Dönemin
İstanbul Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr.
Erdoğan Teziç ile aynı anabilim dalında
öğretim üyesi Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu'na hazırlatılan 9 sayfalık
rapora göre,
18 yaş altındakilere din ve vicdan özgürlüğü hakkı tanınmıyor. 1
Nisan 1997'de
Cumhurbaşkanlığı'na sunulan raporda anne-babanın çocuğuna dinini anlatması bile suç.
Cezai
ehliyet yaşı esas alınarak, 18 yaşın altında olanlar için eğitim ve öğretim hakkı kullanma ehliyetinin olmadığı savunuluyor. Teziç, 28
Şubat döneminin YÖK Başkanı Kemal Gürüz'den sonra bu göreve getirilmişti.
Dönemin Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı
Oğuz Özbilgin'in günlüğünde 17 Ocak 1997'de Genelkurmay'da "irtica" brifingi verilen Süleyman Demirel'in, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet Seçkinöz başkanlığında "Cumhurbaşkanlığı Çalışma Grubu"nu oluşturduğu yer alıyor. Bir anlamda Batı Çalışma Grubu'nun Cumhurbaşkanlığı uzantısı olan bu yapının başında bulunan Seçkinöz'ün, Prof. Dr. Erdoğan Teziç ve Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu'na hazırlattığı raporda anayasa maddeleri postmodern
darbecilerin istekleri doğrultusunda yorumlanıyor.
Yasalarda 11-15 ve 16-18 yaş gruplarının 'sınırlı fiil ehliyetliler' olarak tanımlayıp ceza sorumluluğu kapsamında tutulduğuna dikkat çeken rapor, din ve
inanç özgürlüğüne ilişkin ise "Din ve inanç gibi özgürce seçimi ve kanaat edinilmesi için genel bir asgari bilgi ve kültür birikimini ve belli bir olgunluğu gerektiren münhasıran şahsa bağlı bir konuda, kişilerin farik ve mümeyyiz olma yaşının hiç de alt düzeylerde olamayacağı açıktır." notunu düşüyor.
Zaman'ın ulaştığı yeni belgelere göre 28 Şubat döneminin bir ürünü olan Kur'an eğitiminde 12 yaş altı yasağının da temelleri bu raporla atılıyor. 12-18 yaş gruplarının sınırlı fiil ehliyetliler olduğu belirtilen rapor bu yaş gruplarının altını din ve vicdan özgürlüğü veya eğitim öğretim hakkından muaf tutuyor.
Belgelerde ayrıca din eğitimi verilmesi konusunda ideal olanın 18 yaş olmakla birlikte, bunun alt sınırının kazai
evlenme rüştü yaşı olan 15 yaştan az olmaması gerektiği vurgulanıyor. Raporda
Milli Eğitim Kanunu'nun 32. maddesinden yola çıkılarak imam-hatip liselerinin sadece imamlık, hatiplik ve Kur'an kursu öğreticiliği gibi dinî hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanlar yetiştirmek olduğu belirtiliyor.