Türkiye, dünyada işçi ölümlerinin en çok yaşandığı ülkelerin başında geliyor. Avrupa'da ise işçi ölümleriyle zirvede! Türkiye'de her gün ortalama 4 işçi, iş kazalarına bağlı olarak hayatını kaybediyor. Bu yılın ilk yedi ayında hayatını kaybeden işçi sayısı bin 100'ü aştı. Sadece geçtiğimiz Temmuz ayında 123 işçi hayatını kaybetti. 2013 yılında da bin 235 işçi hayatını kaybetmişti.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre 2014 yılının ilk yedi ayında en az bin 100 işçi yaşamını yitirdi. Ölenlerin 56'sı kadın, 28'i çocuk, 21'i göçmen ve 150'si ise emeklilik çağında çalışan işçiydi. Yaşamını yitiren işçilerin 325'i maden, 187'si inşaat, 122'si tarım ve 79'u taşımacılık işkolunda çalışıyordu. İşçilerin 889'u işçi, kamu çalışanı/memur statüsünde çalışan ücretlilerden, 89'u çiftçilerden, küçük toprak sahiplerinden ve kendi hesabına çalışanlardan, esnaflardan oluşuyor.
EN FAZLA ÖLÜM MAYIS AYINDA YAŞANDI
Ocak'ta 92, Şubat'ta 82, Mart'ta 121, Nisan'da 121, Mayıs'ta 416, Haziran'da 146 ve Temmuz ayında ise 123 işçi yaşamını yitirdi. Madencilik işkolunda 325, inşaat-yol işkolunda 187, tarım-orman işkolunda 122, taşımacılık işkolunda 79, ticaret-büro-eğitim-sinema işkolunda 43, metal işkolunda 39, belediye-genel işler işkolunda 28, savunma-güvenlik işçisi 27, enerji işkolunda 18, ağaç ve kağıt işkolunda 17, konaklama-eğlence işkolunda 17, petrokimya-lastik işkolunda 16, gemi-tersane-deniz-liman işkolunda 13, tekstil-deri işkolunda 12, çimento-toprak-cam işkolunda 9, sağlık-sosyal hizmetler işkolunda 8, gıda-şeker işkolunda 7, işkolu belirlenemeyen 8 işçi öldü. 14 yaş ve altında 7 çocuk işçi, 15-17 yaş arasında 12 çocuk/genç işçi, 18-27 yaş arasında 165 işçi, 28-50 yaş arasında 471 işçi, 51 yaş ve üstünde 150 işçi, yaşı öğrenilemeyen 173 işçi öldü.
GEÇTİĞİMİZ AYDA 123 İŞÇİ ÖLDÜ
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin verilerine göre geçtiğimiz Temmuz ayında 123 işçi hayatını kaybetti. İşçi ölümleri en çok Düzce, İstanbul, Kocaeli ve Muğla'da yaşandı. Hayatını kaybedenler en çok tarım, inşaat, metal, belediye/genel işler ve gıda işkollarında çalışıyordu. İşçiler en çok trafik/servis kazaları, ezilme ve düşme nedeniyle hayatını kaybetti. Temmuz ayında yaşamını yitiren 123 işçinin 97'si işçi, memur statüsünde çalışan ücretlilerden, 23'ü çiftçilerden/küçük toprak sahiplerinden ve 3'ü de kendi hesabına çalışanlardan/esnaflardan oluşuyor.
“İSRAİL’İN KATLETTİĞİNDEN DAHA ÇOK İNSAN ÖLÜYOR”
Aksiyon İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Vedat Öztürk, her yıl onbinlerce çalışanın iş kazası geçirdiğini, binlerce işçinin de hayatını kaybettiğini belirtti. Hayatını kaybedenlerin sayısının resmi rakam olduğunu, gerçek rakamın ise daha yüksek olduğunu kaydeden Öztürk, “Fiili durum ise bu rakamın çok üzerindedir. İşçi ölümlerinin önüne, iş güvenliğine daha çok önem vermek ve sendikalaşmanın zorunlu hale getirilmesiyle geçilebilir. Her yıl iş kazalarında hayatını kaybeden sayısı ne yazık ki İsrail'in katlettiği insan sayısından bile fazla, bu yüzden acil çözümler üretilmeli. İş ve maaş güvencesi ne kadar önemli ise can güvenliği bunlardan daha önemlidir.” değerlendirmesinde bulundu.
“GEÇİCİ DÜZENLEMELER ÖLÜMLERİ AZALTMIYOR”
Türkiye'nin iş güvenliği konusunda kalıcı çözümleri ortaya koymadığını belirten İş Güvenliği Uzmanları Derneği Başkanı Hacı Latif İşçen, günü kurtaran yasa ve yönetmeliklerle işçi ölümlerine adeta davetiye çıkarıldığını söyledi. Geçici düzenleme ve yönetmeliklerle iş ve işçi güvenliğinin sağlanmaya çalışıldığını kaydeden İşçen, “Ne yazık ki ülkemizde insanı korumaya yönelik bir yönetmelik bulunmuyor. Bulunanlar da ya eksik ya da yeterince denetlenmiyor. Geçici düzenlemeler, yasa değişiklikleri veya yönetmelikler ölümleri azaltmıyor.” ifadelerini kullandı.
İşçi ölümlerinin en çok yaşandığı inşaat, madencilik tersane gibi iş kollarında iş güvenliği uzmanlarının çalıştırılmasının zorunlu hale getirildiğini ancak bu sistemin de yeterince denetlenemediğini vurguladı. İşçen, iş sağlığı uzmanlarının bağımsız çalışamadığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın da bu konuda yetersiz kaldığını söyleyerek, “İşçi ölümlerinde ilk suçlu her zaman iş güvenliği uzmanı oluyor. Bakanlık eliyle suçlu oluşturuldu. Oysa iş güvenliği uzmanının bağımsız çalışabileceği bir ortam ve çalışma yönetmeliği ne yazık ki bulunmuyor.” dedi.
CİHAN