadına şiddet” kelimeleri geçerse, kadına şiddet uygulayan erkeklerin yakalanması terör eylemi oluyor.
Şiddet gösteren erkeklerin adli yönden soruşturulması için “sinyal” verilmiş oluyor. Hukukun güçle ve menfaatle kiralandığı bir ülke burası.
Kiralanacak canlılar oldukça kiralayanlar da mutlaka olacaktır.
Görüldüğü üzere Hidayet Karaca’nın neden hiçbir delil olmadığı halde akla aykırı şekilde tutukluluğunun devam ettiği anlaşılıyor.
Gazeteciler bu Sulh Ceza Hâkimleri’nin karşısına gelince, hangi kararın verileceği önceden AKP-MİT tarafından kararlaştırılıyor.
Hal böyle olunca bu RTE projesi “hâkim”lerin karşısında hukuk imparatoru olsanız kâr etmiyor.
Devam edin El Kaide’yi korumaya…
Devam edin hukuku Saray’a satmaya…
Bakalım AKP sonrasında bu itiraflarınız sizi kurtarabilecek mi?
