MGK toplantısı sonrası askerlerin karşı çıktığı REFAHYOL hükümeti istifaya zorlandı. Dönemin
Genelkurmay Başkanı Karadayı'dan sonra göreve gelen Kıvrıkoğlu, "28
Şubat bin yıl sürecek" dedi.
BÜTÜN 28 ŞUBAT HABERLERİ İÇİN TIKLAYINIZ
28 Şubat süreci adını 28 Şubat 1997 tarihli Milli
Güvenlik Kurulu (MGK) kararları sonrasında aldı. 1995 genel seçimlerinde Necmettin
Erbakan liderliğindeki
Refah Partisi sandıktan birinci parti çıkmasından sonra önce ANAYOL
azınlık hükümeti kuruldu. Ancak bu hükümetin ömrü ancak 3 ay sürdü. Daha sonra RP lideri Erbakan ile DYP Genel Başkanı
Tansu Çiller kamuoyunda REFAHYOL olarak tanımlanan hükümeti kurdu. 28 Şubat sürecini tetikleyen olay, Erbakan'ın ilk yurtdışı gezisini aralarında
Libya ve Malezya'nın da bulunduğu bazı
İslam ülkelerine yapması ve Kaddafi'nin, Erbakan'ı çadırında ağırlaması oldu. Yüksek rütbeli subaylar 22 Ocak 1997 tarihinde Gölcük'te toplanarak irticai gelişmeleri ele aldı.
SİNCAN'DA TANKLAR YÜRÜDÜ
30 Ocak 1997'de
Sincan Belediyesi
Kudüs gecesi düzenledi. Belediye Başkanı Bekir Yıldız,
İran büyükelçisinin
misafir olduğu gecede sahneye cihad oyunu konuldu. Askerler bu olay sonrasında hükümete tepki olarak Sincan'da tankları yürüttü. 20 tank ve 15 zırhlı araçla geçiş yapıldı.
'BALANS AYARI YAPTIK'
Dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı
Çevik Bir, tankların yürütülmesini "Demokrasiye balans ayarı" olarak niteledi. Dönemin
Deniz Kuvvetleri Komutanı Ora.
Güven Erkaya "
İrtica PKK'dan daha tehlikeli" dedi. Bu olaydan sonra bazı illerde "Cumhuriyete Sahip Çıkın" mitingleri düzenlendi. 11 Şubat'ta Ankara'da Şeriata Karşı
Kadın Yürüyüşü yapıldı.
9 SAAT SÜREN TOPLANTI
28 Şubat'taki MGK toplantısında 18 maddelik
bildiri hazırlandı. 9 saat süren toplantıda laikliğin Türkiye'de
demokrasi ve hukukun teminatı olduğu sert bir şekilde vurgulandı. Kararda,
laiklik için yasaların uygulanması istendi, tarikatlara bağlı okullar denetlenmeli ve MEB'e devredilmeli, 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli,
Kuran kursları denetlenmeli, Tevhidi Tedrisat uygulanmalı, tarikatlar kapatılmalı, irtica nedeniyle ordudan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medya
kontrol altına alınmalı,
kıyafet kanununa riayet edilmeli,
kurban derileri derneklere verilmemeli,
Atatürk aleyhindeki eylemler cezalandırılmalı, deniliyordu. 4 Mart'ta
Başbakan Erbakan, MGK kararları yumuşatılmazsa imzalamayacağını söyledi ve imzalamadı. Ancak 13 Mart'ta imzalamak zorunda kaldığı kararlar için "Sadece ön yazıyı imzaladım" dedi.
'POST MODERN DARBE'
Dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri
emekli Tümgeneral Erol Özkasnak gazetelere yaptığı açıklamalarda, "Post-
modern darbe olmasaydı, 1999 seçimlerinde bu netice alınamazdı" diyerek, darbeyi savundu. 28 Şubat için "Post-modern" ifadesini kullanan ilk kişi oldu. 28 Şubat döneminde medyayla ilişkileri yürüten ve hükümete yönelik sert manşetlerin atılmasını sağlayan komutandı.