Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Türkiye'de yaklaşık 200 bin uyuşturucu bağımlısı olduğunun tahmin edildiğini bildirdi.
Çubukçu, ''Madde Bağımlılığını Önleme Kampanyası''
tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, herkesi böyle bir kampanyada bir araya getiren en önemli nedenin, madde bağımlılığı konusunda her geçen gün kaygı verici boyutlara ulaşan rakamlar olduğunu söyledi.
Bakan Çubukçu, ''Türkiye'de yaklaşık 200 bin uyuşturucu bağımlısı olduğu tahmin edilmektedir. Madde kullanım yaş sınırı da giderek daha aşağılara doğru
inme eğilimi göstermektedir'' dedi.
Türkiye'nin 1995 yılında sentetik uyuşturucularla ilgili hemen hiçbir sorunu yokken, sadece 3 yıl sonra hap kullanımındaki artışın kaygı vereceği olduğuna işaret eden Çubukçu, en önemli
toplumsal sorunlardan olan madde bağımlılığının suç oranlarına da yansıdığını söyledi.
Çubukçu, toplam uyuşturucu suçlarında 1990-2000 yılları arasında gözlenen büyük artışın, madde bağımlılığının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de gittikçe artan ve geleceği tehdit eden önemli bir sosyal sorun olmaya başladığı konusunda kendilerini uyardığını anlattı.
Madde bağımlılığının en yaygın şekli olan sigara tüketimine de işaret eden Çubukçu, ''Sigara tüketimi, 1994'ten beri yılda yüzde 6-7 arasında bir artış göstermektedir. Başka bir ifadeyle sigara tüketimindeki artış nüfus artış hızının yaklaşık 3 katıdır. Kullanılan maddenin ortaya çıkardığı yan etkiler kadar, yol açtığı sosyal sorunlar ve fiziksel hastalıklarla birlikte düşünüldüğünde bireysel ve toplumsal maliyeti yüksek hastalıklar arasında yer alan bir sorunla karşı karşıyayız'' şeklinde konuştu.
-MADDE KULLANIMINA YOL AÇAN ETKENLER-
Bakan Nimet Çubukçu, gençleri ve toplumu tehdit eden madde kullanımına yol açan etkenler arasında iç ve dış güç, hızlı kentleşme ve toplumsal değişimden kaynaklanan değer aşınması,
aile değerleri ve aile bağlarındaki çözülmeler gibi pek çok faktörün yer aldığını dile getirdi.
Bunların, sorunla etkili mücadele etmenin yol ve yöntemleri konusunda kendilerine önemli ip uçları verdiğini ifade eden Çubukçu, şunları kaydetti:
''Her toplumsal sorunumuzda olduğu gibi bu önemli sosyal sorunda da toplumun en temel birimi olan aile, bir yandan sorunun kaynağı, öte yandan çözümün adresi olarak karşımıza çıkmaktadır. Gençlerimizi madde bağımlılığından korumada en büyük görev aileye düşmektedir. Madde kullanımının temelinde zayıf aile bağları, aile parçalanması, aile içi sağlıksız
iletişim,
arkadaş ve çevre etkisi ile sorunlardan kaçış yatmaktadır. Yapılan araştırmalarda, çocuklara ilgi ve sevgi değil sadece maddi doyum sağlayan, onların her isteğini hemen yerine getiren ailelerin çocuklarının madde kullanımına daha meyilli oldukları saptanmıştır. Güçlü ve sağlam aile bağları ile etkili bir iletişim yapısının bulunduğu aile ise uyuşturucu tehdidine karşı bir panzehir görevi yapmaktadır. Bu tespitten hareketle kampanyamızın hem öncelikli
hedef grubu ve
işbirliği yapacağı en temel birim aile kurumu olacaktır.
Anne ve babalardan başlayarak, öğretmenler, okul aile birlikleri ve din görevlileri ile 12-22 yaş arası çocuk ve gençler, sağlıklı gelecek kampanyasının hedef kitlesini oluşturmaktadır.''
Çubukçu, sağlıklı geleceğe uzanan yolun ilk durağında, çocukları doğru bilgilendirmek, farkındalığı artırmak, kişiliğinin güçlenmesini ön plana almak, sosyal becerilerini geliştirecek imkanlar oluşturmanın öncelikle ebeveynlerin görevi olduğunu söyledi.
Kampanyanın temel hedeflerinden birinin, en kötü şartlarda bile çocuklarına ilgi, sevgi ve
şefkat göstermekten kaçınmayan, çocuklarıyla doğrudan iletişim kurma yoluna giden, her türlü sıkıntı ve güçlükte çocuklarının yanında yer alacaklarını hissettiren mutlu ve sağlıklı ailelere ulaşmak olduğunu anlatan Çubukçu, bu hedefe ulaşmak için yapılacak etkinliklerde annelerin ağırlıklı yer tutacağını kaydetti.
Çubukçu, aile, okul, toplum, kamu kurumları,
sivil toplum kuruluşları ve medya işbirliğiyle ''Sağlıklı Gelecek'' kampanyasının da sloganı olan ''Maddeye değil, sevgiye bağlı'' kuşaklar yetiştireceklerine gönülden inandığını sözlerine ekledi.