Türkçe tüm adayları ilgilendiren bir branş. Sınav puanının şekillenmesinde kritik bir öneme sahip. Sayısal, sözel, eşit ağırlık, dil fark etmiyor. Bütün alanlarda sınav sonucuna ciddi anlamda etkisi olan branş Türkçedir. 

ÖSYM anlam bilgisi sorularında öğrencilerin okuduğunu anlama becerisini, kavramlar ve cümleler arasındaki bağıntıları görebilme yetilerini, yorum kabiliyetlerini ölçmek istiyor. Amaç bu olunca da sınavın omurgasını, karakteristiğini anlam bilgisi soruları oluşturuyor. 2013 YGS'de 30 soru anlam bilgisinden gelmiştir. Bir önceki yıl bu daha da fazlaydı.  

Anlam bilgisi kategorisindeki sorular sözcük ve söz öbeği anlamı, cümle anlamı, paragrafta anlatım teknikleri, paragrafın yapısal özellikleri, ana düşüncesi ve yardımcı düşüncesini kapsayan sorulardan oluşmaktadır.  

Birkaç yıldır öğrencilerin sınavla ilgili en çok yakındıkları husus Türkçe paragraf sorularıdır. Soruların uzun olduğu, karmaşık anlam ögeleri barındırdığı, soru çözülürken çok zaman harcanması şikâyet edilen durumların başında geliyor. Bu yüzden kimi öğrenciler arasında anlam sorularına karşı bir ön yargı oluşmuş durumda. Bu yüzden 2009 yılından bu yana Türkiye geneli Türkçe netlerinde büyük düşüş görülüyor. Türkçe sorularıyla aralarına paragraf sorularını çözmek istemedikleri için mesafe koyan öğrenciler var.  Oysaki Türkçe soruları az önce de belirttiğimiz gibi tüm adayların puanının şekillenmesinde hayati bir önem taşıyor. Netlerimizin yüksek olmasını istiyorsak, iyi bir bölüm kazanmak istiyorsak bu sorularla yüzleşmek zorundayız. Yoğun anlam bilgisi sorularını çözebilmek için kitap okumanın oluşturduğu sağlam bir altyapıya ve denemelerle kazanılmış sınav kondisyonuna, en önemlisi yüksek konsantrasyona (soruya yoğunlaşmaya) ihtiyacımız var.  

Uzun paragraf soruları sanıldığı gibi zor sorular değildir. Aslında bir bakıma cevabını içinde barındıran sorulardır. Anlam soruları çözülebilir sorulardır. Paragraflar çok uzun ben bunları yapamam, bunlarla vakit kaybediyorum, soruyu okurken bile unutuyorum tarzı yaklaşımlar görülebiliyor. Bu ön kabullerden ısrarla uzak durulmalı. Bu soruların üzerine kararlılıkla gidilmeli. Eğer bu sağlanırsa bu soruların çözülebilir olduğu görülür. Biz Türkçe öğretmenlerinin anlatırken en çok yorulduğumuz konu anlam bilgisi konusudur. Konuyu anlatmadan önce yaptığımız ilk şey anlam bilgisiyle ilgili ön yargıları ortadan kaldırmaya çalışmak oluyor.  Sınıfta geçen yılın çıkmış sorularını tahtaya yansıtıyoruz ve öğrencilerden rastgele bir soru numarası söylemelerini istiyoruz. Karşımıza çıkan anlam sorusunu sınıfça birlikte irdeliyoruz ve şunu görüyoruz. Bu sorular aslında çözülemeyecek sorular değil, hepimizin çözebileceği sorular. Bu teknikle öğrenciler bu soruların aslında yeterli konsantrasyon sağlandığında çözülebilir olduğunu görüyorlar. Bu soruların çözülebilir olduğunu gösterdikten sonra anlam sorularının ayrıntılarına girmeye başlıyoruz. Sorular anlayarak okunduğunda işin yüzde 80’i zaten bitmiş oluyor.