Karargahtaki kozmik oda, gizli bilgiler v
e devlet sırrı
belgeler tartışılırken
Türkiye Büyük
Millet Meclisi (
TBMM) kendi 'kozmik oda'sını açtı bile.
Arşivinde bulunan ve önemli tarihi hadiselerle ilgili 90 belgeyi kamuoyuna sundu. TBMM
arşivi, gerçekten bir hazine. Türkiye'nin hafızası adeta. Bir asra sığan siyasi ve toplumsal dönüm noktalarının kaydı orada. Meclis-i Ayan'dan Meclis-i Mebusan'a, TBMM'nin açılışından bugüne taşınan; gün ışığına çıkmış ya da çıkmamış sayısız doküman saklanıyor. Otomasyon projesi kapsamında 12 milyon belge tarandı. Kontrol ve endeksleme çalışmalarından sonra ilgilisinin istifadesine yönetmelik çerçevesinde sunulacak. Halen mühürlü bulunan hassas belgeler konusunda ise Meclis başkanı karar verecek.
İstiklal mahkemelerine ait 962
dosya ile açıklanmaları belli sürelere tabi gizli
oturum tutanakları bu kapsamda. TBMM İletişim Daire Başkanlığı Genel Evrak Arşiv Müdürlüğü'nün emeğini taşıyan "90. Yılda 90 Belge Sergisi", öncü mahiyetinde. Yakın tarihe kısa
seyahat tadında ve koca hafızanın senelerce tozlu raflarda bekletilmesinin anlamsızlığını da ortaya koyuyor. Çoğumuz için ilginç ayrıntıları gün ışığına çıkarıyor.
Bihi ile başlarmış: Kanunlar dahil Meclis yazışmalarında uzun süre
besmele kullanıldığını öğreniyoruz mesela. Hemen hepsi, 'Bihi' diye başlıyor. Hıristiyan ahalinin emniyetinin sağlanmasını isteyen Papa 15. Benova'ya
Atatürk'ün TBMM Reisi sıfatıyla verdiği
cevapta da bu var. Atatürk, özetle "Ayrım gözetilmeksizin memleket sekeresinin emniyetini temin, insaniyet ve İslam'ın bize emrettiği bir vecibedir..." diyor. Atatürk'ün Meclis'teki bir konuşmasının kendi el yazısıyla tutanağı ve yeni
harf devrimine kadar kullandığı imzası da belgeler arasında.
Atatürk,
Osmanlı Meclisi milletvekili: "
Mustafa Kemal Paşa'nın Osmanlı Meclis-i Mebusanı 4. Dönem
Erzurum Mebusu Olarak Seçildiğine Dair Mazbata" dikkat çekiyor. Buna göre, Atatürk, 1920'de ömrü dört ay süren son Osmanlı Meclisi'ne mebus seçiliyor. Anadolu'da olduğu için
İstanbul'a hiç gitmiyor. "
Böbrek ve akciğer rahatsızlığını" içeren mazeret dilekçesi, kabul ediliyor. Atatürk, TBMM'ye ise
Ankara'dan seçiliyor.
Meclis
fetva ile halife atıyor: Laiklik ilkesi benimsenene kadar geçen sürece dair ayrıntılar da bir hayli öğretici. "TBMM'nin Hukuki Hakimiyet ve Hükümraninin Mümessil-i Hakikisi Olduğuna Dadir Karar" ile saltanat kaldırılıyor. "Türkiye devleti Makam-ı Hilafetin istinatgahıdır." deniliyor; halifelik makamına TBMM tarafından Osmanlı hanedanından bilgi ve ahlakça en olgun birinin seçileceği belirtiliyor. "Mehmed Vehbi'nin Sultan Vahdettin'in Halline ve Yerine Seçilecek Kimseye Bi'ad Olunmasına Dair Verdiği Fetva" geliyor ardından. Şer'iye ve Evkaf Vekili (Din İşleri Bakanı) Vehbi'nin fetvası şöyle: Müslümanların imamı olan kişi
İslamiyet'in haklarını savunmaktan aciz kalır ve hilafet makamını terk ederek kaçarsa hilafetten vazgeçmekle şeriata göre boş olur mu? Cevap: Olur... Bu surette İslam'ın hukukunu ve menfaatlerini korumak için hilafet makamına layık olan bir zata biat olunmak vacip olur mu? El-cevab: Allahu a'lem bi's-sevab olur." Halife (son) seçilen Abdülmecid'e kararı ise TBMM Reisi sıfatıyla Atatürk iletiyor: "Keyfiyet, TBMM'ce alem-i İslam'a ve Türkiye halkına iblağ olunmuştur."
