Kendisinin ve çocukların başına gelen önemli şeyleri kaleme almak istediğini bu yüzden günlük tutmaya başladığını ifade eden Hasan Aydoğan, "1952 senesinden beri günlük tutuyorum. Bu seneye kadar önemli gördüğüm her şeyi yazdım. Her gün neredeyim. Havalar nasıl? Kim nereye gitmiş, kim doğmuş, kim evlenmiş bu tür şeyleri yazdım. 1953 senesinin 1. ayının 1. gününde sedir yapmışım. Sonraki gün Çaka'ya gitmişim. Hayatımı yazmak istedim. Bi bakim dedim bu iş nereye kadar gidebiliyor. Bu zamana kadar geldi. Bundan sonra nereye kadar gider bilemiyorum." dedi. Günlükler nedeniyle eski dostlarını da bulduğunu söyleyen Aydoğan, "Tuttuğum bu günlüklerin de bana faydası oluyor. Mesela yıllar önce bize fındık toplamak için Tokat Erbaa'dan işçiler gelmişti. 1970 yılında ismini adresini günlüğümden buldum. Mehmet Özdemir. Onla iyi dost olmuştuk. Ve ben onu tekrar bulmak istedim. Aklıma takıldı. Araştırdık yakınlarını bulduk, 7 sene olmuş öleli. Allah rahmet eylesin. Tabii bu arkadaşla bir türlü buluşamadık. Ama ismini günlüğümden bulduğum arkadaşlarımı bilinmeyen numaralardan araştırıp onlarla görüşüyorum. Eşim öleli üç sene oldu. Şimdi tamamen günlüklerime yöneldim. Bu arada arıcılıkla, hayvancılıkla uğraşmak beni mutlu ediyor. Yaptığım şeyleri de günlüğümde anlatıyorum. Her senenin bir defteri var." şeklinde konuştu. Aydoğan'ın günlüklerinde, Türkiye'nin son 50 yılda yaşadığı önemli olayların izleri de var. Aydoğan, notlarını kısa tutmuş, o uzun ifadeler ile duyguları da kaleme dökmemiş. Ancak o günler hatırlatıldığında uzun uzun anlatıyor. Öyle ki onun gönlünde hala Menderes sevgisi yaşıyor. Aydoğan, hala onun konuşmalarını dinliyor. O, "Bu zaman kadar gelen başbakanlar bir tarafa o bir tarafa onun gibisi gelmedi." derken, Kıbrıs Harekatının ise savaşın uzaması durumunda Türkiye'ye bir şey olacağı endişesi yaşadıklarını aktarıyor. Eskiden çok fakirlik olduğunu, bu zamanın zenginliğinin tahmin bile edilemediğini aktaran Aydoğan, 80 öncesi sağ-sol olayları hatırlatıldığında ise düşüncelerini, "O günler neydi ya. Bizi nasıl kandırmışlar da birbirimize kırdırmışlar. Biz o günleri yaşamışız da nasıl isyan etmemişiz. Çok aptallık etmişiz. O günler gitsin de bir daha geri gelmesin." diyerek anlatıyor. Halen 4 çocuk, 11 torun, 10 tane de torundan torunu olan Hasan Dede, 58 yıldır yani 20 bin 270 gündür hayatını kayıt altında tutuyor, beğendiği takvim yapraklarını biriktiriyor. (CİHAN)