Gökdemir'in avukatı Cihat Gökdemir, ikna odalarının postmodern
darbe sürecinde ordudan
ihraç edilen subaylar, fişlenen öğretmenler, medyada yapılan haberler ve
Batı Çalışma Grubu (BÇG) adı altında yapılan
fişleme kadar önemli bir
psikolojik harekat olduğuna dikkat çekti. Gökdemir, bu yüzden dosyanın birleştirilmesi talebinde bulunacaklarını açıkladı.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) müfettişlerinin İÜ'de yürüttüğü
soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan Hanife Gökdemir, 12 kişilik ikna odası
ekip listesinin başında eski Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (
ÇYDD) Başkanı Türkan Saylan'ın olduğunu savundu.
Serter'in ikna odası ekibini kurması için Saylan'a görev verdiğini dile getiren Gökdemir, müfettişlerin 12 kişilik listedeki isimleri ifade vermeye çağırdığını söyledi. Gökdemir, Serter'in imzasının bulunduğu önemli bir belgeyi müfettişlerin istediğini ancak belgenin kayıp olduğunu kaydetti.
İkna odaları mağdurlarının bazı tedirginlikler sebebiyle ortaya çıkmak istemediğini aktaran Gökdemir,
dava açtığı ve basından tanındığı için YÖK müfettişlerinin kendisini ifadeye çağırdığını vurguladı. İfadesinde o döneme ait hatırladıklarını anlattığını kaydeden Hanife Gökdemir, öğrenci işlerinde yaklaşık 20 yıldır çalışan bir memurun ikna odalarında görev yapan 12 kişinin bulunduğu bir liste getirdiğini açıkladı.
Listenin tamamını göremediğini ifade eden Gökdemir, listenin başında Türkan Saylan'ın isminin olduğunu gördüğünü aktardı.
Gökdemir, "Denetleme Kurulu müfettişleri ikna odasındaki kişileri gördüğünde tanıyıp tanımayacağımı sordular. Ama ben yüzlerini hatırlayamayacağımı söyledim. Zira o an ben kendi derdime düşmüştüm" dedi.