Kolera yüzünden öldüğü düşünülen, ancak kayıtlara salgın
hastalık notu düşülmeyen erlerin karanlıkta kalan ölümlerini Doç. Dr. Şakir Batmaz araştıracak. Köşk'ün desteğiyle bir yıl
İngiliz arşivlerini tarayacak olan Batmaz, konuyu aydınlatmaya çalışacak.
Sultan Abdülmecid döneminde seyir ve topçuluk dersi almak amacıyla Mir'at-ı Zafer
Fırkateyni ve Sürağ-ı Bahri gemileri
Portsmouth Limanı'na
demir attı. Mürettebat kısa zamanda
kent sakinlerinin ilgi odağı oldu. Ancak o dönemde hayat şartları son derece olumsuzdu. Kent içinde
kolera ve benzeri
salgın hastalıklar yaygındı. Britanya'da yaşanan kıtlığın etkileri o dönemde de devam ediyordu.
Doç. Dr. Batmaz, Yitik
Hazine Yayınları'ndan çıkan 'Bilinmeyen Yönleri ile
Osmanlı Bahriyesi' isimli eserinde, limana demirleyen Mirat-ı Zafer ve Sürağ-ı Bahri'nin
mürettebatından salgın hastalığa yakalanıp ölenler olduğunu ifade ediyor. Eğitim için gittikleri Portsmouth'ta hayatını kaybeden 23 asker, o dönemin kendine has şartları nedeniyle Anadolu'ya getirilememiş ve can verdikleri topraklara gömülmüş. Batmaz'a göre Türk bahriyelerden rahatsız olanların burada
tedavi gördüğü kesin fakat
vefat eden erlerin durumu ile alakalı herhangi bir salgın hastalık kaydına rastlanmamış. Hastane defin kayıtları içinde Türk
denizcilerin isimlerine de rastlanılmıyor. Ayrıca hemen hemen her gün gemiye İngilizler tarafından yapılan ziyaretler, gemi personelinin Portsmouth, Gosport ve Londra'da rahatça gezebilmesi, gemilerin İngiltere'de kaldıkları süre içinde bir salgın hastalık ihtimaliyle karantinaya alınmaması da salgın hastalık ihtimalini ortadan kaldırıyor. Batmaz,
Deniz Kuvvetleri Komutan-lığı'nın tarihinde karanlıkta kalan bu dönemi araştırmak için
Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne
teklif götürmüş. Teklifi kabul gören Batmaz, önümüzdeki günlerde İngiltere'ye gidip bir yıl boyunca bu konuyu Portsmouth kentinde araştıracak. Batmaz, "
Gemilerin seyir defterleri arşivinde
hastanenin hasta yatış kayıtlarının bu konuya açıklık getireceğini düşünüyorum." diyor. Portsmouth'taki
şehitlik, 1902 yılında kabristan haline getirilerek etrafı çevrildi.
Genelkurmay Başkanlığı tarafından 1985 yılında ise şehitlik statüsü verilen
mezarlık 1993 yılında bugünkü halini aldı.