Celal Bayar'ın mektubu da belgeler arasında. Ama şüphesiz en önemlisi Erdelhun'un saman kağıda yazılı 43 sayfalık notlarıydı. Erdelhun darbeyi kendi kalemiyle anlatıyordu. Darbeciler tüm resmi kurumlar gibi
Genelkurmay'ın da kapısına tankla dayanmıştı. Erdelhun hemen Cumhurbaşkanlığı'nı aradı.
Ama 7 saat öncesine kadar emrinde olan askerler tahammülsüz ve adeta nefret doluydu.
Harp Okulu öğrencileri
Genelkurmay Başkanı'nın kapısını kırdı.
Erdelhun artık darbenin en sıcak dakikalarını yaşadığını anladı. Çünkü Bayar'ı koruması için haber verdiği Cumhurbaşkanı Muhafız
Alay Komutanı da darbecilerin yanında yer almıştı. Direnmek faydasızdı. Erdelhun
gözaltı kararına karşı koymadı.
Artik iş şirazesinden çıkmıştı. Tam bu sırada hiç beklenmeyen bir şey oldu. Bir
teğmen Genelkurmay Başkanı Erdelhun'a
hakaret etti.
Cuntacılar Erdelhun'a tek kelime konuşturmadı. Bakışlar öfkeli, eller tetikteydi. Devrik Genelkurmay Başkanı gözaltında tutulmak üzere
Harp Okulu'na götürüldü.
Çuntacılar son çare olarak Erdelhun'a darbenin liderliğini
teklif etti. Çünkü dönemin 3.
Ordu Komutanı Ragıp Gümüşpala " Başta benden daha rütbeli biri olmazsa 3. Ordu'yu Ankara'ya yürütürüm" demişti. Erdelhun ölümü göze aldı. Teklifi kararlı bir şekilde geri çevirdi.
Zaman'ın tarihi gazetecilik başarısıyla yayınlamaya başladığı Erdelhun'un anıları bir hafta boyunca dizi olarak devam edecek.