"Şırnak İli Beytüşşebap Kaymakamlığı"ndan aynen aktarıyorum:
Beşağaç Köyü
Köy Muhtarı:
Yusuf Acer
Nüfusu:
Elektrik durumu:
Yok
Telefon durumu:
Yok
Kanalizasyon durumu.
Yok
Okul durumu:
Yok
Öğretmen sayısı:
Yok
Öğrenci sayısı:
Yok
Sağlık tesisi durumu:
Yok
Sağlık personeli:
Yok
Cami ve din görevlisi durumu:
Yok
Sulama suyu durumu:
Yok
İçme suyu durumu: Yok
Yol durumu:
Hamyoldur
Sorunlar ve çözüm önerileri:
Okul, yol, içme suyu, elektrik ve telefon istenmektedir.
Her ne kadar "yoklar" bitmemiş, Kaymakamlığın resmi listesi aynı "yokluk" ta takılıp kalmışsa da; Beytüşşebap
Milli Eğitim Müdürlüğü sevinçle duyuruyor ki, 2006 yılında, 55 öğrencili, 7 derslikli, 5 şubeli, 2
sınıf öğretmenli, branş öğretmensiz "Beşağaç İlköğretim Okulu" devreye girmiştir.
Sevinçle duyururuz ki, 300 nüfuslu köyümüze elektrik ve sabit telefon gelmiştir.
Ve Beytüşşebap Müftülüğü de kıvançla duyurur ki,
"1971'de köylüler tarafından yaptırılan Beşağaç Köyü Camisi'nin, bir ara köyün boşalması nedeniyle kadrosu alınmış, köylülerin tekrar yerleşmesi nedeniyle 2005'de tekrar kadro verilmiştir. Klasik mimari tarzda olup..."
Kaymakamlığın "sorunlar ve çözüm önerileri" hanesine dönerseniz;
İyi kötü, okul, elektrik ve telefon 21'inci Yüzyıl'a yetişmiş; yol ve içme suyuna sıra gelmiştir.
İşte, "içme suyu" için çalışan köylülerden,
korucu ve hep aynı aileden olan bir grup "yol" da minibüsle giderken köy yakınlarında...
Taranmış, kurşuna dizilmiş, muhtar Yusuf Acer'le birlikte 10 Acer katledilmiş, 2 Acer ağır yaralanmış, iki kişi daha öldürülmüştür. Köy Muhtarı hanesinde de yazılacaktır ki, "Yok".
Yurdun dört bir yanında sorun.
Her köşede, Şırnak'ta, Beytüşşebap'ta, Gabar'da, Kato'da, Cudi'de, Beşağaç yakınında evladını yitirmiş bir ana,
baba; bacağını, kolunu, gözünü yitirmiş de askerden dönmüş bir evlat bulursunuz.
Ve ararsanız, kimi köşede, Müftülüğün hatırlattığı "köyün boşalması" nı yaşamış,
"Beşağaç 250 hane idi. Bize 48 saat süre verdiler. 'Ya korucu olun, ya köyü boşaltın' dediler. Karda Hakkâri yolunu tuttuk. Çarşaftan çadırlar yapıp yattık. Tüm hayvanları ucuza elden çıkardık. Ahırım yıkıldı. Köye Tahir Adıyaman'ın korucuları yerleşti" diyebilecek bir ihtiyarı da görebilirsiniz.
Hiçbirimiz tam saymadık.
Son 15 günde tam oralarda "20
PKK'lı ölü ele geçirildi", Astsubay Hüseyin Ateş 22'sinde şehit oldu, "4
terörist silahlarıyla teslim olmayı seçti."
"40 terörist kıskaca alındı" ve "20 bin asker, kobralar desteğinde operasyonu yoğunlaştırdı"... "Operasyona aşiretlere bağlı korucu ordusu da katıldı."
Valilik kayıtlarına göre;
"11 köylü Jirkan (Jirki), 8 köylü Gevdan (Gewdan), 3 köylü Mamhuran (Mamxuran), birer köyü olan Kaşuran (Keşuren), Grevyan aşiretleri."
Bilmiyoruz, hayatın ve ölümün her saniyesinde kim bilir daha neler oldu.
Resmi kayda göre, bir zamanlar 300 bin adet küçükbaş hayvan varlığı 30 bine inmiş, oradan oraya savrulmuş, göçe kaçmış, kiminin çocuğu dağa çıkmış, köyü boşaltılmış, boşaltılan köye dönmüş, dönememiş, su getirmek için elde silah yola düşmüş, binlerce askerin bulunduğu
bölgede pusuya düşmüş insanlardan, oraya asker evlatlarını, eşlerini gönderip memleketinde tabutuyla karşılamış binlerce anadan, eşten söz ediyoruz.
"
Kürt siyasetçiler", siyaset, insanlık,
halk, bölge adına yapılabilecek bin bir şeyden, sadece "PKK gölgesi" ni seçmişse, halkına karşı da kurtlaşabilen, yoksulunun suyunu kana çeviren silahın barutu olmayı siyaset ve
demokrasi mücadelesi sayıyorsa, vicdanlarıyla bir daha yüzleşsinler.
Aslında tüm siyasetçiler o vicdanla yüzleşsinler.
Beytüşşebap İlçe Milli Eğitim bir
mesaj yayınlamış:
"Küskünlerin barıştığı, sevenlerin bir araya geldiği, rahmet ve şefkat dolu günlerin en değerlilerinden Kurban Bayramı'nız kutlu olsun."
Yerel bir internet sitesinin bomboş "Beşağaç" sayfasında da "küresel
motor"
Google+' class='textetiket' title='Google haberleri'>Google reklamı demektedir ki, "Hotel Mavi Deniz.
Marmaris Turunç'da
denize sıfır."
Beşağaç'a medeniyetin nesi gelirse gelsin, onlar Marmaris'e hiç gidemeyecekti.
UMUR TALU/SABAH