Hatırlarsanız bir süre önce Balçiçek Pamir,
Habertürk’teki köşesinde ‘Kapatma davasının arkasındaki isim Deniz
Bölükbaşı mı?’ diye sordu.
Sonra Bölükbaşı’na atfen şu sözleri aktardı: ‘MHP’nin
türban çıkışı tamamen benim fikrim. Olaylar güzel gelişti. Parti kapanacak. Zaten amacım partinin kapatılmasıydı.’
Cümledeki şifreleri çözdüğünüzde, MHP’nin türban düzenlemesine
destek vererek
AK Parti’ye ‘tuzak’ kurduğu ortaya çıkıyordu!
Bölükbaşı, bu iddiayı yalanladı ve Pamir’in kendisinden özür dilediğini söyledi. Pamir ise aksine iddiasının arkasında durdu.
Siyasi kulisleri yakından takip edenler, Bölükbaşı’nın tekzibini pek inandırıcı bulmadı. Çünkü
tanık oldukları özel sohbetlerde o sözlere rahmet okutacak daha vahim iddiaları Bölükbaşı’nın ağzından dinlemişlerdi.
Nitekim Pamir de yazının yayınlanmasından sonra çok sayıda kişinin kendisini arayarak iddianın doğruluğunu teyit ettiğini aktardı.
Kısa süre sonra
Fehmi Koru, Yeni
Şafak’taki köşesinde yazdı. Bölükbaşı, ‘Durun bakalım daha neler olacak?’ demiş. Bu söz, benim de kulağıma geldi. Ama Bölükbaşı’nın sözleri, 5 kelimeden oluşan tek soru cümlesinden ibaret değildi. İddia o ki Deniz Bey, soruya cevabı da vermiş.
Bu mevzuu biraz daha açacağım ama önce şu tespiti yapmalıyım;
Bazı ulusalcı gazetelerde kaleme alınan derin senaryoların büyük bölümünde dolaylı da olsa Deniz Bey’in payı olduğunu söyleyebilirim. Hatta AK Parti dahil tüm siyasi partilerin Deniz Bey’in senaryolarından etkilendiğini iddia edebilirim.
Buradaki
arıza şu;
Deniz Bey’in ciddi bir alkol sorunu var. Tabi, alkol kullanımı onun kişisel tercihi, sözüm yok. Bir gün beni davet ederse onunla ben de kadeh kaldırabilirim. Hadisenin üzerinde durduğum tarafı başka. Maalesef Deniz Bey, içki masasında promili tutturamadığı zaman açıldıkça açılıyor, dehşet senaryoları da o esnada dile geliyor.
Haliyle söyledikleri gazetelere yansıyınca ‘Ben söylemedim’ diyebiliyor. Sanıyorum Pamir’le yaşadığı ‘tekzip’ sorunu da buradan kaynaklanıyor.
Meğer neler biliyor!
Şimdi gelelim Deniz Bey’in kendi sorusuna verdiği cevaba...
Başkent kulislerinde dalga dalga yayılıyor. Deniz Bey’e atfedilen bu sözler, AK Parti
kapatma davasıyla ilgili milletvekili sohbetlerinin de siyasi içerikli bürokrat sohbetlerinin ana
gündem maddesini oluşturuyor.
Bir iddiaya göre Deniz Bölükbaşı, çok sayıda konuğun bulunduğu yemekli bir toplantıda şöyle diyor:
-AKP kesinlikle kapatılacak. Bundan sonra AKP diye bir parti olmayacak.
-Recep
Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatı bitti. Siyasi
yasak gelecek. Onunla kurtarsa iyi. Ömrünün kalan kısmını cezaevinde geçirecek.
-Yakında çok önemli yolsuzluk dosyalarını patlatacağız. Tayyip
Yüce Divan’da yargılanacak, kesin
hapis cezası alacak.
-
Abdullah Gül de kendini kurtaramayacak. Siyasi yasaklı olacak.
Çankaya’da artık oturamayacak.
-AKP’nin devamı bir parti kurulacak, ama içind
e devlete düşman olan kadrolar bulunmayacak,
milli bir kadro yönetecek. Tabi eskisi kadar güçlü olmayacak. Küçük bir siyasi parti olarak hayatına devam edecek.
-AKP’nin yeni lideri kesinlikle
milli bir isim olacak. (Bu arada bir bakanın ismine dikkat çekiyor)
Deniz Bey bu kadar iddialı konuşunca masadaki biri dayanamayıp soruyor: ‘Devlet de mi sizin gibi düşünüyor?’
Sorudaki ‘Devlet’, Devlet Bahçeli değil. Bir nevi derin devletten söz ediliyor. Bölükbaşı gülümsüyor: ‘Öyle olmasa bu kadar rahat konuşabilir miyim?’
Söz Bölükbaşı’nda
MHP’li Deniz Bölükbaşı, çok önemli bir diplomat. 1
Mart tezkeresiyle ilgili müzakerelerde çok önemli görev üstlenmiş ve Amerikalılarla kıran kırana pazarlık yapmış birisidir. ‘1 Mart Vakası -
Irak Tezkeresi ve Sonrası’ isimli kitabını okuyunca, o süreçte ne kadar önemli işler yaptığını bir kez daha teyit etme imkanım oldu.
Kendisine bu görevi veren de dönemin Başbakanı Abdullah Gül’dür. Gül, böylesine kritik bir görev için Bölükbaşı’na güvenmiştir.
Aradan geçen bu sürede ne değişti de Bölükbaşı, başkent gecelerinde
iktidar partisine karşı yürütülen
psikolojik harekatın parçası haline getirilmek isteniyor? Birileri onu da mı uyardı? Veya durumdan vazife mi çıkardı? Yoksa içki masasında fantezi mi yapıyor? Geceyi renklendirmek için espri yapmış olabilir mi?
Ya da promil ayarı bozulunca ne söylediğini bilmiyor mu?
Bölükbaşı, zihinleri kurcalayan ve kulislerde konuşulan bu sorulara mutlaka
cevap vermelidir. Merkezinde kendisinin yer aldığı bu senaryolara açıklık getirmelidir. Evet Deniz Bey, buyurun söz sizin. Lütfen, cevap verirken masadakilerin yüzlerini de hatırlayın.
Bahçeli’ye uyarı
Son sözüm Devlet Bahçeli’ye...
Sayın Bahçeli, toplumsal istikrarın korunmasında çok önemli görevler üstlendiniz. Ülkücü gençliğin
tahrik edilmesine yönelik girişimlerin karşısına set çektiniz, sokağa dökmediniz. Eğer bugün 12
Eylül öncesi gibi iç çatışma ortamı yaşanmıyorsa, bunda büyük rol size ait. Bu büyük sorumluluğunuzu, tarih yazacaktır.
Aynı duyarlılığı, milletvekili
aday listelerinde de gösterdiniz. Yeraltı dünyasında cirit atan, çete faaliyetlerine bulaşan ve kendisini derin devletin adamı pozlarına sokan kimi işgüzarları partinin kapısından içeri sokmadınız.
Görüyorum ki;
MHP’nin kapısına diktiğiniz x-ray cihazından sızmalar olmuş. Tedbirleri arttırmazsanız tüm emekleriniz boşa çıkabilir ve MHP’yi bir anda hiç arzu etmediğiniz derin senaryoların parçası haline getirebilirler.
Tabi bu yeni oyunda yoksanız...
ŞAMİL TAYYAR/STAR