Gökhan Çetinsaya'nın üzerinde iki yıla yakın bir zaman çalıştığı 'Büyüme, Kalite, Uluslararasılaşma: Türkiye Yükseköğretimi İçin Bir Yol Haritası' başlıklı rapora göre Türkiye'de 20 bini doktoralı olmak üzere, yaklaşık 45 bin öğretim elemanına ihtiyacı olduğu vurgulandı.
YÖK'ün Nisan 2014 verilerine göre Türkiye'de 141 bin 674 öğretim elemanı bulunduğu belirtilen raporda, ''Ulusal ve uluslararası veriler değerlendirildiğinde, Türkiye yükseköğretim sisteminin önemli bir öğretim elemanı açığı bulunmaktadır. Mevcut öğrenci ve öğretim elemanı sayılarına göre, Türkiye'nin öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı bakımından OECD ortalaması olan 16'ya ulaşabilmesi için, 20 bini doktoralı öğretim üyesi olmak üzere yaklaşık 45 bin öğretim elemanına ihtiyacı vardır. Türkiye'nin OECD ülkeleri ortalamasına erişebilmesi için, önümüzdeki beş yıl boyunca her yıl yaklaşık 18 bin 500 öğretim elemanı sisteme dahil edilmelidir.'' ifadelerine yer verildi.
Yükseköğretim sisteminin her bakımdan yeniden yapılandırılması ihtiyacına vurgu yapılan raporda, Türkiye'nin 2023 hedefleri ve küresel dinamikler ışığında yükseköğretim sisteminin odaklanması ve politika geliştirilmesi gereken üç temel stratejik alan olarak, nicel büyümeden nitelikli büyümeye geçiş, akademik insan kaynağının geliştirilmesi ve uluslararasılaşma başlıkları bulunuyor. Raporda Türkiye ile bazı ülkelerin yükseköğretim öğrenci sayıları karşılaştırılıyor. Büyüme oranları yüzde 100'ün üzerinde gerçekleşen Çin, Bangladeş, İran, Brezilya, Hindistan gibi ülkelerin ardından Türkiye'nin geldiği, yüzde 121 büyüme ile bu ülkelerin ardından en hızlı büyüyen ülkeler arasında bulunduğu tespitine yer veriliyor. Raporda, 2010'da (açıköğretim dahil) 3,5 milyon, 2013'te 4,9 milyon, 2014'te ise 5,5 milyon yükseköğretim öğrenci sayısına ulaşıldığı vurgulandı. Raporda, Yükseköğretim Kurulunun Nisan 2014 verilerine dayandırılarak, Türkiye yükseköğretim kurumlarında eğitim görmekte olan yaklaşık 5,5 milyon öğrenciden, 1 milyon 750 bininin ön lisans (yüzde 32), 3 milyon 370 bininin lisans (yüzde 62), 329 bininin ise lisansüstü (yüzde 6) programlarda yer aldığı; bu öğrencilerin, yaklaşık 2 milyon 206 bininin birinci öğretim (yüzde 40.5), 654 bininin ikinci öğretim (yüzde 12), 2 milyon 545 bininin açıköğretim (yüzde 46.7) ve 44 bininin (yüzde 0.8) ise uzaktan öğretim programlarında kayıtlı olduğu belirtildi.
AÇIKÖĞRETİM ÖĞRENCİ SAYISI 2 MİLYON 545 BİNLERE YÜKSELDİ
Raporda, yükseköğretime erişimi artırmak için kurulan bir yapı olan açıköğretim sisteminin, son otuz yılda program sayısını ve eğitim türlerini çeşitlendirdiği ve hızla büyüdüğü tespitine ve şu rakamlara yer verildi: ''Açıköğretim sisteminde 1982 yılında 26 bin 626 öğrenci varken, öğrenci sayısı gittikçe büyüyerek 1990'da 250 bine, 1995'te 620 bine, 2005'te 950 bine ve 2014'te 2 milyon 545 bine çıkmıştır. Toplam kontenjan içindeki payı yüzde 40'lardan yüzde 24'e gerilerken, açıköğretimdeki öğrenci sayısının toplam öğrenci sayısı içindeki payının sürekli büyümesinin sebeplerinden biri, 2011'de çıkarılan 6111 sayılı kanunla birlikte getirilen düzenleme sonucu öğrencilik statüsünün süresiz devam edebilmesidir. Nitekim, açıköğretim programlarına kayıtlı olduğu halde kayıt yenilememe veya kayıt dondurma gibi farklı nedenlerle aktif kayıtlı olmayan çok yüksek sayıda, yaklaşık bir milyon (toplam açıköğretim öğrencileri arasında yüzde 40'lar seviyesinde) öğrenci bulunması (bu konunun yüzyüze eğitimdeki benzer yansımaları da düşünüldüğünde) sistemin yeniden ele alınmasını zorunlu kılmaktadır.''
Yükseköğretim kurumlarında 1982'de yaklaşık 22 bin, 1992'de 38 bin, 2002'de 76 bin öğretim elemanı bulunduğu vurgulanan raporda, ''Bu sayı 2013'de 133 bine ulaşmıştır. Yükseköğretim Kurulunun Nisan 2014 verilerine göre ise, 141 bin 674 öğretim elemanı bulunmaktadır. Bu sayının 19 bin 877'si profesör, 12 bin 634'ü doçent, 30 bin 750'si yardımcı doçent, 44 bin 440'ı araştırma görevlisi, 20 bin 325'i öğretim görevlisi, 9 bin 942'si okutman, geriye kalan 3 bin 696'sı ise uzman ve diğer öğretim elemanı kadrolarında çalışmaktadır. Öğretim üyelerinin tüm öğretim elemanları içindeki payı yüzde 45'tir.Ulusal ve uluslararası veriler değerlendirildiğinde, Türkiye yükseköğretim sisteminin önemli bir öğretim elemanı açığı bulunmaktadır. Mevcut öğrenci ve öğretim elemanı sayılarına göre, Türkiye'nin öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı bakımından OECD ortalaması olan 16'ya ulaşabilmesi için, 20 bini doktoralı öğretim üyesi olmak üzere yaklaşık 45 bin öğretim elemanına ihtiyacı vardır. Gelecek on yıldaki büyüme tahminleri ve tahmin edilen bu büyümenin yüzyüze programlarda olması gerektiği hususu düşünüldüğünde, ihtiyaç daha da kritik bir hal almaktadır. Bu çerçevede, Türkiye'nin OECD ülkeleri ortalamasına erişebilmesi için, önümüzdeki beş yıl boyunca her yıl yaklaşık 18 bin 500 öğretim elemanı sisteme dâhil edilmelidir.''denildi.
CİHAN