(...)
Silivri’ye son gidişimde Ali Fuat Yılmazer’le görüşmüştüm.
Sitem etti bana.
“İstihbari dinlemenin ne olduğunu millet anlamadı. Hâlâ benim kanunsuz dinleme yaptığımı sanıyorlar. 7000 kişi ve pek çok ünlü dinlendi iftiraları üstümüze yapıştı kaldı. Siz eski bir savcı olarak konuyu biliyorsunuz. Kâfi derecede ifade edin ve anlatın lütfen” dedi.
Pek çok ünlü gazeteci ve iş adamanın dinlendiği iddiasının yalan olduğunu söyledi.
Yalandı.
Çünkü hâkim kararıyla dinlenen bir kişiye başkaları tarafından edilen telefonlar da dinlemeye takılıyor.
Ama bu kişiler “beni de dinlemişler” diyemez.
İstihbarat tarafından takipli kişilerle iletişimdeyseniz doğal olarak takibe siz de geçici olarak takılmış oluyorsunuz.
Kaldı ki soruşturmanın hedef aldığı dönemde Emniyet istihbaratın yaptığı dinlemelerin hepsi de hâkim kararına dayanıyor.
Yılmazer’in kendi kararına değil.
Haklıydı Yılmazer.
(...)