Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, aralarında uğradığı suikast sonucu öldürülen dönemin Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın da bulunduğu 2’si asker 16 kişinin ölümüyle ilgili iddianameyi tamamladı. Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun’un 20 yıllık zaman aşımına gireceği gün tamamladığı iddianame, 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.
ÖRGÜT DELİLİ YOK
22 Ekim 1993’te Lice Jandarma Komando Bölük Komutanlığı binası önünde ‘kanasla’ suikasta uğrayan Tuğgeneral Aydın’ın öldürülmesiyle ilgili detaylara yer verildi. İddianamede “Resmi tutanaklarda PKK terör örgütü mensuplarının ilçeye saldırması nedeniyle bu sonucun meydana geldiği yazılmış, ancak örgüt o gün ilçeye kendilerine ait hiçbir gruptan saldırı olmadığını ileri sürmüştür. Geçen 20 yıla rağmen saldırıya katıldığı tespit edilen örgüt mensubu olmamıştır. Olay günü PKK terör örgütünün Lice ilçesine saldırdığına ve Tuğgeneral Aydın’ı öldürdüğüne dair delil elde edilememiştir” denildi.
“Bazıları başa çıkamadığı hasmını JİTEM’e, bazıları da PKK’ya ispiyonlayarak öldürülmelerini sağladı” tespitinde bulunan savcı, “Musa Anter ve Vedat Aydın gibi sevilen kişilerin öldürülmeleri, Lice ilçesinin iki defa yakılması, örgüt tarafından kullanılarak halk silahlı isyana teşvik edilmiştir” yorumunu yaptı.
Dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı Emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve Üsteğmen Tünay Yanardağ hakkında, “Taammüden öldürme”, “Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik”, “Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ile 24 yıla kadar hapis cezası istendi.
‘Gizli görevle Tokat’a gittim’
Soruşturma kapsamında talimatla ifadesi alınan Jandarma Uzman Çavuş Ahmet Büyükşahin, Tokat’ın Reşadiye ilçesinde görev yaparken Merkez Karakal Komutanı Astsubay Ahmet Kaya’dan duyduklarını aktarmıştı.
Buna göre Bahtiyar Aydın, zırhlı personel taşıyıcı (BTR) timinde görevli bir uzman çavuş tarafından vuruldu, vuran uzman çavuş da BTR tarafından öldürüldü. Bugün Gazetesi'ne konuşan Büyükşahin, ifadelerinin Ergenekon ve Balyoz’daki gizli tanıkların anlattıklarıyla örtüştüğüne dikkat çekti. Büyükşahin, Aydın’ın kendisini Ergenekon gibi yapılar hakkında bilgi toplamak için gizli görevle Tokat’a gönderdiğini anlattı.
YEŞİL ORADAYDI!
Tuğgeneral Aydın cinayetinin zaman aşımına saatler kala polisin eline bir bant kaydı ulaştı. Tuğgeneral Aydın’ın koruma tim komutanı olan astsubay A.E’ye ait olan ses kaydında, olayın bir terörist saldırı değil iç hesaplaşma olduğu belirtiliyor.Olay yerinde Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın olduğu kaydediliyor.
Kayıtta A.E’nin “Yeşil de ordaydı. Yeşil her yerdeydi. Bahtiyar Aydın’ın öldüğü yerdeydi” ifadesi yer alıyor. Başçavuş A.E, cinayet sırasında Aydın’ın yanında olan diğer kişinin şu an Erzurum Jandarma Bölge Komutanı olan Tümgeneral İhsan Batı olduğunu belirtiyor. Batı’nın Kazım Çillioğlu ve Bahtiyar Aydın cinayetleriyle ilgili sırlara sahip olduğunu ifade ediyor. Vefat ettiği için ifadesi alınamayan Tuğgeneral İsmail Kuru ve ekibinin de Aydın’ın öldürülmesinde rol oynadığını iddia ediyor.
SAHTE RAPORLA LİCE TUZAĞI
İddianamede, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına soruşturma kapsamında 2010 yılında ifade veren gizli tanık Ataç’ın beyanında, Kıdemli Üsteğmen Tünay Yanardağ ile Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın aralarının iyi olmadığını belirttiği kaydedildi.
Gizli tanık Ataç, 1993 yılında Aydın’ın Diyarbakır’a Jandarma Bölge Komutanı olarak atandığını, aynı dönemde Tünay Yanardağ’ın da Abdülkerim Kırca’ya bağlı olarak Diyarbakır JİTEM’de tim komutanı olarak görev yapmakta olduğunu, okuldaki anlaşmazlıklarının da Diyarbakır’da devam ettiğini vurguladı.
Şüphelilerden Tünay Yanardağ’ın kimlik bilgileri tespit edilemeyen Cemil Kod adlı itirafçıyla birlikte JİTEM adına düzenlediği duyum raporu ile maktul Bahtiyar Aydın’ın helikopterle Lice’ye gitmesini sağladığı ve 300 metre mesafeden ‘Kanas’la Cemil Kod’a öldürttüğü belirtildi.
Şüpheli Eşref Hatipoğlu’nun ise 14 vatandaşın ölümüne sebep olan operasyonu yönettiği, onun emirleri ile ateş edilmesi sonucu ölümlerin olduğunun anlaşıldığı ifade edildi.
Ataç’ın ifadelerine göre, Yanardağ’ın Tuğgeneral Aydın’ı kastederek, “Ankara’da bu heriften kurtulamadım, buraya geldim yine kurtulamadım, bu adam kurmay olmamı engelleyecek, bundan ancak öldürürsem kurtulurum, başımıza bela oldu” şeklinde konuştuğu da iddianameye girdi.