TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, ''Genel
Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerin, Emniyet Genel Müdürlüğüne Ait Bölümünde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'' ele alındı.
Tasarının sunumunu yapan
Milli Savunma Bakanı
Gönül, polisin
hizmet gördüğü nüfus ve AB standartları dikkate alınarak, 2003 yılında 20 yıllık
personel projeksiyonu hazırlandığını bildirdi.
Planlanan sisteme göre, bugün itibariyle polis teşkilatının 31 bin 247 kadro eksiğiyle görev yaptığını bildiren Gönül, halen 166 bin 918 olan
polis memuru sayısının, 2009 yılında 210 bin 160, 2012 yılında ise 220 bin 296'ya ulaşması gerektiğini kaydetti.
Türkiye'de yaklaşık 296 kişiye, AB ülkelerinde ise 250 kişiye bir polis düştüğünü belirten Gönül, bu konuda AB normlarının henüz yakalanamadığına dikkati çekti.
Diğer devlet memurlarının haftada 40 saat, yılda 249 gün ve toplamda ise 1992 saat çalıştığını belirten Gönül, şöyle devam etti:
''Bir polis memuru 12/24 saat çalışma sistemine göre haftada 60 saat, 12/12 saat çalışma sistemine göre haftada 72 saat çalışmaktadır.
Polisin çalışma saati yılda 313 gün, toplamda ise 3 bin 756 saat etmektedir. Bu hesaplamaya göre, bir polisin diğer devlet memurlarından yüzde 88 oranında daha fazla çalıştığı görülmektedir. Personel sayısı istenen düzeye çıkarıldığı takdirde, polisin
mesai saatlerindeki yoğunluk, nispeten düzene girecektir.''
Gönül, 2007 ve sonraki yıllar için okullarda öğrenim gören polis adaylarının atanabileceği boş kadronun bulunmadığını belirterek, açığın kapatılması için 2007, 2008 ve 2009'da
emekli olanlardan boşalan kadrolarla birlikte ilk atamada kullanılmak üzere, 20 bin polis memuru kadrosu ihdas edilmesi gerektiğini söyledi.
-''GÖREV AYRIMI HUDUTLARI BELLİDİR''-
İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu'nun yurtdışında olması nedeniyle vekaleten
komisyona geldiğini belirten Gönül, komisyon üyelerinin sorularını cevaplandırdı.
''Jandarma ve
emniyet arasında bir rahatsızlık kesinlikle yoktur'' diyen Gönül, bu konuyu tarih içinde çözebilen ülkelerden birinin Türkiye olduğuna dikkati çekti.
Bazı ülkelerde farklı güvenlik teşkilatlarının aynı coğrafyada çalışmayı sürdürdüğünü belirten Gönül, ''Türkiye'de
jandarma ve emniyetin görev ayrımı hudutları bellidir. Aralarında
işbirliği söz konusudur. Bugüne kadar bu işbirliği başarıyla yürütülmüştür'' diye konuştu.
Bazı milletvekillerinin, ''yolsuzlukların içinden hep emniyet mensupları çıkıyor'' eleştirilerinin yersiz olduğunu ifade eden Gönül, ''
Emniyet teşkilatı, diğer kurumlardan çok daha fazla
disiplin altında bir kuruluştur. Herkese kefil olacak değiliz ama böyle bir düşünce yanlıştır. Disiplin kurulları,
kanunlara uygun hareket edilip edilmediğini denetler. Bu doğrultuda 2005'te 264, 2006'da ise 202 emniyet mensubu meslekten
ihraç edilmiştir'' dedi.
Gönül,
Necip Hablemitoğlu cinayetinin aydınlatılması için özel bir ekibin çalışmalarını sürdürdüğünü bildirdi.
-DİNK'İN ÖLDÜRÜLMESİ-
AK Parti Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya, son günlerdeki olaylar göz önünde bulundurularak, güvenlik güçlerinin mali ve idari yapılanmasının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Hrant Dink cinayetinin
İstanbul'un en işlek mekanlarından birinde işlendiğini anımsatan Uzunkaya, ''İşlek olmasına rağmen bu mekanda polise ait görüntüleme sistemi yok. Görüntülerin, bir bankanın kamerasından temin edilmesi, İstanbul açısından kabul edilemez'' dedi.
Ogün Samast'ın yakalanmasından sonra basın organlarında yayınlanan görüntülerle ilgili tartışmaları hatırlatan Uzunkaya, şöyle devam etti:
''Samast, şehir merkezine 5 kilometre uzaktaki otogarda yakalandı. Burası jandarma bölgesiymiş. 20 kilometre hududu bulunan polis bölgesinin ortasında bir yer.
Güvenlik birimleri iç içe, can siperane mücadele etmişlerdir. Ancak görüntülerden sonra zan altında kalmışlardır. Başarının onurunu kimseye yaşayamamıştır. Dünyayı ayağı kaldıran olaydan 32 saat sonra
katil yakalanmış ancak, bu başarıyı gösterenler halen zan altındadır.''
Uzunkaya, ''Alınacak polis sayısı 200 bin de olsa kafi değil. Önemli olan gönüllere polisi yerleştirmektir'' dedi.
-''SÖZDE YASA ÇIKARDIK''-
CHP İstanbul Milletvekili
Kemal Kılıçdaroğlu,
toplumda
yasalarla polisin elinin kolunun bağlandığı yönünde görüşler bulunduğunu, polisin de ''suçluyu yakalıyoruz ama serbest kalıyor'' diye şikayetleri olduğunu belirterek, bu sorunların Parlamentoda çözülmesi gerektiğini söyledi
Van'da, eski bir milletvekilinin ''35 kişiyle
karakol basarak uyuşturucu kaçakçısı oğlunu aldığını, karşı koyan 4 polisi yaraladığını'' hatırlatan Kılıçdaroğlu, ''Polislere kim sahip çıktı, karakolu basan ne oldu? Suç işleyenin yaptığı yanına kar mı kalıyor? Polislik mesleği, siyasi açıdan çok yıpratıldı.
Hükümet, polisin saygınlığını kazandırmak zorundadır'' diye konuştu.
-''TBMM, ŞİDDETİ BESLEYEN KURUMLARDAN...''-
Toplum barışı için televizyon dizilerinden yararlanılabileceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Amerika'da zenci ile beyaz mutlaka yan yana konulup, toplum barışı sağlanıyor. Bizdeki dizilerde sigara, şiddet özendiriliyor. Filmleri izleyenlerden bazıları, kendisini filmin başrolünde gibi görüyor.
Şiddeti besleyen kurumlardan biri de TBMM'dir. Çoğu yolsuzluk dosyasının üstünü kapatıyoruz. TGRT'nin yüzde 25'inden fazlasının yabancılara satılmaması konunda yasa çıkardık. Amerikalılar aldı, bir Türk vatandaşına
satış yapıldı gösterildi. Zaten o da ölünce televizyon Amerikalılara kaldı. Sözde yasa çıkardık, uygulanmadığını biliyoruz. Kendimizi kandırmayalım.''
Görüşmelerin tamamlanmasının ardından Emniyet Genel Müdürlüğüne 20 bin yeni polis kadrosu verilmesini öngören kanun tasarısı, kabul edildi.
Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerin, Emniyet Genel Müdürlüğüne Ait Bölümünde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına göre, Emniyet Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatına 9. dereceden 20 bin polis kadrosu ihdas edilmesi öngörülüyor.