Kimisi
kaçakçı zannedilip vurulan kimisi de başına isabet eden kurşunla
vefat eden bu çocukların
ölümleriyle ilgili her şey belirsizliğini koruyor. Çünkü, birkaç yargılama dışında yasal süreç hiçbir olayda sağlıklı bir şekilde ilerlemedi.
Diyarbakır'ın
Lice ilçesi
Şenlik köyündeki mezrasında
koyunlarını otlatırken bulduğu bombaatar mühimmatının patlaması sonucu hayatını kaybeden
Ceylan Önkol'un ölümünün üzerinden bir yıl geçti. Bu süreçte
şüphelilerin ifadesi alınmadı ve sanıklar
mahkeme önüne çıkmadı. Ancak bu konudaki tek örnek Ceylan'la sınırlı değil. Ceylan'ın ölüm tarihi olan 28
Eylül 2009'dan bugüne kadar geçen sürede 10 çocuk daha benzer şekilde hayatını kaybetti. Bu çocukların ölümünün soruşturulması için bir
dosya açılırken, hiçbirinde kayda değer bir ilerleme gösterilemedi. Faillerin ortaya çıkarılmasını isteyen 'Bir Göz De Sen Ol İnisiyatifi'nin verilerine göre,
Türkiye'de 1989 yılından bugüne kadar 352 çocuk çatışmalarda öldürüldü veya şüpheli bir şekilde hayata
veda etti.
Ceylan'dan hemen sonra, 19
Ekim 2009 tarihinde 18 aylık bebek Mehmet Uytun, annesinin kucağındayken evin penceresinden gelen bir gaz bombasının başına isabet etmesiyle ağır yaralandı.
Cizre Devlet Hastanesi'ne kaldırılan bebek kurtarılamadı. 14 yaşındaki Mehmet Nuri Tançoban 31
Mart 2010'da Van'ın Çaldıran ilçesinde hayatını kaybetti.
İran sınırına 2 kilometre mesafede Hangedik köyü yakınlarında kırsalda ölü olarak bulunan Tançoban'la ilgili Jandarma bir
rapor yayınladı. Mehmet Nuri'nin İran'dan Türkiye topraklarına
kaçakçılık maksadıyla gelen bir kişi zannedildiği ve aralarında yaşanan boğuşma sırasında askerin silahının patlaması sonucu öldüğü belirtildi.
Çocukların ölüm şekillerinin birbirine benzemesi, askeri kışlalara ve sınırlara yakın yerlerde öldürülmeleri de dikkat çekiyor. 13 yaşındaki Oğuzcan Akyürek, Van Özalp'ta bulunan
Mustafa Muğlalı Kışlası yakınlarında bir cismin patlaması üzerine hayatını kaybetti. 5 çocuk da bu olayda yaralandı. Bir şüpheli vaka da 16 yaşındaki Canan Saldık'ın ölümü. Van Hacıbekir Kışlası yanında ailesiyle birlikte
piknik yapan Canan, kafasına isabet eden bir kurşunla hayata veda etti. Ailesi kurşunun kışladan geldiğini iddia etti. Bunlarla birlikte, İbrahim
Atalay (17) Van'da,
Fırat Basan (14) ve Diren Basan (10) Şırnak'ta, Ferhat Taruk (17) ve Çekdar Kınay (17) Diyarbakır'da, Enver Turan (15)
Hakkâri Yüksekova'da hayatını kaybetti.
Bir Göz de Sen Ol İnisiyatifi'nden Sezai Temelli, birkaç yargılama dışında yasal sürecin işletilmediğini söylüyor. Yasal sürecin işlediği davalarda da katillerin ya ceza almadan ya da
komik cezalarla kurtulduğunu belirten Temelli, katillerin mutlaka
hesap vermesi gerektiğini vurguluyor. İHD Van Şube Sekreteri Sami Görenbağ da soruşturmaların genellikle rafa kalktığını anlatıyor. Görenbağ, "En dikkat
çekici nokta ise bu davalara
gizlilik kararı konulması. Orduyu yıprattığı düşüncesiyle davalar
savcılık talimatıyla gizli hale getiriliyor. Ben bu gizlilik kararının
manipülasyon anlamına geldiğini düşünüyorum." diye konuşuyor.