İdare Ankara'da, hilafet İstanbul'da: "...İstanbul İslamiyet'in hilafet merkezi olma durumunu, sonsuza kadar sürdürecektir. Yeni Türkiye'nin idari merkezi Ankara'dır..." gerekçeli
kanunla, Ankara başkent oluyor.
Cumhuriyetin ilanıyla ilgili 1923 tarihli
Anayasa değişikliği belgesinde ise "Türkiye Devletinin şekli Cumhuriyettir. Dini, din-i İslâm'dır." yazıyor.
Hanedana 10 gün süre: "Hilafetin Kaldırılması ve Hanedan Mensuplarının Sınırdışı Edilmelerine Dair Kanun", 3
Mart 1924 tarihli: "Hilafet hal edilmiştir.
Hükümet ve cumhuriyet mana ve mefhumunda esasen mündemictir. Osmanlı hanedanından erkek ve kadın bilcümle azası ve damatlar 10 gün içinde Türkiye'yi terke mecburdurlar..." 1924 Anayasası'na da giren "Devletin dini İslam'dır." hükmü ise 1937'deki "Laiklik İlkesinin Anayasaya Girdiğine Dair Kanun" ile kaldırılıyor: "...Türkiye devleti cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, laik ve inkılapçıdır..."
İğrenç soyadlar kullanılamaz: Soyadı Kanunu 1934'te kabul ediliyor. Uymayanlara para cezaları getiriliyor, "Her
Türk vatandaşı soyadı takınmağa mecburdur. Umumi edeplere uygun olmayan, iğrenç ve gülünç soyadlar kullanılamaz." deniliyor.
Bayrak
yerli kumaştan: Türk bayrağının yerli kumaştan yapılacağı hükmünü de içeren kanun çıkarılıyor. Başka kumaşa izin, yerli şali temin edilememesi durumunda veriliyor.
150'liklere şartlı af: Milli Mücadele'ye karşı oldukları gerekçesiyle sürgüne gönderilen "150'liklere" affı, 1938'de Atatürk sağ iken
Celal Bayar hükümeti getiriyor. Af kanunu, bu kişilerin 8 yıl boyunca devlette görev alamayacakları şartını içeriyor.
İlk kadın
bakan: Sergide,
demokrasi ayarı yapılmış. "
Parlamento dışından atanan ilk kadın bakan Türkan Akyol" ve "Seçilmiş ilk kadın bakan İmren Aykut" vurgusuyla. Akyol,
12 Mart muhtırasının 1971'de kurdurduğu hükümete dışarıdan atanmıştı. Aykut ise milletvekili iken Turgut Özal'ın 1987'deki kabinesine girmişti. İlk bayan başbakan
Tansu Çiller ise rakipsiz.
İlk Yüce Divan'lık Bahçeli'nin hemşehrisi: İlk
soruşturma komisyonu Bahriye (Denizcilik) Bakanı Cebelibereket (
Osmaniye) milletvekili
İhsan Bey hakkında kuruluyor. Yavuz'un tamiri sözleşmesinde hazinenin zarara uğratıldığı suçlamasıyla bakan, Yüce Divan'da yargılanıp ceza alıyor.
İlk gizli oturum: Açılışından bir gün sonra yapıyor. Atatürk, dıştan yöneltilen Turanizm ve İslamiyet siyaseti eleştirilerine cevap veriyor: "...bütün cihan ve Hıristiyan siyasetinin karşısında, bize yardımı dokunacak harici düşünmemiz normal...."
İlk kanun: Ağnam (Küçükbaş Hayvan) Vergisi Kanunu.
İlk nota:
İngiliz hükümetine verilen nota özetle şöyle: "Türk milleti ve Müslümanlar, Londra'nın ücretli köleleri olan
Yunanlılar vasıtasıyla yaptırdığı katliamları her zaman hatırlayacaklardır... Evvelce Venizelos şimdi de Konstantin'in sürülerine katl ettirmekle bize garp emperyalizminin boyunduruğunu kabul ettiremeyeceksiniz. Vesselam."
İlk
gensoru: Fuat Köprülü ve 15 arkadaşı
şeker fiyatlarına yapılan zam dolayısıyla Başvekil Hasan Saka hakkında gensoru veriyor. Meclis, Kamutay olarak telaffuz ediliyor burada.
İstiklal Marşı şairi, millî şairimiz Mehmet Akif'in sicil kaydı ve İstiklal Marşı.
ZAMAN